Adıgelerde,derebeyi toplulukları dışında,yani demokratik
topluluklarda,çok özel durumlar dışında,ölüm cezası yoktu.En ağır
ceza,ölümden de kötü bir ceza olan toplumdan dışlanma ya da
kovulma,yani bir tür aforoz cezasıydı.Böyle bir kişi ile,o topluluk ya
da başka bir topluluk içinden hiç kimse konuşmaz ve onu yanına
sokmazdı,”ünü” de hızla bütün bir ülkeye yayılır,bu tür cezalı
kişiler,sonunda ve çoğunlukla intihar etmek ya da bir soyluya köle
(vıneut) olmayı kabul etmek zorunda kalırdı,bu arada,en küçük bir
olayda, yeni efendisi tarafından burdurularak satılabilirdi de.
Aristokratik topluluklarda derebeylerinin kölelerini öldürebilmeleri
yanında,köle olmayanların da,işledikleri suçlar nedeniyle
kovulması,köle (vıneut/???1??;ev hizmetleri kölesi)
yapılması,satılması,sözgelişi Rus hükümetince yasaklanmadan
önce,derebeylerince öldürülmesi durumları da görülebiliyordu.Yargılama
ile verilen ölüm cezaları,genellikle “psıkhadze” (????????),yani taş
bağlanıp suda boğulma, Muhammed
Emin’in kurdurduğu şeriat mahkemelerince verilen ölüm cezaları da,
çoğunlukla kurşuna dizilme biçiminde yerine getirilirdi.Adıgelerde
geleneksel anlamda hapishane yoktu,cezalar çalışma ya da maddi bir
bedel karşılığı yerine getirilirdi.Ancak,casuslara ve düşmanla
işbirliği yapanlara karşı en ağır cezalar uygulanırdı,ama yine
de,işkenceye ve aleni aşağılamaya izin verilmezdi.Rus tutsaklara bile
işkence yapılmazdı.Bu nedenle çok sayıda Rus eri firar edip Adıgelere
sığınıyordu.
• Feodal
topluluklar arasında,feodal iç bölünmeler nedeniyle,dayanışma
zayıftı;ama Abadzeh ve Şapsığ gibi,Meotlar döneminden kalma bir arkaik
demokrasisi bulunan topluluklar çok sıkı bir dayanışma içindeydiler,bu
nedenle bunlar,yapılan dış saldırılara sert ve toplu karşılık
verirlerdi,düşman da işbirlikçiler bulamaz ve sonunda çekilmek zorunda
kalırdı.Natuhay,Şapsığ,Hak’uç,Vıbıh ve Abadzehler’de egemenlik “feqotl”
(kendi başına buyruk kişi) denilen,efendisiz ve eşit haklı özgür
bireylerden oluşan halka aitti.Yarı feodal toplulukların “fekotl”
(??????1;Kabartayca: ????????1) kesimi ise,efendili,yani derebeylerine
bağlı idi,ama fekotl’lar ,isterlerse efendilerini terk
edebilir,serbestçe başka yerlere yerleşebilirlerdi.
• Adıgeler
arasında,özellikle derebeyi toplulukları içinde sert bir kan gütme
geleneği ve karşılıklı öldürmeler yaşanırdı.Ayrıca yoksul köylüler ile
derebeyleri arasında sık sık çatışmalar olurdu.Adıge halk ozanı Tsığo
Tevçoj’un (??????? ?????) “Pşı-verk zav” (Derebeyi Savaşı) adlı şiirsel
destanı ve ünlü yazar İshak Meşbaş’ın “Bzıyqo zav” (Bzıyko
Savaşı;Türkçesi “Bitmeyen Umutlar”,Ankara,1994) adlı romanı bu tür
konuları işlemektedirler.