ÇERKESL,ER HAKINDA BİLİNMEYENLER


Hattilerde, Tanrılar için dini törenleri düzenleyen din adamlarına "Hatiyakue" denirdi. 

Bazı Çerkes isimleri Hat/Hattilerle bağlantılıdır. Bu isimlere Hatu, Hatiy, Hatıze, Hatid, Hatıkue, Hateukh örnek olarak verilebilir. Yine bazı sülale isimleri de Hattilere dayanmaktadır. Hatti oğlu manasına gelen Hatıquey, Hatıjjookue, Hateqşşokue gibi.

Antik çağlarda, doğum sırasında evde Çerkes olmayan, yabancı bir misafir bulunduğunda, çocuğa onun adı verilerek, sonuna "zeki, akıllı" anlamına gelen "us" veya "ous" takısı getirilirdi. Halius-Pantanous ve Aleinous gibi. 

Adıge ve Abaza folklorünün başlangıcı M.Ö. 3000`li yıllara kadar dayanmaktadır. Kaynağını ise Nart destanlarından alır. 

1960 yılında Mıyakuape`ye (Maykop) 2 km mesafede açık gri renkli, kuvarstan 220 cm2 büyüküğünde Abazaca ile yazılmış yaklaşık 32-33 asırlık ilginç bir kitabe bulunmuştur. Bu yazı, alfabenin atası olarak kabul edilmektedir.  Yazıtta bulunan harflerden bazıları Adıge-Abaza sülale damgaları ile aynıdır. 

Çerkeslerin Anadolu topraklarındaki ilk örgütlenişi, 1908 yılında Çerkes Teavün Cemiyeti`nin kurulmasıyla olmuştur. Aynı zamanda Beşiktaş Akaretler`de Çerkesce eğitimi verilmek üzere "Çerkes Numune Mektebi" adında bir okul açılmış ve Adığabze bir gazete çıkartılmıştır. Ancak Lozan Antlaşmasının hemen ertesinde, 5 Eylül 1923`te Milli Eğitim Bakanlığı`nın İstanbul Maarif Müdürlüğü`ne verdiği emirle bu iki kurum kapatılmıştır.

Xabze, Adıge toplumunun temel direği ve sözlü anayasasıdır. Adıge tarihinde 3 temel Xabze yapıcı vardı. Bunlar; Kazanuko Jabağ, Wıserej ve Degumıko Yedic Zeleskeri.

Çerkeslerin atları da kendine özgü, soylu atlardı. Savaşlar sonucu pek çoğu öldü. Kalanlar ise büyük sürgünün ardından Ruslar tarafından başka cinslerle çiftleştirilerek melezleştirildi. O günden bugüne günümüze Çerkes at cinsi olarak sadece "Şhagdiy" kalabilmiştir. 

Çerkeskalarda bulunan fişekliklere "Bğagustal", Rusça adıyla "Gazırey" denir. Eskiden bunlar birbirine özel bir şekilde bağlanır, bu sayede boş olan tüp ile dolu olan tüp ayırt edilirdi. Tüplerden en soldakine yaraları tedavi etmek amacıyla ilaç konurdu.

Bazı Avrupalı gezginlerin, Kafkasya`ya yönelik notlarına göre, Ortaçağ`da Avrupa`da görülen örme zırh tekniğinin esas kaynağı Kafkasya`dır. 

Çerkesya`daki ilk Rus işgali Prens Svyatoslav önderliğinde 985 yılında gerçekleşmiştir. Prens, Çerkesya`ya girmiş, Taman yarımadasının bir bölümü işgal ederek, Tmutarakan şehrini ve Tamatarha prensliğini kurmuştur. Dolayısıyla bu olay, Rus-Kafkas savaşlarının başlangıcından 778 yıl öncedir.

Bugünkü Darülaceze, Abazaların Kozba ailesinden Halil Rıfat Paşa`nın oğlu Mahmut Celaleddin Paşa tarafından kurulmuştur.

Selahattin Eyyubi, Kudüs`ü fethederken, yanındaki komutanlar arasında Çerkesler de yer almıştır. Bununla birlikte Kudüs`te İslami eserlerin büyük çoğunluğu Çerkes sultanlar tarafından yaptırılmıştır.

Rus Çarı, Sürgün sırasında Osmanlı Sultanı`na bir tavsiye mektubu göndermiştir. Bu mektupta; "Sana bir arı kovanı gönderiyorum. Bunlarla iyi geçinirsen sana çok güzel bal verirler. Fakat yanlış yaparsan seni sokarlar. Sakın bunları tek yere yerleştirme, hepsini dağıt." denmektedir.

1294, Sultan Baybars döneminden itibaren Haçlılar her seferinde Memluk Çerkesleri tarafından püskürtülmüştür. Buna dayalı olarak Akka`daki anıtta Adığabze, Arapça ve İbranice olarak "Son Haçlı askeri buradan Çerkes sultanlar tarafından sürülmüştür" yazmaktadır. 

Antik Yunanistan`da Attikhe adlı bir bölge bulunurdu. Bu ismin Adıge adı ile benzerliği ilgi çekicidir. Yine aynı şekilde antik Yunanistan`da bulunan Meqare adlı özel bir yöre, Adıge sülalerinden Maqhare`leri çağrıştırmaktadır.
Truva daha çok Hattilerin etkisinde kalmış bir medeniyetti. Truva`da devlet yönetimi, kral ve başkanlığını yaptığı genel bir meclis tarafından idare edilirdi. Bu meclisin üyeleri yaşça büyük kişilerden oluşur ve üyelerine "Thymate" adı verilirdi.  Bu Adıgelerdeki Thamate kavramı ile benzerdir. 

Çerkes halk takvimine göre yeni yılın başlangıcı 23 Marttır. Bu günde "toprağın canlandığı”, “yazın kışı yendiği”, “kışın ve yazın ayrıldığı” inancı vardı.

Adıgelerde bir evde bulaşıcı hastalık olduğunda, evin çatısına siyah flama dikilerek hastalığın yayılmaması için çevrede oturanlar ikaz edilirdi.

Bugünkü Polonya ordusunun temeli, 1562 yılında Kabardey bölgesinden Polonya`ya göç eden beş Adıge prensin yönettiği Petyhorcy birliğine dayanmaktadır. Daha sonra bu birliğe, Çerkesya`dan sürekli yeni Adıge savaşçılar eklenmiştir.