VE AT ÇERKES, E YOLDAŞ OLDU 2

Savaşın devam ettiği 1945 yılının Nisan ayında SSCB’nin Sovyet Halk Komitesi ile VPK(B) Merkez Komitesi, kolhoz ve sovhozlarda birçok haranın kurulmasını ve bu haralardan daha fazla faydalanılmasını karalaştırmışlardır. Bu çalışmalar kolhozlarımızda hayata geçirilerek savaşta büyük bir fakirliğin içine düşmüş olan Ukrayna’nın Velikaya Aleksandrovka Rayonuna büyük katkıda bulunulmuş, bu çerçevede buraya birçok büyük ve küçükbaş hayvan hibe edilmiştir. Aynı yıllarda Adigeler ve Kuzey Kafkasya’nın diğer halklarının buraya gönderdikleri atlarla Velikaya Aleksandrovka köyünde kaliteli atların bulunduğu bir hara kurulmuştur (19, s. 235 )( 9 ). 1946 yılında ülkemizde yetiştirilen iyi cins atların uzun mesafe yürüme yarışmasında Quba Köyünden Ali Qadım’ın Adige cinsi atı 250 kilometrelik yolu 25 saatte yürüdü. Bu ünlü at seyircilerin hayret dolu bakışları arasında yarışın son iki kilometresini de dörtnala koşarak varış yeri olan Moskova hipodromuna birinci sırada girdi.

Ne yazık ki bu güçlü at aynı yıl hayatını kaybetti. Quba Köyü sakinlerinin anlattığına göre, yarıştan dönen Ali Qadım kısraklarını yılkıya gönderir. Pırıl pırıl güneşli bir günde atlar yılkıda dağılmış yayılırlarken, birden kara bulutlarla kapanan gökyüzünden soğuk bir fırtına kopar. Sağanak yağmurdan sonra başlayan tolu atların korkuyla bir uçuruma doğru koşmalarına neden olur. Atları uçuruma doğru göndermemek ve tehlikeli araziden korumak isteyen bu aygır, at sürüsünün önünü kesip onlarla mücadele eder. Onları ağzıyla yelelerinden tutup yerlere atar. Böylece önden gidenleri durdurur. Tekrar aynı yöne koşmalarını engellemek amacıyla atlarla onların gitmek istediği uçurumlu bölge arasında koşarak tur atmaya başlar. Bu şekilde tur attığı bölgede bir çukura birikmiş olan tolunun üzerinden atlamak ister. Yağmur suyuyla karışmış olan tolunun ıslattığı yamaçtan aşağıya doğru kaymasıyla, birlikte at da uçurumdan aşağı yuvarlanır. Bu ata ismini veren, onu küçüklüğünden beri besleyip eğiten aygır çobanı Dıcsekv Aly telaşla atlara doğru koşarken olan biteni görür. Çabucak bindiği attan inerek bulunduğu tepenin üzerinde doğrulup karşı yamacın yankısıyla birlikte aşağıya doğru:’’ A-a-a-l-y-y-y Q-a-a-a-a-d-ı-ı-ı-m !!! ‘’ diye uzun bir çığlık atar. Aşağıya baktığında bu kanlı - canlı aygır buz, taş, su ve topraktan oluşan büyük bir kütlenin içinde kafasından başka bir yer görünmeden yatmaktadır. Dicsekv Aly aşağıda yatan atın iki gözünden gelen yaşların yanağından aşağı aktığına büyük bir hayretle şahit olur. Bu durum karşısında dayanamaz, olduğu yere çökerek uzunca bir süre hıçkırıklarla ağlar. Bu at ve adam o derece birbirlerini sevelerdi ki; atın ölümünden yıllar sonra bile Dıcsek Aly ömrü boyunca besleyip sevdiği aygırının her anılışında gözyaşlarına hakim olamaz. Bu olayı yıllar sonra Quba Köyü’nden Hesen’in oğlu Melbakhue Boris’ten dinledim.

1952 yılında Adıge atları tekrar 500 kilometrelik uzun bir yürüyüş için yola çıkarlar. Yolun yarısı iniş ve yokuşlardan oluşmakta, bataklık, sel ve taşlık arazinin içinden geçmekteydi. Bununla birlikte yürüyüşe elverişli alanlar da mevcuttu. 28 Mayısta Nalçik Hipodrumu’ndan başlayan yürüyüşte Csegem – Baxhsen – Zeyque – Gundelen – Heymacse Yaylası – Qermeheble (Kamennomostskoye ) – Dzeliquequaje – Quba – Soldatskaya – Qalekvih – (Proxladny ) – Maysky – Abey Kasbası ( Wrojayhoye ) – Pos adlı yerleşim yerleri gidiş güzergahı, Tersky – Andzorey ( Stary Lesken ) – Jemthele – Sovetsky – Djerpedjej – Dolinsk – Nalcsik adlı yerleşim yerleri de dönüş güzergahını oluşturmaktaydı. Atlılar atlardan hiç inmeden her gün 10 - 12 saat yol yürümekteydiler. Bu grup aralık ayının 5’inde Nalçik’e ulaştıktan sadece 2 saat sonra atlarla 2 kilometrelik bir sürat yarışı daha yapmışlardı (43, s. 26 - 27).

Adige atının tarihinde bu gibi birçok istatistiklere ulaşmak her zaman mümkündür. Ülkemizde ve başka ülkelerde bu gün hala yaşayan ve anılan Adige binek atı iki cinstir.

a) – Adige Atı ( Qeberdinskaya Poroda ). Bu at görünüş itibariyle fazla yüksek değildir. Aygırların yüksekliği: 150 cm. Göğüs çevresi 180 cm. Ayak bileği çevresi 20 cm. Kısrakların Ölçüleri ise 147 – 177 – 19 cm. Üç yaşlı Adige atlarının en hızlıları 2.4 kilometrelik yolu 2. 44 dakikada koşmuştur. Hızlı koşmalarının yanında Adige atları, çok yük taşıma ve kuvvetli olma özellikleriyle de bilinirler. Proyekt adlı erkek yarış atı 50 kilometreyi 1 saat 41 dakika 25 salisede koşma başarısını gösterdi. Bu cins atların ülkemizdeki toplam sayısı 10.000 den azdır. (6, s.49 ).

b) İngiliz – Adige At Cinsi ( Anglo-Qabardinskaya Poroda ): Bu at cinsinin en süratlisi, 2. 4 kilometrelik yolu 2. 36 saate koşabilmiştir. Bu cins atlar ülkemizde Malke Harası ile Stavropol Bölgesinde Malokaraçeyevske Harasında ağırlıklı olarak yetiştirilmektedir. (6, s. 42).

İleriki yıllarda Adige atlarının ünü ve kalitesinin artıp artmaması öncelikle Cumhuriyetimizde bu işle ilgilenen haraların, köylerdeki çiftliklerin tek başına veya grup olarak, at yetiştirmeye başlayan herkesin atlarla ilgili bilimsel gelişmeleri ve buluşları takip edip etmemelerine bağlıdır. Bol ürünümüz olursa mutlaka iyi atlarımız da olur. ‘’ İyi at sahibinin aynasıdır’’ sözünü bu yüzden söylemiştir Adigeler. At binip yola çıkmadan önce bu konuyla ilgili Adige Xabzelerinin ( örf ) öğrenilmesi gerekmektedir. Ata binerken uygulanan usuller, at üstünde giderken uygulanan usuller, kadınla karşılaşıldığında uygulanacak usuller, bir büyüğe veya atlı bir gruba rastlandığında uygulanacak usuller, haçvecslerdeki ( misafirhanelerdeki ) usuller.