KİMERE VE ÇERKES,LER


Kırım, Kafkas Çerkesyası için olduğu kadar Balkan Çerkesyası içinde çok önemli bir bölgedir. Çünkü Kırım Karadeniz havzasının büyük bir kısmını yönetimi altına alan Bosfor-Kimmer İmparatorluğunun kalbidir. Kırım ilginç bir şekilde Çerkesya’yı yönetimi altına almaya çalışılmış tarihsel devletlerin yurdudur.
Kırım ile Çerkesya arasındaki mücadele temelde coğrafidir. İlginç bir şekilde Kırım hemen her zaman Sind-Meot kabilelerini etkisi altına almaya çalışmıştır. Daha sonraki zamanlarda da mesela Kırım Tatarları Kuban başta olmak üzere Kafkas Çerkesyası'nı yönetimi altına almaya çalışmış ve bunun için de Kabardey bölgesiyle siyasi ve askeri anlamda çekişmiştir. Bizce burada dikkat çekici olan Kırım’ın başlangıçtan bu yana Kafkas Çerkesyası'nı siyasal olarak kendisine bağlamaya çalışması gerçeğidir.
Bu arzu Bosfor-Kimmer İmparatorluğu'nun en erken dönemlerinde de Therakes kralları döneminde de devam etmiştir. Öyle ki Balkan Çerkesyası'nın kralları ve kabileleri Bosfor-Kimmer ülkesinin ve devamında Kafkas Çerkesyası'nın yönetimini ele geçirmek için savaşan Kırım Therakes krallarına asker sağlamış ordu göndermişlerdir.
Bosfor-Kimmer İmparatorluğu ve Therakes Krallarına Dair
Bosfor-Kimmer Devleti MÖ. 5. Yüzyıldan MS. 4. Yüzyıla kadar 8 yüzyıl varlığını korumuş bir devlettir. Dubova dö Manperu’nun değerlendirmesine göre Merkezi Asya’yı istila eden İskitler çok uzun bir sefer sonrasında ülkelerine geri döndüklerinde karılarını kendi köleleri ile evlenmiş buldular. Bu Sinde denilen köleleri yenilgiye uğratan İskitler tekrar kendi ülkelerine yerleştiler. Bu eski Sindler Hazar’ın doğusunda yaşayan Meotlar ile Kırım’ın en eski halkı olan Kimmerler'in karışmasından oluşan bir kabileydi. Bu Sind kabilesinin ülkesine Anadolu’dan gelen Helen kökenli Milzyenler yerleşti. Tarihler MÖ 540’ları gösterdiğinde yeni gelen kolonistler Çerkesya’daki eski Pentikape, Nimfe, Tedosya, Fanagorya, Kepos şehirlerine yerleştiler ya da bu şehirleri ilk defa kurdular.
I. Spartoque ve Oğulları
Çerkeslerin Uzev - Darboğaz adını verdikleri ve bugün Kerç adı verilen bölgede kurulan Pentikape adlı şehrin yönetimini eline alan I. Spartoque, Bosfor Arkont’u ünvanıyla Bosfor-Kimmer devletini kurmuş ve öldüğü MÖ 433 yılına kadar devleti yedi yıl boyunca yönetmiştir. Onun ardından oğlu Ş’ele’ueqo / Seleuqo ve sonrada II. Spartoque ülkenin yönetimine geçtiler ve bölgedeki Yunan kolonilerini ele geçirerek büyümeye çalıştılar. II. Spartoque Kırım’daki Yunan kolonlarından Nimpe1şehrini ele geçirmiştir. II. Spartoque MÖ 407’de ölmüş ve yerine oğlu Ş’at’ır / Satirus geçmiştir. Ş’at’ır / Satirus ilk kez Kafkas Çerkesyası’ndan toprak elde etmiş ve Bosfor ülkesini Çerkesya’ya taşıyarak Asya’ya geçmiştir. Şatır Kırım’daki Teodokya kenti kuşatmasında MÖ 393’de öldürülmüştür. Strabon Şatır’ın bu bölgede Queque (Koko) adıyla anılan bir tümülüse gömüldüğünü yazmıştır. Dubova bu Azak bölgesini gezdiğinde bu tümülüsü görmüş ve tümülüsün Asya ve Avrupa kıyılarını aynı anda görecek şekilde tüm Azak denizine hakim bir tepede kurulduğunu yazmıştır.
Şatır’ın ardından ülkeyi kırk yıl yöneten oğlu Lewuquen / Leukon Teodokya kentini almıştır. Leukon 354 yılında öldüğünde ülkeyi oğlu III. Spartoque yönetmiş ancak o da beş yıl sonra 348’de vefat etmiştir.
I. Perizadejj ve Oğulları Şatırus-Yewmyelhe’uş-Peritanıjj
III. Spartoque’nin ölümünün ardından ülkeyi Leukon’un bir diğer oğlu Perizadejj/Pairisade yönetmiştir. Bu Arkhon İskitlerle uzun süre savaşmış ve Kerson kentini alarak Bosfor ülkenin sınırlarını Çerkesya’ya daha da kaydırmıştır.
Kafkasya’da bulunan beş ayrı yazıta göre Perizadejj sırasıyla şöyle anılmaktadır:
  1. Perizade: Bosfor ve Teodokya’nın Arkhontu ve Sind’lerle Toretler ve Dandariyelerin kralı.
  2. Perizade; Bosfor ve Teodokya’nın Arkontu, Asların ve bütün Meotların Thatenslilerin kralı.
  3. Perizade, Tauros (Kırım Dağları)nın zirvesine kadar uzanan ve Kafkas dağlarını da içine alan bütün ülkenin Kralı.
4-5 Perizadejj, Bosfor ve Teodokya’nın Arkontu ve Sindler ve Meotların kralı.
Bu beş kitabe Henoclides2 Posios tarafından Ana Tanrıçaya yaptırılan bir tapınağa aittir. Bu kitabe Bosfor devletinin Asya yakınındaki Fanagorya yakınında 26 Nisan 1818 tarihinde bir patlama sonucu ortaya çıkan çamur volkanının yeryüzüne getirdiği bir taş üzerinde görülmüştür (Dubova 5.s. 58).3
Perizadejj’in Ölümü ve Oğulları Arasındaki Mücadeleler
Perizadejj ülkesini 38 yıl yönettikten sonra MÖ 31 yılında ölmüştür. Arkasında bıraktığı Şatırus, Yewmmyelhe’uş’ ve Peritanıjj adlı oğulları arasında kısa sürede taht kavgaları baş göstermiştir.4
Babalarının ölümünün ardından büyük oğul Şatırus tahta meşru kral olarak geçmiş ancak kardeşi Yewmyelheuş bu duruma karşı gelmiştir. O zamanda tıpkı Therakes krallarında olduğu gibi kardeşler arasındaki taht kavgaları başlamıştır. Şatırus Thapsejj/Thapsis ırmağını gerçek kardeşi Yewmyelheuş’un ordusunun karşısında ordugahını kurmuştur. Ordusunda 3000 kadar paralı Grek askeri ve bir o kadar da Therakes savaşçısı yer almaktaydı. Kalan askeri birliklerin çoğu ise İskit askerleriydi. İskitler bu savaşa 20.000 piyade ve 10.000 atlı ile katılmışlardı. Yewmyelheuş’un ordusunda ise kendisine yardıma gelen Therakes kralı Ariopharne’nin Therakeslerden oluşan ordusu yer almaktaydı. Bu ordu da ise 20.000 atlı ve 22.000 piyade yer almaktaydı.
Yapılan meydan savaşında Şatırus kardeşi Yewmyelheuş ve Therakes kralıAriophanrne’yi bozguna uğratmıştır (Diyodor, Kitap 20:22). Savaş alanından geri çekilen Yewmyelheuş ve Ariopharne Thapseıjj ırmağıyla çevrili bir saraya sığınmışlardır. Şatırus sık ağaçlarla çevrili bu sarayı kuşatmış ve ormanı kestirerek saraya saldırmıştır. İçerde mahsur kalan Ariopharne tek kurtuluş yolunun saldırmak olduğuna karar vermiş ve bir hücum hareketi ile Şatırus’un paralı askerlerinden oluşan birliğine saldırmıştır. Bu birliğin başındaki komutan Manıjjque çarpışmalar sonunda sarayın etrafındaki kuşatmayı devam ettirememiştir. Manıjjque’nin birliklerine hızlı bir şekilde ulaşan Şatırus ise burada yaşanan ikinci bir çarpışmada bir mızrak darbesiyle kolundan yaralanmıştır. Bu olayın üzerine Şatırus ordugaha kaldırılmış ve yaranın etkisiyle de ertesi gün ölmüştür. Bunun üzerine paralı birliklerin komutanı Manıjjque kuşatmayı kaldırmış ve askerilerini yanına alarak Gergeza şehrine çekilmiştir.5 Şatırus’un cenazesi nehir yoluyla Pantikape şehrine getirilmiş ve burada kardeşi, Peritanis’e teslim edilmiştir.
Peritanis kardeşi Şatırus’a bir türbe yapıp onu defnettikten sonra krallığı eline almak için Pantikape şehrine ordusuyla yürümüş ve Yewmyeheuş ile yaptığı savaşta yenilmiştir. Bu yenilginin ardından iki kez daha ordu toplayarak kardeşiyle savaşan Peritanis sonunda Kepes mevkinde yok edilmiştir.6
Yewmyelheuş bu zaferin ardından iki kardeşinin de bütün eşleri ve çocuklarını öldürtmüştür. Ve krallığı eline almıştır. Kafkasya’da sahip olduğu bölgelerde korsanlık yapan Heniokhlar'ı Akhalar'ı ve Taureler'i bozguna uğratmış ve bölgeyi korsanlardan temizlemiştir.
Yewmyelheuş’un ardından Bosfor ülkesi Spartakid hanedanlığı tarafından yönetilmiştir. Ancak tarih MÖ 74 yılını gösterdiğinde ülkesini eski düşmanları İskitlere karşı koruyamayan 3. Predizade ülkesini ve krallığının tüm otoritesini Pontus’un büyük İmparatoru Mitridates VI. Eupator’a bırakmıştır.7 Bu dönemde Pontus’un büyük İmparatoru Mitridates VI. Eupator zaten Abhazya’yı tamamen kendisine bağlamış, Çerkesya’nın kıyı kesimlerine de ağırlığını koymuştu.
Çerkesya Sind-Meot Halkalarının Bosfor Devletiyle İlişkileri
Çerkesya Sindiası ve bu bölgenin başkenti olan Sindika kenti Yunanlı koloniciler bu bölgeye gelmeden önce (MÖ 700) kurulmuş bir kenttir. Sindler'in aynı anda hem Therakesler, hemde Pelasg-Luviler arasında görülen bir kabile olduğunu daha önce belirtmiştik. Dolayısıyla Çerkesya Sindler'i hem Trakya-Kırım bölgesinde yaşayan Therakesler'le hem de Akdeniz-Ege ve Kardeniz’de kendi kolonlarını Yunanlılar'dan çok önce kuran Pelasg-Luvi kabileleri ile ilişkili olarak okunabilir. Kendisi de bir Therakes olan Strabon Sint ve Meotlar'ı, Dandariler, Toreatlar, Agrlar, Arrehler, Tarpetler, Obidiakenler, Sittakenler ve Doshlar ile birlikte anmıştır. 8
Sindlerin MÖ 5. yüzyılda kral Hekatey adına altın para bastıracak kadar ekonomik olarak kalkınmış oldukları söylenir. Bugünkü Anapa’nın yerinde bulunan Gorgippa kenti o dönemde Sindia’nın başkentiydi. Bosfor ve Sindia arasındaki yoğun temaslar siyasi yakınlaşmaya yol açmış olmalıdır. Bosfor Sindia’nın kaynaklarına muhtaçtı. Başta buğday olmak üzere et, atlar, yün ve kereste buradan sağlanmaktaydı.
Bosfor kralı Şatırus zamanında Sindia ile Bosfor arasında siyasi çekimler yaşandığını Antik yazar Poleinos aktarmaktadır. Sind kraliçesi Tirgatao ile Sind kralı Hekatay arasında bir dizi mücadele yaşanmıştır. Aslında Hekatey ile Tirgatao evliydi. Ancak Bosfor Kralı Şatırus Hekatey’ı kendi kız kardeşi ile evlendirip Sind ülkesini etkisi altına almayı planlamıştı. Böylece Meot halklarından İksomatların kralının kızı olan Tirğatao’dan kurtulacak ve ülke kendi etkisi altına girecekti. Polineus şöyle diyor: ‘Hekatey Meot eşini seviyordu ve onu öldürtmek istemedi, sadece sıkı korunan bir kaleye kapattırdı, başına gardiyanlar dikti. Ama onları atlatan Tirgatao kaçmayı başardı ve İksomatların ülkesine ulaşmayı başardı. Meotların önde gelen bir reisi ile evlenen Tirgatao, halkı Şatırus ve onun yandaşı olan Hekatey’e karşı ayaklandırdı. Meotida ve çevresindeki bölgelerden savaşçı toplulukları bölgeye getiren Tirgatao Hekatey’in emrindeki Sind ülkesini yağmaladı. Bunun ardından Şatırus ve Hekatey, Tirgatao ile barış imzalamışlardır.9
Tirgatao, barış teklifini kabul etse de düşmanları anlaşmaya ihanet etmişlerdir. Polineos, şöyle devam ediyor: ‘Şatırus, iki arkadaşını ikna ederek Tirgatao’yu öldürmek üzere görevlendirmiştir. Onlar ziyaretçi olarak Tirgatao’nun makamına gittiler ve kabul sırasında biri, uyduruk istekleri dile getirirken diğeri kılıçla saldırdı. Fakat Tirgatao’nun üzerindeki zırh ve kuşak onu korudu. Bundan sonra Tirgatao, savaşı yeniden başlattı. Ve düşmanlarının ülkelerini yeniden yağmaladı. Şatırus öldü ve oğlu Gorgipp, Tirgatao ile zor şartlar altında barış imzaladı.10
Sindika ile Meot kabileleri arasındaki bu savaşlar arkeolojik kaynaklarda da iz bırakmıştır. Arkeologlar MÖ 5. Yüzyıl sonunda kentler ve yerleşimlerde büyük yangınlar olduğunu tespit etmişlerdir. Bazı arkeologlara göre Semibrantı ören yerindeki yıkık duvarlar, Polienos’un bahsettiği savaşların sonucudur. 11
Ne var ki Bosfor devleti Sindia ülkesini I. Leukon zamanında (MÖ 389-349) tamamen ele geçirmiştir. Kral Leukon zamanında devletin sınırları hayli genişlemiştir, Taman ve Kuban’ın aşağı boylarındaki Toretler, Dandariler ve Psesler de itaat altına alınmıştır