Kafkas erkek kemeri yalnızca Çerkesler tarafından kullanılmamış… Kültürel etkileşim sonucu Gürcüler, Ermeniler, Azeriler ve de Doğu Karadeniz halkı tarafından da kullanılmıştır. Günümüzde bu ortak kullanımı yukarıda belirttiğim halklara ait folklor gösterilerinde giyilen erkek giysiler üzerinde görmek mümkündür. Tarihte, Kafkas erkek kemerinin işlevleri vardır. Kafkasyalılar için giyim kuşam çok önemlidir. Kafkas giysileri ise süslü ve özenle seçilmiş, dikilmiş giysilerdir. Bu söylediklerimi Kafkas folklor ekipleri giysilerinde görmek olasıdır. Çerkesler herkes gibi giyinmeyi sevmezler. Çerkezlerde giysinin önemini vurgulayan ata sözleri vardır. Çerkeslerin giyim ve kuşam ile ilgili bu ata sözleri yaşam felsefelerini açığa vurur. “Giysi adamı süsler, aklı güzelleştirir.” “Tanınmadığın yerde giysi, tanındığın yerde akılsın.” “Giysilerin en güzeli, arlanma duygusudur.” Kafkas kemeri 100-110 santim uzunluğunda, 3- 3,5 santim eninde bir kemerdir. Bu kemerin tokası da, tokadan geçen diğer ucu da gümüştendir. Kemer üzerinde şatafatlı gümüş düğmeler vardır; bu düğmeler sadece süs içindir ve hiç bir işlevleri yoktur. Kemerin sol ön ve sağ ön tarafına gelen her iki bölümde, özellikle sol bölümde, uçları üçgen şeklinde üç püskül vardır. Bu yazının ana konusu da püskül diye adlandırdığımız ve Kafkas erkek kemerinin üsten aşağıya sarkan süslerdir. Kafkas kemeri, hiçbir zaman pantolon aksesuarı olarak kullanılmamıştır. Kafkas kemerleri hep giysinin üzerine bağlanmıştır. Kafkas erkek kemeri 19. yüzyıl sonlarına kadar kama, kılıç tabanca kılıfı takmak için kullanılmış, bu işlevini yitirdikten sonra ise süs olarak takılmıştır. Ancak ilk kullanıldığı tarihten günümüze kadar da bir değişikliğe uğramamıştır da diyebiliriz. Kafkas erkek Kemerinin dikkat çeken önemli unsurları süs olmaktan öte yukarıda değindiğimiz sağlı sollu sarkan üçlü püsküllerdir. Bu püsküller önemli etnografik tarihsel bilgileri günümüze taşımaktadır. Bazı etnograflar bu püsküllerin Kuzey Kafkasya’da taş devrinde kullanılan silahlar olduğunu açıklamaktalar. Bu silahların izine Çerkeslerin yaradılış destanı Nart mitolojisinde rastlamaktayız. Bilim adamı Kafkasyalı Profosör Hadegel Asker her bir parçanın ayrı renk yassı taştan oluştuğunu, Mitolojide adı geçen Nart kahramanlarının gösterdikleri kahramanlıklar için Hase(meclis =konsey) tarafından kahramanlara nişan olarak verildiğini söylemiş ve eklemişti: “Mitolojide anlatılan bu üç nişan yapılan arkeolojik kazılarda bulundu ve şimdi müzede korunuyor ve teşhir ediliyor.” Elimde Kabardey Balkar Cumhriyeti tarihçi araştırmacı yazar Karmokua Hamid’in (Gençler için Nartlar Mitolojisi) adında bir kitabı bulunuyor. Kitap 2001 yılında Nalçik Elbruz basımevinde basılmış. Bu kitabın 149-150 sayfalarında Kafkas kemerinin tarihçesi ile ilgili bir makale yayımlandı. Makaleyi aşağıya alıyorum. “Erkek kemeri üzeri motiflerle bezeli gümüşten masatlarla( yukarıda değindiğimiz üçlü püskül ) süslenirdi. Kemerde bu masatlardan birkaç tane bulunur. Bu masatların günümüzde süs olmaktan öte bir anlamı kalmamıştır. Kemer Çerkes erkek giysisini albenili kılar o kadar. Çoğunlukla gümüşten yapılır. Adı mıvoupçe’dır.(masat) Mıvo çerkesçede taş demektir. Mıve sözcüğünden anlaşıldığı gibi bu süslemelerin aslı taştan yapılmıştır. Bu taşların çok eski tarihlerden başlayan bir işlevsel gelişimi vardır. Binlerce yıl olarak tarihleşen ve arkeolojik kazılarda kral, komutan, savaşçı mezarlarındaki kemiklerin yanında, kılıç ok, yaylarla birlikte bu taşlardan çokça bulundu. Ölen bir savaşçı ile birlikte bu taşlar neden gömülürdü? Herhalde kemer süsü olduğu için değildir. Eski insanların ölen bir savaşçı ile birlikte gömdükleri eşyalar genellikle onun silahlarıdır. Kılıçtır, oktur yaydır. Miveupçe de bir çeşit silahtır. Bundan mıvoupçenin de bir çeşit silah olduğunu anlıyoruz. Anlaşılamayan ise ne tür bir silah olduğudur. Eski savaşçıların kullandığı silahlar incelendiğinde Nart söylencelerinde anlatıldığı ve tarihi arkeolojik kazılarda elde edilen nesnelerden eski insanların kullandığı silahlar sayılıdır. Ok, yay, kılıç, zıpkın, kargı gibi silahlardır. Bunların dışında Nart savaşçı ve avcılarının bellerine bağladıkları bugün mıvoupçe dediğimiz kısa zıpkınlar.. Başka halklar mıveupçe’yi drotik diye adlandırır. Mıveupçenin uzunluğu bir kol ( bilekten dirseğe ) kadardır. Eski Nart savaşçısının savaşa giderken ok yay, kılıç kargı zıpkın dışında birkaç tane de miveupçeyi beline bağlamak suretiyle yanına aldığını Nart mitolojisinden biliyoruz.. Eski savaşçılar, kargı ile dürterek, kılıçla keserek, ok atarak ardından mıvoupçeyı fırlatarak savaşırdı. Anımsayacak olursak Nartlarda(mitolojide) Sosrıko Tetres’i öldürür ve Tetres’in kellesini götürüp annesinin kucağına atar. Tetres’in annesi Sosrıko’nun arkasından ‘leniste’yi (makas ) fırlatır ve Sosrıko’yu eteklerinden kapı kanadına çiviler. “Leniste” sözcüğü Çerkesçe değil eski Latince’dir. Eski Latince’de deki anlamı ise drotik’dır. Mıveupçe sözcüğünün (mıve) taş, sözcüğünden türediği açıktır. Mıvoupçe(drotik) demir silahlar icat edilmeden çok önceleri, taştan yapılan silahtır. Bu aletin silah olduğu adından da anlaşılmaktadır. Demirin bulunup eritilmesi ve demirden silah yapılmasından kılıç ve tüfeğin icadından sonra eski silah mıvoupçe(drotik)ın işlevi kalmamış ise de eski savaşçılar mıveupçeyi belinden çıkarmamış, Kafkas erkek kemerinde bir süs olarak günümüze taşınmıştır.”
ÇERKES ERKEK KEMERİNİN HİKAYESİ
Kafkas erkek kemeri yalnızca Çerkesler tarafından kullanılmamış… Kültürel etkileşim sonucu Gürcüler, Ermeniler, Azeriler ve de Doğu Karadeniz halkı tarafından da kullanılmıştır. Günümüzde bu ortak kullanımı yukarıda belirttiğim halklara ait folklor gösterilerinde giyilen erkek giysiler üzerinde görmek mümkündür. Tarihte, Kafkas erkek kemerinin işlevleri vardır. Kafkasyalılar için giyim kuşam çok önemlidir. Kafkas giysileri ise süslü ve özenle seçilmiş, dikilmiş giysilerdir. Bu söylediklerimi Kafkas folklor ekipleri giysilerinde görmek olasıdır. Çerkesler herkes gibi giyinmeyi sevmezler. Çerkezlerde giysinin önemini vurgulayan ata sözleri vardır. Çerkeslerin giyim ve kuşam ile ilgili bu ata sözleri yaşam felsefelerini açığa vurur. “Giysi adamı süsler, aklı güzelleştirir.” “Tanınmadığın yerde giysi, tanındığın yerde akılsın.” “Giysilerin en güzeli, arlanma duygusudur.” Kafkas kemeri 100-110 santim uzunluğunda, 3- 3,5 santim eninde bir kemerdir. Bu kemerin tokası da, tokadan geçen diğer ucu da gümüştendir. Kemer üzerinde şatafatlı gümüş düğmeler vardır; bu düğmeler sadece süs içindir ve hiç bir işlevleri yoktur. Kemerin sol ön ve sağ ön tarafına gelen her iki bölümde, özellikle sol bölümde, uçları üçgen şeklinde üç püskül vardır. Bu yazının ana konusu da püskül diye adlandırdığımız ve Kafkas erkek kemerinin üsten aşağıya sarkan süslerdir. Kafkas kemeri, hiçbir zaman pantolon aksesuarı olarak kullanılmamıştır. Kafkas kemerleri hep giysinin üzerine bağlanmıştır. Kafkas erkek kemeri 19. yüzyıl sonlarına kadar kama, kılıç tabanca kılıfı takmak için kullanılmış, bu işlevini yitirdikten sonra ise süs olarak takılmıştır. Ancak ilk kullanıldığı tarihten günümüze kadar da bir değişikliğe uğramamıştır da diyebiliriz. Kafkas erkek Kemerinin dikkat çeken önemli unsurları süs olmaktan öte yukarıda değindiğimiz sağlı sollu sarkan üçlü püsküllerdir. Bu püsküller önemli etnografik tarihsel bilgileri günümüze taşımaktadır. Bazı etnograflar bu püsküllerin Kuzey Kafkasya’da taş devrinde kullanılan silahlar olduğunu açıklamaktalar. Bu silahların izine Çerkeslerin yaradılış destanı Nart mitolojisinde rastlamaktayız. Bilim adamı Kafkasyalı Profosör Hadegel Asker her bir parçanın ayrı renk yassı taştan oluştuğunu, Mitolojide adı geçen Nart kahramanlarının gösterdikleri kahramanlıklar için Hase(meclis =konsey) tarafından kahramanlara nişan olarak verildiğini söylemiş ve eklemişti: “Mitolojide anlatılan bu üç nişan yapılan arkeolojik kazılarda bulundu ve şimdi müzede korunuyor ve teşhir ediliyor.” Elimde Kabardey Balkar Cumhriyeti tarihçi araştırmacı yazar Karmokua Hamid’in (Gençler için Nartlar Mitolojisi) adında bir kitabı bulunuyor. Kitap 2001 yılında Nalçik Elbruz basımevinde basılmış. Bu kitabın 149-150 sayfalarında Kafkas kemerinin tarihçesi ile ilgili bir makale yayımlandı. Makaleyi aşağıya alıyorum. “Erkek kemeri üzeri motiflerle bezeli gümüşten masatlarla( yukarıda değindiğimiz üçlü püskül ) süslenirdi. Kemerde bu masatlardan birkaç tane bulunur. Bu masatların günümüzde süs olmaktan öte bir anlamı kalmamıştır. Kemer Çerkes erkek giysisini albenili kılar o kadar. Çoğunlukla gümüşten yapılır. Adı mıvoupçe’dır.(masat) Mıvo çerkesçede taş demektir. Mıve sözcüğünden anlaşıldığı gibi bu süslemelerin aslı taştan yapılmıştır. Bu taşların çok eski tarihlerden başlayan bir işlevsel gelişimi vardır. Binlerce yıl olarak tarihleşen ve arkeolojik kazılarda kral, komutan, savaşçı mezarlarındaki kemiklerin yanında, kılıç ok, yaylarla birlikte bu taşlardan çokça bulundu. Ölen bir savaşçı ile birlikte bu taşlar neden gömülürdü? Herhalde kemer süsü olduğu için değildir. Eski insanların ölen bir savaşçı ile birlikte gömdükleri eşyalar genellikle onun silahlarıdır. Kılıçtır, oktur yaydır. Miveupçe de bir çeşit silahtır. Bundan mıvoupçenin de bir çeşit silah olduğunu anlıyoruz. Anlaşılamayan ise ne tür bir silah olduğudur. Eski savaşçıların kullandığı silahlar incelendiğinde Nart söylencelerinde anlatıldığı ve tarihi arkeolojik kazılarda elde edilen nesnelerden eski insanların kullandığı silahlar sayılıdır. Ok, yay, kılıç, zıpkın, kargı gibi silahlardır. Bunların dışında Nart savaşçı ve avcılarının bellerine bağladıkları bugün mıvoupçe dediğimiz kısa zıpkınlar.. Başka halklar mıveupçe’yi drotik diye adlandırır. Mıveupçenin uzunluğu bir kol ( bilekten dirseğe ) kadardır. Eski Nart savaşçısının savaşa giderken ok yay, kılıç kargı zıpkın dışında birkaç tane de miveupçeyi beline bağlamak suretiyle yanına aldığını Nart mitolojisinden biliyoruz.. Eski savaşçılar, kargı ile dürterek, kılıçla keserek, ok atarak ardından mıvoupçeyı fırlatarak savaşırdı. Anımsayacak olursak Nartlarda(mitolojide) Sosrıko Tetres’i öldürür ve Tetres’in kellesini götürüp annesinin kucağına atar. Tetres’in annesi Sosrıko’nun arkasından ‘leniste’yi (makas ) fırlatır ve Sosrıko’yu eteklerinden kapı kanadına çiviler. “Leniste” sözcüğü Çerkesçe değil eski Latince’dir. Eski Latince’de deki anlamı ise drotik’dır. Mıveupçe sözcüğünün (mıve) taş, sözcüğünden türediği açıktır. Mıvoupçe(drotik) demir silahlar icat edilmeden çok önceleri, taştan yapılan silahtır. Bu aletin silah olduğu adından da anlaşılmaktadır. Demirin bulunup eritilmesi ve demirden silah yapılmasından kılıç ve tüfeğin icadından sonra eski silah mıvoupçe(drotik)ın işlevi kalmamış ise de eski savaşçılar mıveupçeyi belinden çıkarmamış, Kafkas erkek kemerinde bir süs olarak günümüze taşınmıştır.”