ÇERKES,LERİN SON SAVAŞI - HODZ

9 Mayıs 1864 te Soçi vadisinde, Ahçipso köyünün dışında bir kongre toplandı ve ilerleyen Rus ordusuna karşı son bir direnişte bulunmaya oy birliği ile karar verildi. Kadın, erkek, çoluk-çocuk herkes buna gönüllü oldu.


9 Mayıs 1864'te Soçi vadisinde, Ahçipso köyünün dışında bir kongre toplandı ve ilerleyen Rus ordusuna karşı son bir direnişte bulunmaya oy birliği ile karar verildi. Kadın, erkek, çoluk-çocuk herkes buna gönüllü oldu.

Kadınlar barut hazırladı, çocuklar erzak taşıdı, erkekler hendekler açtı,siper kazdı. Yaşlılar silahları temizledi, kılıç-mızrak biledi. Ahçipso, Kuban'ın Hodz vadisindeki bir derenin yakınında kurulu bir köydü. Sakin bir kırsal alan olan vadinin yemyeşil çayırlarını nehrin billur suları çevreliyordu. 

Bir gün kuzeyden dörtnala gelen bir haberci yaklaşmakta olan kara bulutları haber veriyordu;

- Ruslar tüm kuvvetleriyle geliyor!

Çar ordusu, Hodz vadisinin kuzeyinden hareket etti. Romanovların çift başlı kartal armasının olduğu ve Rus imparatorluğunun renklerini taşıyan sancaklar rüzgarda dalgalanıyordu.Piyade taburlarını, Çar'ın alayından mızraklı Hussarları (Hafif süvari askeri) ve Greben,Karadeniz ve Kuban Kazaklarını ise arkadan gelen büyük toplar izliyordu. Rus ordusunun mevcudu 20 bin'e yakındı. Ruslar gün batmadan önce vadinin kuzeyinde mevzilendiler. 

Bu büyük kuvvet karşısında, Çerkes ordusundan geriye kalan 4000 cesur ve kararlı özgürlük savaşçısı vardı. Prens ve kabile mensuplarına, zincirden yapılmış muhteşem zırhları veya bol,gri çerkeskaları içinde bir alay süvari refakat ediyordu. Ayrıca, süvarilerin önünde yine zincir zırhlar ve çelik miğferler giymiş olan atlılar, ellerinde mızrakları ve ağır kılıçları ile ilerliyordu. Bunların arkasında da uzun namlulu tüfekleri ve kamalarıyla askerler yürüyordu. Yeşil fon üstüne üç çapraz ok ve 12 yıldız bulunan Çerkes sancağı yükseklerde dalgalanıyordu. 

Rus ordusunun komutanı ,Kafkasya'daki birçok savaşa katılmış deneyimli bir subay olan, Nikolay İvanoviç Yevdokimov idi. Kurnaz ve dağlılarla nasıl savaşılacağını iyi biliyordu. 

Yevdokimov, karşısındaki güüçlerin savaş becerilerine hizmet ediyor ve özgürlük için verdikleri mücadeleye saygı duyuyordu. Ancak vadinin karşısında zırhları sabah güneşinde parıldayan ve ortaçağ şövalyelerini anımsatan Çerkes askerleri görünce, bu savaşçıların son mücadelelerinde boş yere kan dökmenin ne kadar gereksiz olduğunu düşünerek büyük bir üzüntüye kapıldı. General, tamamen sonuçsuz kalacağını bildiği halde, beyaz bayrak taşıyan elçisini Çerkeslerle anlaşmak ve saygın bir şekilde teslim olmalarını sağlamak amacıyla yolladı. Beklediği gibi reddedildi. 

Hodz vadisinde oynanan savaş oyununun son perdesinde kıyamet koptu. Ruslar ölümcül bir taarruza geçer geçmez vadide patlayan toplar ortalığı yıkıcı bir hava dalgasına boğdu. Kılıçların parıltısı, savaş çığlıklarının vahşeti, kayaların ve çalıların arkasına saklanmış olan Çerkes savaşçılarının sağanak halinde yağan kurşunları havayı doldururken, Greben ve Kuban kazakları ve Çerkes süvarileri güney yamaçlardan dörtnala birbirlerine hücum ederek göğüs göğüse çarpışmaya başladı ve ortalık kana bulandı. Çerkesler ataları Nartlar gibi cesurca ve yiğitçe savaşıyordu, öyle ki bazen onlarca Rus askeri tek bir Çerkes savaşçısıyla çarpışmak zorunda kalıyordu. Yine Çerkes süvarileri Rus piyadelerinin arasına daldığında yüzlerce Rus askeri, üşüşen çekirgeler gibi tek bir Çerkes savaşçısını atından düşürmeye çalışıyordu. 

İlk başta, Çerkeslerin çılgınca gücü, çevikliği ve cesareti, kusursuz nişancılığı saldırganların durdurulmasını sağladı. Ancak saldırganların sayısı ve üstün gücü karşısında savaşçıların pes etmekten başka bir çaresi kalmadı. Sıkı bir Rus çemberi ile sarılan ve savaşçılarının pek çoğu ölen Wubıhlar teslim olmak zorunda kaldı. General Yevdokimov, komutanı Mareşal Prens Baryantinski'ye Kafkas savaşlarının son çerkes direnişinin bastırılmasıyla nihayet bittiği haberini yolladı. 

6 Mart 1864'te Çar II. Aleksandr'ın emriyle Wubıhlar ve General Geyman arasında yapılan ateşkes müzakerelerinde; 

"Türkiye'ye gitmek isteyenlerin, Türk gemilerinin gelebileceği Şahe,Vardane ve Soçi nehirlerinin ağzında, deniz kenarında bulunan ordugahta toplanmaları gerektiği, Rusya'da kalmak isteyenlerin de derhal Kuban'a gitmeleri ve orada kendilerine toprak verileceği bildirildi. 

Yaklaşık 30 bin Wubıh, ateşe verilen köylerinin acı veren görüntüsü ve dumanları içinden geçerek Türkiye'ye doğru zorlu bir deniz yolculuğuna çıkmak üzere Karadeniz sahiline gittiler. Geride kalan aileler Kuban'a gönderildi ve bunlar daha sonra yeniden Kostroma eyaletine yerleştirildi.

21 Mayıs 1864'te Çar'ın Kafkasya genel valisi Grandük Mihail, Büyük Kafkas Savaşlarının bittiğini ilan etti.