MOĞOLLARIN BAŞ BELASI – ÇERKESLER


        
   Çerkesler(Adıgeler) çok tecrübeli ve maharetli idi. Çerkeslerin bu özellikleri yabancı araştırmacı kişilerin yazılarından da anlaşılmaktadır. Yabancıların yazdıklarına göre 10. yüzyıllardan itibaren Çerkeslerin atlı savaşçılarına karşı gelebilecek savaşçı olmamıştır. Savaş teknikleri ile bilgisi olan kişilerin yazdıklarına göre Çerkeslerin atlı savaşçıları liderliği ellerinden bırakmamışlar, Çerkes savaşçısını < yıldırım> diye tanımlamışlardır.
13.yy da Rusya‘nın içlerine ve Kafkasya bozkırlarına ilerleyen Moğol kabileleri, göçebe yaşamlarını bırakarak Kırım‘a yönelmeye başlamışlardı. O sıralar Çerkesler 1230 yılında liderlerinden Abdunkhan önderliğinde Kırım’ı da Çerkes topraklarına katarak güçlü bir halk konumuna gelmişler ve Kuzey Kafkasların siyasi ve askeri yönden en güçlü devletini kurmuşlardı.
Ne varki aynı yıllarda (1230-1233) Çerkesya’da Moğol istilası baş göstermişti. İlk başlarda Moğollar güçlü bir direnişle karşılaşmalarına rağmen Çerkesya ülkesi büyük zararlar gördü.Moğollar Çerkesleri “Serkasut” olarak adlandırdılar. 1236-1242 yılları arasında Batu and Mengü Han Çerkesya’nın Kırım topraklarını işgal etti, fakat Moğollar özellikle Karadeniz-Kuban bölgesi Çerkeslerine karşı bir türlü güç kuramadılar.
1237 yılının sonlarında Çerkesler Tukar(Tukaram) komutasında, Moğol ordularına karşı sert bir direnişte bulunarak saldırıya geçtiler. Mengühan ve Kadan komutasındaki düşman ordularını darmadağın ettiler ve Tukar’ın yaralanıp öldüğü bu savaşla çetin bir ceviz olduklarını kanıtlamış oldular. (L.İ. Lavrov. “Kuzey Kafkasya’da Moğol İstilası” ve Historian Rashid-ad-Din in the Persian Chronicles)
1260 larda bir başka coğrafya’da(Mısır) Ünlü Mamluk Sultanı Bibars, Kutuzu öldürüp Mamluk Sultanlığının başına geçiyordu. İşte bu ünlü komutan Bibars(Baybars) Moğollar tarafından Çerkesya topraklarından kaçırılarak esir olarak Bizans tüccarlarına  satılmış ve köle olarak Kahire’ye getirilerek Eyyubilerin hassa ordusuna katılmıştı. 1260 yılında iktidara geldiğinde Mamluk ordusunda Çerkes emirler dışında ordu da Türklerden başka büyük oranda Çerkes atlı savaşçılar da bulunuyordu ki, bu nüfus ilerde devletin başına Çerkeslerin geçmesine kadar artmaya devam edecekti(1382)
Çerkesya’da Moğolların diş geçiremediği Çerkesler dışında, aynı dönemde Mısır Mamluk Sultanlığı bünyesinde de aynı kahramanlığı devam ettirdiler ve her bölgede Moğolları durdurabilen yegane tek halkın kendileri olduğunu gösterdiler. Bibars komutasındaki Memluk ordusu (büyük oranda Çerkes ve daha az sayıda Kıpçaklardan oluşuyordu) 1260 yılında Ayn Calut’ta  Moğolları hezimete uğrattı. Bunla beraber 1277 de Bibars İlhanlı Moğollara tabi olan Anadolu Selçuklu Devleti‘ne hücum etti. Ordusunun başında Elbistan‘da Moğol ordusunu tekrar yenerek Kayseri’ye girdi. Moğol egemenliğinin Suriye ve Mısır’a taşmasına kesin şekilde engel oldu ve ünü her yere yayıldı. 
Çerkesya topraklarında ise savaş hala devam ediyordu. 1277 yılında Moğol Hanı Mengü-Timur bir türlü diş geçiremedikleri Çerkeslere karşı büyük ölçekli bir savaşa girişti. Savaş ovalarda yaşayan Çerkeslerin mağlubiyeti ile sonuçlandı ve bozkır topraklarının bir bölümü ile Kırım toprakları Moğol etkisi altına girmeye başladı ve böylece Altın Ordu devleti ile Çerkesya komşu iki devlet oldular. (Zikhia krallığı,Azak denizi doğu kıyıları ile Karadeniz kıyıları ve Kerç boğazı egemenliğini korudu.- “C.Rubruk ve S.Brunovski-1823″)
1281- Mamluk Sultanı Kalavun döneminde Moğol ordusu büyük komutan Cengiz Han neslinden olan Mengü Timur tarafından yönetiliyordu. Kalavun’un koruma bölümünün komutanı yüzbaşı Çerkes Özdemir Al Hac ve Çerkesler bu çatışmada da Mengu Timur’u mağlup etti. 1303- Çerkesler Şam’ın güneyinde Sefer çölünde Moğol imparatoru Kazan Han’ın ordusunu bozguna uğrattılar.Bu savaştan sonra Moğollar bir daha Suriye’ye saldıramadı.
1345 yıllarına gelindiğinde Timur ordusu Kuzey Kafkaslar da Moğol-Altınordu Devletine savaş açtı ve Çerkesler baş düşmanları Altınordu devletine destek verdiler. Timur Moğolları hezimete uğrattıktan sonra Çerkesya topraklarına girdi. Timur ordusu büyük kayıplar vermesine rağmen Çerkes Ülkesine çok büyük zararlar verdi ve bundan sonra başlayacak büyük direnişin ilk kıvılcımını ateşlemiş oldu.
1382 yılında Mısır Kahire’de Malihuk (Çoban) lakaplı “Emir” Berkuk İbn Anas el Çerkasi sultan oldu.Ondan sonra başa geçen sultanların tamama yakını Çerkes olduğundan Ülke Çerkes Memluk sultanlığı olarak anılmaya başlandı. İşte bu dönemde Timur “Çerkes Oğlancığı” diyerek dalga geçtiği Berkuk’a tehditler yağdırıyordu.
1395 Nisan ayında Çerkesya’da Çerkesler Moğolların devamı olan Tatarlar ile birlikte Topal Timur’un ordularına karşı savaş başlattılar. Yılın sonraların da Timur büyük bir ordunun başında  Çerkes ülkesine saldırıya geçerek hayatının en büyük hatalarından birini yaptı. Düşman ordusunun izleyeceği yolları belirleyen Adıgeler, Ğumade bölgesinde tüm çayırları ateşe verdiler ve düşman ordusunun büyük kısmı yanarak can verdi.Bu tarihten sonra Timur Çerkesya toprakların da büyük ölçekli bir savaşa bir daha girişemedi. (Altın Ordu Tarihi)

250 YILI AŞKIN ÇERKES – TATAR SAVAŞI

Müslüman olan ve Türkleşen bazı Moğol kabilelerinin de devamı sayılan Kırım Tatarlarının Çerkesler ile ilişkileri zamanla değişmeye ve Tatar hanlarının işgal heveslerine karşın Çerkes direnişi ve saldırılarının arttığı bir yüzyıl savaşlarına gidiyordu süreç.(Kalmuklar Moğol dilini ve kültürünü koruyabilen tek Kafkas bölgesi kabilesidir) Kısa başlıklar halinde bu süreci işleyelim:
1428- İnal Nekhu Çerkes devletinin en büyük kurumu olarak kabul  edilen Xase’de, Prenslerin Prensi yani Kral olarak seçildi. Çerkes devletinin de başkenti Temen yarımadasının yukarı kısmına kurduklari Şancır şehri oldu.
1441- Moğol İmparatoru Cengiz Han’ın oğullarından Cuci’nin küçük oğlu Toka Temür soyundan gelen ve Moğolları(Tatar) yöneten Hacı Giray tarafından Kırım Tatar Hanlığı kuruldu ve İnal’ın Birleşik Çerkesya krallığı ile sınır komşusu oldular.(Hanlık 1475 yılında Osmanlı himayesine girdi). İşgal hareketlerine karşın 1498 yılında Çerkesler Great Horde üzerine saldırdı ve birçok tatar savaşçıyı öldürdü. Düşman ve Khan Maakhmat Don nehri ötesine Kırıma doğru toprakları terketmek zorunda kaldılar. (Rus Çarlığı Büyükelçisi B.Chelishev )-Bu yıllara rastlayan Ceneviz kaynaklarında Azak Denizi’nin doğu yakası ve Don Nehri’nin doğu yakasına kadarki yerlerde Adigelerin oturdukları yazıldı.
1518- Kırım hanı Bahadir Giray’ın Çerkesya’ya akını ve başarısız oluşu.
1535- Nogay ordularının Çerkesya(Kabarda)’ya akını
1545-47- Kırım hanı Sahip Girayın Kabardaya akını.
1551- Kırım Hanı Sahib Giray’ın Batı Çerkesya’ya akını ve Janey Çerkeslerinin Türk ve Tatarlara karşı başarılı isyan mücadelesi
1557- Kırım hanı Devlet Giray Çerkes yurduna saldırmak için 60 bin kişilik bir orduyla harekete geçti. Rus Çarı, on üç bin kişilik  Şeremetev Yivan komutasında ki ordusuyla hanın ordusunu arkadan kuşatarak, Tula şehri yakınında büyük bozguna uğrattı.
1570 Temmuz- Afips ırmağı yakınında Devlet Giray komutasındaki Kırım Tatarlarıyla Çerkesler arasında savaş yapıldı. İdar Temruko oğlu büyük prens Temruko bu savaşta yaralandı.
1577- Kazi Mirza(Kazi Giray) komutasındaki Nogayların Kabarda’ya saldırısı. Kazi Mirza su savaşta öldürülür.(Nogay Bey ve Mirzaların listesi-Khodarkovsky,Michael “Russia’s Steppe Frontier’, (2004)
1644- Büyük Kabarda’da Çerkeslerin Moğol-Kalmuk ordularını bozguna uğratması.
1672-Kırım Han’ının Kabardey’i işgal etmek için büyük bir ordu göndermesi. Prens Çerkes Kaspulat komutasındaki Rus birliklerin Çerkesler ile birlikte Tatar-Kalmuk birliklerine karşı başarılı savunması.1679 yılında  Rus ordu komutanı Çerkes prensi Çerkaskiy Kaspulat Muçaloviç Kırım Hanlığı ile yaptığı savaşta ordu komutanı olarak hanın kuvvetlerini büyük bozguna uğrattı.
1700,1701- Kaplan Giray emrindeki orduların Çerkesya’ya akını.
1705-Rus-İsveç savaşını fırsat bilen Kırım Hanı Kaplan Girey’in Osmanlı sultanının da onayını alarak 100 bin kişilik bir ordu ile Kabardey yurduna saldırması. Ancak bu savaşta Kabarda Çerkesleri Tatar­ları Kanjal adı verilen ünlü Çerkes-Tatar savaşında bozguna uğratırlar. 3 yıl sonra da Tatar Hanının Çerkeslerden kendisine itaat etme­lerini isteyerek yeniden Çerkesya’ya saldırması ile Çerkesler yenilgiyi kabul etmiş gözüküp gece ani bir baskınla Tatar komutanları öldürüp, ordusu­nu darmadağın ederler.
1717-Kırım Hanı Devlet Girey ve Gazi Girey’in yeni­den Çerkesya’ya akını. Papazların ve Hıristiyan savunmasız Adigelerin kiliselere doldurularak canlı canlı yakılmaları olayı düşmanlığın kökleşmesine neden oldu.
1732-Tatar ve Kalmuklarca kuşatılan bir Rus birliğinin Kabardey kuvvetlerince kurtarılması
1761- Çerkesya’ya akan Kırım Tatarlarının Temirgoy prensliği tarafından bozguna uğratılması.
Bu tarihlerden sonra Çerkesler ile onlara diş geçiremeyen Tatarlar arasında ilişkiler düzelmeye başladı. 1767 lerde her iki Kabardey’in birleşerek Psıj (Kuban) Tatarlarını da yanlarına alarak Çarlık Rusyası’na karşı savaş ilan ettikleri döneme girildi. 1774 yılında Osmanlı-Kırım ile askeri bir ittifak gerçekleştirildi.Kırım Hanı Çerkes, “Nekrasov” Kazakları, Türkler ve Kırımlı kuvvetlerle Rus işgali altında Kabardaya yardım etmek amacıyla Mozdok’a doğru ilerledi.Ancak başarı sağlanamadı.
1782- Tatar Hanı Şahin Giray ve ordusu ile Çerkesler arasında savaş yaşandı. Tatarların perişan edildiği bir gece baskınında Şahin Giray Çerkesler tarafıdan kaçırılarak Çerkes ülkesine götürüldü. (Osmanlı arşiv belgesi- Dosya No:23 Gömlek No:1111)
1783, 23 ağustos ayında Çerkesler ve Nogaylar birleşerek Yeysk Kalesini bastılar. Kaleyi ele geçiremediler ama düşmana ağır kayıplar verdirdiler.
1796- Kalmuk(moğol) lider Dukdukunba komutasındaki 50 000 kişilik bir Kalmuk ve Kazak askeri gücü, Ruslarla ittifak halinde Doğu Çerkesya’ya saldırdı. Kuban ve Terek nehirleri civarındaki bütün köyleri yakıp yıktılar, Çerkesleri kadın çocuk demeden katlettiler. Ama Çerkesler bu saldırıyı da püskürtmeyi başardılar.
1800′ler – Çerkesya Krallığı içinde Temirgoy prensliği federasyonu kuruldu.Prenslik Xase adı verilen bir meclise sahipti ve Temirgoy, Adamey, Hatukay, Yecerukay Çerkesleri ve Hajret (*) Kabardeylerinin bölgelerinden oluşturuldu. Abdzax,Şapsığ bölgesi liderleri de destekliyordu.Nogay savaşçılar ve Ermeni tüccarlar da bu federatif yapıda yer almaktaydılar. Bu konfederasyon ilerde kurulacak Bağımsız Çerkesya’nın(1861) temel taşlarından biri idi