Mr. Longworth gibi kadına bir Avrupalı gözü ile bakan bir kişi bile çerkes kadınlarının özgürlüğünü aşırı bulmuş ve avrupalı kadınların bu derece özgür olmadığını söylemiştir. Mr. J. bell ise "Çerkes kadınlarının tavır ve hareketlerinde İslam dininin etkileri baskındır. Öte yandan çerkes kızları eski Çerkes usüllerine tamamen bağlı olup Avrupanın özellikle yüksek tabakasına mensup kadınlarına tamamen uyuyorlar." yorumunu yapmıştır.
Gayet doğal olan bu usülün eleştirilecek bir tarafı yoktur. Tüm haklarına egemen, saygı gören her hür kadın için en doğru yol budur. Çerkes kızı evleninceye kadar müstakil bir insan olarak her istediği ile görüşmekte, sosyetelere girmekte serbesttir. Evinde erkeklerin ziyaretini kabul eder, misafire hürmet eder. Bu durumlarda yalnız anne veya babası değil, aile büyüklerinden kimse yanında bulunmaz. Esasen kızın bulunduğu topluluğa anne ve babanın girmemesi usüldendir. Bu nedenle kızı düğünde bulunan baba dans yerinde bulunamaz. Babanın yanında kızın dans etmesi saygısızlık olarak yorumlanır. Aile kıza tam bir güven duyar. Erkeklerle serbest bir biçimde çeşitli ortamlarda bir araya gelmesine engel olmak, onun özgürlüklerine tecavüz olarak kabul edilir. Çerkeslerde kız, şerefini bilir, şahsiyet sahibidir. Kız erkeklere hediyeler verir ve onlardan hediyeler alır. Bu şekilde arkadaşları ile yakın ilişkier kurabilir.
Çok zeki olan çerkes kızları konuşmalarında gayet zariftir ve ince espriler yaparlar. Hiçbir şart altında aciz duruma düşmeyen delikanlılar için en müşkül durum bu espriler karşısında mahçup ve malup olmamaktır. Sohbetler serbest, çoğunlukla esprili fakat nazik bir havada geçer. Kaba tavır ve sözler sevilmez ve ayıp sayılır. Bu nedenle inceliğe çok özen gösterilir. Çerkes delikanlısı kızlarla rahatca görüşmeyi, onların iltifatlarını almayı bir hak olarak görürler. Konuşmayan, çekingen davranan kızları "Evli misin?" gibi sözlerle eleştirir, hoşnutsuzluklarını belli ederler.
Çerkes kızlarının yaşayışını yakından bilmeyen bazı Avrupalı yazarlar Çerkes kızlarının kama taşıdığı gibi saçma iftiralarda bulunmuşlardır. Çerkes toplumunda namusunu korumak için bir Çerkes kızının silah taşımasına kesinlikle gerek yoktur. Bir çerkes kızının namusunun lekelendiği görülmüş şey değildir.
Mr. Longworth Çerkes kızları ile delikanlılarının serbest karışmasından bahsederken "Bundan şüphe edene lanet olsun" demiştir.
Mr. J. Bell "Çerkes kızları göğüste çapraz gümüş düğmelerle iliklenmiş sıkı mantoları ile, sırma şerit ve gümüş topla süslenmiş taşlarla bir cengaver gibi görünürler. Fakat saldırganlara karşı tek silahları yüksek namuslarıdır. Bu kıyafet içinde saç örgülerinin belden aşağıya kadar uzanması, nazik hareketleri, özellikle uzun boylu kızlara, hakikaten latif cinse mahsus bütün güzelliği verir. Kızlar daima yüzleri açık gezer. Ancak erkek kalabalığına arsızca asla girmezler. Erkeklerle dolu olduğu halde misafir odasına, yaralıya hizmet etmek üzere geldiğini defalarca gördüğüm güzel ve uzun boylu kız, defalarca bana orduda arkadaşlarına karşı askeri bir görev ifa eden ORLEAN KIZLARINI hatırlattı" yorumunu yapmıştır.
Çerkes kızları da delikanlıları gibi kendini gösterme, daha yüksek dereceye çıkma aşkını taşırlar. Hiç bir konuda geride kalmamaya gayret ederler.
Kız ailenin en nazlı bir ferdidir. Baba çocukarından yalnız kızlarına yumuşak davranır. Anne bütün şefkat ve dikkatini ona gösterir. Kardeşleri onu taparcasına severler. Aile fertlerinden hiç biri bu aziz misafirin kalbini kırmaz. Kız annesinin bir görev arkadaşıdır. Ona her konuda yardım eder. Dikiş işleri tamamen kıza aittir. Hatta kızı olmayan komşuların dikiş işlerine de yardım eder. İplik eğirmek, şayak dokumak kızın görevlerindendir. Aile fertlerinin elbiselerinin temiz olmaması, yırtık olması, misafir ve oturma odalarının yılda bir kaç defa badana edilmiş olmaması,misafir odası yatak ve takımlarının temiz olmaması kızın şöhret ve kıymetini düşürür. Zira Çerkesler, kızların kıymetini güzelliğine göre değil, ev kadını olabilmek için gösterdiği çabaya göre değerlendirirler. Bu nedenle kızlar tembel ve havai olmamaya, son erece temiz ve faal olmaya mecburdur. Köylü hayatı yaşayan ve çoğunlukla zengin olmayan Çerkeslerin sade ve rahat küçük meskenlerinde görülen ve ruhu okşayan temizlik ve düzen, kadınların yoktan var ettikleri çekici düzenlemelerle ve güzelleştirmelerle takdire değerdir.