Karadeniz ile Hazar Denizi arasında bir duvar gibi uzanan Kafkas Dağları, binlerce yıldan beri değişik dillerde konuşan pek çok etnik halk topluluğuna ev sahipliği yapar. Kafkas Dağları’nın Karadeniz kıyılarından başlayarak yükseldiği ve Batı Kafkaslar olarak bilinen bölümünde, kendilerine Adige adını veren Çerkes kabileleri yaşamaktadır. Kafkas Dağları’nın güney eteklerinden Karadeniz sahiline kadar uzanan bölgede ise kendilerine Apsua adını veren Abhaz halkı bulunmaktadır. Her iki halk da Kafkas dilleri ailesine mensup dillerin çeşitli lehçelerinde konuşmaktadırlar. Kafkas Dağları’nın en yüksek bölümünü oluşturan Orta Kafkaslar ise Türkçe kökenli bir dil konuşan Karaçay-Malkar halkı ile, Hint-Avrupa dillerinin İran kolunda bir dil konuşan Oset halkının tarihî yurdudur. Karaçay-Malkarlılar kendilerine Alan ve Tavlu (Dağlı) adlarını verirlerken, Osetlerin kendi dillerindeki adları İron ve Digor olarak bilinir. Orta Kafkaslardan Hazar Denizi’ne kadar uzanan bölge ise Doğu Kafkaslar olarak adlandırılır. Bu bölgede Kafkas dilleri ailesine giren dillerde konuşan Çeçen-İnguş halkı ile birlikte, yine aynı dil ailesinin değişik dillerinde konuşan Avar, Lezgi, Lak, Dargı, Tabasaran gibi Dağıstan halkları yaşamaktadır. Çeçen-İnguş halkı kendileri için Nohçu ve Galgay adlarını kullanırlarken, her iki halkı bir arada anmak için Vaynah (Bizim Halkımız) adını kullanırlar. Dağıstan’ın kuzeyinde ise Türk dil ailesine mensup bir lehçe konuşan Kumuklar bulunmaktadır. Birbirlerinden tamamen farklı pek çok dilde konuşan bu halklar tarih boyunca etnik ve kültürel açıdan birbirleriyle karışıp kaynaşarak ortak bir kültür etrafında birleşmişlerdir. Kafkasya Halkları olarak tanınan bu halkların mensup oldukları kültür dairesine de Kafkas Kültürü adı verilmektedir. Kafkasya’da yaşayan ve farklı dillerde konuşan bu halkları ortak bir kültür etrafında toplayan Kafkas Kültürü’nün en önemli unsurlarından biri Nart Destanları adı verilen tarihî-mitolojik destanlardır. Nart destanları yeryüzünde tek bir millete yahut halka ait olmayıp, değişik dillerde konuşan pek çok halkın ortak kültürel mirası olması açısından tek örneği teşkil etmektedir. Günümüzde Nart destanları Kafkas kökenli bir dil konuşan Adige ve Abhazların olduğu kadar, Türk kökenli bir dil konuşan Karaçay-Malkarlıların ve Hint-Avrupa kökenli bir dil konuşan Osetlerin de millî destanlarıdır. Nartlara değişik bir karakter kazandıran Çeçen-İnguşlar ve Avar, Lezgi, Lak, Dargı, Kumuk gibi farklı dillerde konuşan Dağıstan halkları için de Nart destanları millî kültürlerinin ve edebiyatlarının ayrılmaz bir parçasıdır. Kafkasya halklarının inanışlarına göre Nartlar, onların tarihteki atalarını teşkil eden mitolojik bir halktır. Demiri keşfeden ve atı evcilleştiren savaşçılar olan Nartlar, insanüstü varlıklar olan düşmanlarını da ince zekâları ile alt etmektedirler. Kafkas halkları arasında yaşayan Nart destanlarının kökeni ve ortaya çıkışı meselesi henüz tam olarak aydınlığa kavuşturulamamıştır. Günümüzde Nart destanlarına sahip olan her Kafkas halkı bu destanların yaratıcılarının kendi ataları olduklarını ve onlardan diğer Kafkas halklarına yayıldıklarını iddia etmektedirler. XIX. yüzyıl ortalarında ilk olarak Rusya Bilimler Akademisi üyesi Rus bilim adamları tarafından Kafkasya halklarından derlenmeye başlanan Nart destanları, beraberinde pek çok soruyu ve araştırılması gereken meseleyi de gündeme getirmişti. 1871 yılında Osetlere ait Nart destanlarını Tiflis’de basılan Sbornik Svedeniy o Kavkaze’de (Kafkasya Haber Dergisi) yayımlayan Rus bilim adamı V. B. Pfaff’ın ardından, V.F. Miller’in 1881-1887 yılları arasında üç cilt olarak Moskova’da yayımlanan Osetinskie Etüdı (Oset Etütleri) adlı eserinde Oset Nart destanlarını incelemesi, diğer Kafkasya halklarının edebiyatlarında da önemli bir yer tutan Nart destanlarına önem kazandırdı. 1891 yılında K. Atajukin, Tiflis’de basılan Sbornik Metarialov Dlya Opisaniya Mestnostey i Plemen Kavkaza adlı dergide Kabardey Çerkeslerine ait Nart destanlarının metinlerini yayımladı. Rus bilim adamı P. Ostryakov Karaçay-Malkar Nart destanlarını ilk olarak 1879 yılında Vestnik Evropı adlı dergide yayımlamıştır. 1881 yılında Safar-Aliy Urusbiyev, Sbornik Metarialov Dlya Opisaniya Mestnostey i Plemen Kavkaza adlı derginin birinci sayısında dört Karaçay-Malkar Nart destanını ilk olarak okuyuculara sunmuştur (Ortabaylanı 1987:4). M. Aleynikov, aynı derginin 1883 yılında yayımlanan 3. sayısında Karaçay hikâyeleri adı altında birkaç Karaçay-Malkar Nart destanını daha yayımlamıştır (Ortabaylanı 1987:4). 1898 yılında Sbornik Metarialov Dlya Opisaniya Mestnostey i Plemen Kavkaza dergisinde, Karaçay köylerinden derlenen Nart destanları A.N. Daçkov-Tarasov tarafından yayımlanarak bilim dünyasına sunulmuştur (Daçkov-Tarasov 1898). XX. yüzyılın ilk yarısında Nart destanları Avrupalı bilim adamlarının dikkatini çekmeye başlamıştır. Nart destanlarının şekil, konu ve motifleri açısından Kafkasya veya Türk kökenli halklara ait olamayacağını ileri süren Fransız bilim adamı G. Dumezil, bu destanların yaratıcılarının Kafkasların kuzeyindeki bozkırlarda yüzyıllar boyunca hâkimiyet sürmüş olan İskit, Sarmat ve Alan gibi tarihte kalmış kavimler olduğunu iddia etmiştir. Bu kavimlerin Hint-Avrupa kökenli kavimler olduklarını ve eski İran dilinde konuştuklarını öne süren G. Dumezil, Orta Kafkaslarda İran kökenli bir dil konuşmaya devam eden Osetlerin de tarihteki bu kavimlerin torunları olduklarını ve kökeni İskitlere kadar uzanan Nart destanlarının Kafkasya’daki yaratıcıları ve asıl sahipleri olduklarını belirtmiştir. G. Dumezil, Nartların Osetler arasında doğduğunu ve daha sonra Kafkasya’da yaşamakta olan değişik halklara yayıldığını düşünmek için pek çok sebep olduğunu ileri sürmektedir (Dumezil 2005: 7). Sovyetler Birliği döneminde Nart destanları konusundaki araştırmalarıyla dikkati çeken Oset bilim adamı V. İ. Abayev de Dumezil’in görüşlerini savunarak, Nart destanlarının konu ve motiflerinin M.Ö. VIII-VII. yüzyıllara ait eski İskit efsanelerine dayandığını iddia etmektedir (Nartlar Asetin Halk Destanı 1999: 15). Dolayısıyla, Abayev de Nart destanlarının Kafkasya’daki asıl sahiplerinin Hint-Avrupa kökenli bir dil konuşan Osetler olduğu fikrindedir. Nart destanlarının kökeninin Kafkasya dışında değil, Kafkasya’da olduğunu ileri süren bilim adamlarının başında ise Adige ve Abhaz-Abazin kökenli bilim adamları gelmektedir. Ş. Askerbiy, A. Hadagatle, V. Meremkul gibi Adige ve Abazin kökenli araştırmacılara göre Nart destanları Kafkasya’da doğmuş ve Adige-Abhaz halklarının atalarından diğer Kafkasyalı halklara yayılmıştır. Adige Nart destanlarının motifleri ile antik Yunan efsanelerini karşılaştıran bu araştırmacılara göre, Yunan mitolojisinin kaynağını da Adige-Abhaz Nart destanları teşkil etmektedir (Özbay 1999: 16). Abhaz bilim adamı Ş. İnal-İpa ise, mitolojik bir kökene ve karaktere sahip Abhaz Nart destanlarının Abhaz halkının yaşam biçimini ve tarihini yansıttığını belirterek, Abhaz Nart destanlarının diğer Kafkas halklarının Nart destanları ile benzer yönler taşımasının, Abhazların bu destanları komşularından dinleyerek edinmiş oldukları anlamına gelmeyeceğini ileri sürmektedir. Ona göre Abhaz tarihi ile Abhaz Nart destanları et ve tırnak gibi ayrılmaz bir bütünlük içindedir ve Abhaz Nart destanları diğerleri ile asla karışmayacak kadar orjinaldir (İnal-yıpa 2001: 11). Nart destanlarının Türkçe varyantları Orta Kafkasların dağlık bölgelerinde, Karaçay-Malkar halkı arasında yaşamaktadır. Rus bilim adamı G.N. Potanin, XIX. yüzyıl sonlarında Karaçay-Malkar Nart destanlarının motiflerinin Altay Türk destanları ile olan paralelliklerini tespit etmişti (Potanin 1899: 669-670). Bu motiflerin birçoğu Adige, Abhaz, Oset ve Çeçen Nart destanlarında yer almaktaydı. XX. yüzyılın ikinci yarısında yapılan araştırmalar, Karaçay-Malkar Nart destanlarının pek çok yönden Oset, Adige ve Abhaz Nart destanlarını etkilediğini ortaya koydu. Böylece, Nart destanlarının sahiplerinin yalnızca Osetler veya yalnızca Adigeler ya da Abhazlar olmadığı meydana çıktı. Tarih boyunca pek çok kaynaktan beslenerek ortaya çıkan Nart destanlarının, değişik dillerde konuşan Kafkasya halklarının ortak millî destanları olduğu anlaşıldı. - See more at: http://www.yenidenergenekon.com/26-nart-destanlarinin-eski-turk-destanlari-ile-iliskisi/#sthash.MkcExrh0.dpuf
ÇERKES VE TÜRK DESTANLARI 1
Karadeniz ile Hazar Denizi arasında bir duvar gibi uzanan Kafkas Dağları, binlerce yıldan beri değişik dillerde konuşan pek çok etnik halk topluluğuna ev sahipliği yapar. Kafkas Dağları’nın Karadeniz kıyılarından başlayarak yükseldiği ve Batı Kafkaslar olarak bilinen bölümünde, kendilerine Adige adını veren Çerkes kabileleri yaşamaktadır. Kafkas Dağları’nın güney eteklerinden Karadeniz sahiline kadar uzanan bölgede ise kendilerine Apsua adını veren Abhaz halkı bulunmaktadır. Her iki halk da Kafkas dilleri ailesine mensup dillerin çeşitli lehçelerinde konuşmaktadırlar. Kafkas Dağları’nın en yüksek bölümünü oluşturan Orta Kafkaslar ise Türkçe kökenli bir dil konuşan Karaçay-Malkar halkı ile, Hint-Avrupa dillerinin İran kolunda bir dil konuşan Oset halkının tarihî yurdudur. Karaçay-Malkarlılar kendilerine Alan ve Tavlu (Dağlı) adlarını verirlerken, Osetlerin kendi dillerindeki adları İron ve Digor olarak bilinir. Orta Kafkaslardan Hazar Denizi’ne kadar uzanan bölge ise Doğu Kafkaslar olarak adlandırılır. Bu bölgede Kafkas dilleri ailesine giren dillerde konuşan Çeçen-İnguş halkı ile birlikte, yine aynı dil ailesinin değişik dillerinde konuşan Avar, Lezgi, Lak, Dargı, Tabasaran gibi Dağıstan halkları yaşamaktadır. Çeçen-İnguş halkı kendileri için Nohçu ve Galgay adlarını kullanırlarken, her iki halkı bir arada anmak için Vaynah (Bizim Halkımız) adını kullanırlar. Dağıstan’ın kuzeyinde ise Türk dil ailesine mensup bir lehçe konuşan Kumuklar bulunmaktadır. Birbirlerinden tamamen farklı pek çok dilde konuşan bu halklar tarih boyunca etnik ve kültürel açıdan birbirleriyle karışıp kaynaşarak ortak bir kültür etrafında birleşmişlerdir. Kafkasya Halkları olarak tanınan bu halkların mensup oldukları kültür dairesine de Kafkas Kültürü adı verilmektedir. Kafkasya’da yaşayan ve farklı dillerde konuşan bu halkları ortak bir kültür etrafında toplayan Kafkas Kültürü’nün en önemli unsurlarından biri Nart Destanları adı verilen tarihî-mitolojik destanlardır. Nart destanları yeryüzünde tek bir millete yahut halka ait olmayıp, değişik dillerde konuşan pek çok halkın ortak kültürel mirası olması açısından tek örneği teşkil etmektedir. Günümüzde Nart destanları Kafkas kökenli bir dil konuşan Adige ve Abhazların olduğu kadar, Türk kökenli bir dil konuşan Karaçay-Malkarlıların ve Hint-Avrupa kökenli bir dil konuşan Osetlerin de millî destanlarıdır. Nartlara değişik bir karakter kazandıran Çeçen-İnguşlar ve Avar, Lezgi, Lak, Dargı, Kumuk gibi farklı dillerde konuşan Dağıstan halkları için de Nart destanları millî kültürlerinin ve edebiyatlarının ayrılmaz bir parçasıdır. Kafkasya halklarının inanışlarına göre Nartlar, onların tarihteki atalarını teşkil eden mitolojik bir halktır. Demiri keşfeden ve atı evcilleştiren savaşçılar olan Nartlar, insanüstü varlıklar olan düşmanlarını da ince zekâları ile alt etmektedirler. Kafkas halkları arasında yaşayan Nart destanlarının kökeni ve ortaya çıkışı meselesi henüz tam olarak aydınlığa kavuşturulamamıştır. Günümüzde Nart destanlarına sahip olan her Kafkas halkı bu destanların yaratıcılarının kendi ataları olduklarını ve onlardan diğer Kafkas halklarına yayıldıklarını iddia etmektedirler. XIX. yüzyıl ortalarında ilk olarak Rusya Bilimler Akademisi üyesi Rus bilim adamları tarafından Kafkasya halklarından derlenmeye başlanan Nart destanları, beraberinde pek çok soruyu ve araştırılması gereken meseleyi de gündeme getirmişti. 1871 yılında Osetlere ait Nart destanlarını Tiflis’de basılan Sbornik Svedeniy o Kavkaze’de (Kafkasya Haber Dergisi) yayımlayan Rus bilim adamı V. B. Pfaff’ın ardından, V.F. Miller’in 1881-1887 yılları arasında üç cilt olarak Moskova’da yayımlanan Osetinskie Etüdı (Oset Etütleri) adlı eserinde Oset Nart destanlarını incelemesi, diğer Kafkasya halklarının edebiyatlarında da önemli bir yer tutan Nart destanlarına önem kazandırdı. 1891 yılında K. Atajukin, Tiflis’de basılan Sbornik Metarialov Dlya Opisaniya Mestnostey i Plemen Kavkaza adlı dergide Kabardey Çerkeslerine ait Nart destanlarının metinlerini yayımladı. Rus bilim adamı P. Ostryakov Karaçay-Malkar Nart destanlarını ilk olarak 1879 yılında Vestnik Evropı adlı dergide yayımlamıştır. 1881 yılında Safar-Aliy Urusbiyev, Sbornik Metarialov Dlya Opisaniya Mestnostey i Plemen Kavkaza adlı derginin birinci sayısında dört Karaçay-Malkar Nart destanını ilk olarak okuyuculara sunmuştur (Ortabaylanı 1987:4). M. Aleynikov, aynı derginin 1883 yılında yayımlanan 3. sayısında Karaçay hikâyeleri adı altında birkaç Karaçay-Malkar Nart destanını daha yayımlamıştır (Ortabaylanı 1987:4). 1898 yılında Sbornik Metarialov Dlya Opisaniya Mestnostey i Plemen Kavkaza dergisinde, Karaçay köylerinden derlenen Nart destanları A.N. Daçkov-Tarasov tarafından yayımlanarak bilim dünyasına sunulmuştur (Daçkov-Tarasov 1898). XX. yüzyılın ilk yarısında Nart destanları Avrupalı bilim adamlarının dikkatini çekmeye başlamıştır. Nart destanlarının şekil, konu ve motifleri açısından Kafkasya veya Türk kökenli halklara ait olamayacağını ileri süren Fransız bilim adamı G. Dumezil, bu destanların yaratıcılarının Kafkasların kuzeyindeki bozkırlarda yüzyıllar boyunca hâkimiyet sürmüş olan İskit, Sarmat ve Alan gibi tarihte kalmış kavimler olduğunu iddia etmiştir. Bu kavimlerin Hint-Avrupa kökenli kavimler olduklarını ve eski İran dilinde konuştuklarını öne süren G. Dumezil, Orta Kafkaslarda İran kökenli bir dil konuşmaya devam eden Osetlerin de tarihteki bu kavimlerin torunları olduklarını ve kökeni İskitlere kadar uzanan Nart destanlarının Kafkasya’daki yaratıcıları ve asıl sahipleri olduklarını belirtmiştir. G. Dumezil, Nartların Osetler arasında doğduğunu ve daha sonra Kafkasya’da yaşamakta olan değişik halklara yayıldığını düşünmek için pek çok sebep olduğunu ileri sürmektedir (Dumezil 2005: 7). Sovyetler Birliği döneminde Nart destanları konusundaki araştırmalarıyla dikkati çeken Oset bilim adamı V. İ. Abayev de Dumezil’in görüşlerini savunarak, Nart destanlarının konu ve motiflerinin M.Ö. VIII-VII. yüzyıllara ait eski İskit efsanelerine dayandığını iddia etmektedir (Nartlar Asetin Halk Destanı 1999: 15). Dolayısıyla, Abayev de Nart destanlarının Kafkasya’daki asıl sahiplerinin Hint-Avrupa kökenli bir dil konuşan Osetler olduğu fikrindedir. Nart destanlarının kökeninin Kafkasya dışında değil, Kafkasya’da olduğunu ileri süren bilim adamlarının başında ise Adige ve Abhaz-Abazin kökenli bilim adamları gelmektedir. Ş. Askerbiy, A. Hadagatle, V. Meremkul gibi Adige ve Abazin kökenli araştırmacılara göre Nart destanları Kafkasya’da doğmuş ve Adige-Abhaz halklarının atalarından diğer Kafkasyalı halklara yayılmıştır. Adige Nart destanlarının motifleri ile antik Yunan efsanelerini karşılaştıran bu araştırmacılara göre, Yunan mitolojisinin kaynağını da Adige-Abhaz Nart destanları teşkil etmektedir (Özbay 1999: 16). Abhaz bilim adamı Ş. İnal-İpa ise, mitolojik bir kökene ve karaktere sahip Abhaz Nart destanlarının Abhaz halkının yaşam biçimini ve tarihini yansıttığını belirterek, Abhaz Nart destanlarının diğer Kafkas halklarının Nart destanları ile benzer yönler taşımasının, Abhazların bu destanları komşularından dinleyerek edinmiş oldukları anlamına gelmeyeceğini ileri sürmektedir. Ona göre Abhaz tarihi ile Abhaz Nart destanları et ve tırnak gibi ayrılmaz bir bütünlük içindedir ve Abhaz Nart destanları diğerleri ile asla karışmayacak kadar orjinaldir (İnal-yıpa 2001: 11). Nart destanlarının Türkçe varyantları Orta Kafkasların dağlık bölgelerinde, Karaçay-Malkar halkı arasında yaşamaktadır. Rus bilim adamı G.N. Potanin, XIX. yüzyıl sonlarında Karaçay-Malkar Nart destanlarının motiflerinin Altay Türk destanları ile olan paralelliklerini tespit etmişti (Potanin 1899: 669-670). Bu motiflerin birçoğu Adige, Abhaz, Oset ve Çeçen Nart destanlarında yer almaktaydı. XX. yüzyılın ikinci yarısında yapılan araştırmalar, Karaçay-Malkar Nart destanlarının pek çok yönden Oset, Adige ve Abhaz Nart destanlarını etkilediğini ortaya koydu. Böylece, Nart destanlarının sahiplerinin yalnızca Osetler veya yalnızca Adigeler ya da Abhazlar olmadığı meydana çıktı. Tarih boyunca pek çok kaynaktan beslenerek ortaya çıkan Nart destanlarının, değişik dillerde konuşan Kafkasya halklarının ortak millî destanları olduğu anlaşıldı. - See more at: http://www.yenidenergenekon.com/26-nart-destanlarinin-eski-turk-destanlari-ile-iliskisi/#sthash.MkcExrh0.dpuf