• Bütün Adıge toplulukları konukseverdir,evine gelen bir konuğu ağırlar.Ancak,farklılıklar vardır.Örneğin,Kabartay ya da derebeylerine bağlı köylüler,istemeseler de,bir angarya olarak derebeyinin konuklarını ağırlamak zorundaydılar.Ayrıca konuk ağırlama yükümlülüğü bulunmayan köle nüfusu da çoktu.Sonuç olarak,Kabartay geleneğinde,demokratik topluluklarda olduğu gibi,tanımadığı ve karşılaştığı birini,evine konuk olarak “buyur etme usulü” yoktur;bu nedenle,sözgelişi Kabartay’ın evine çağırılmadan girmek,bir emrivaki yapmak ve ağırlamalarını istemek gerekir,o zaman konuk ağırlanır.Aksi takdirde,Kabartay geleneğinin bu farkını bilmeyen,sözgelişi bir Abadzeh ya da Şapsığ’ın sokakta kalması işten bile değildir.Başka bir yarı feodal topluluk olan K’emguylarda ise,haberli olarak konuk olmak ve ziyaret makbuldür.Ama kendiliğinden kapıyı açıp bahçeye giren her konuk ve ziyaretçi kabul edilip ağırlanır,ama bu geliş biçimi şık bir geliş biçimi olarak algılanmaz.Vıbıhlarda ise her köyün bir ortak konuk evi bulunur,akraba ve tanıdık kişiler dışındaki konuklar köy konuk evinde ağırlanırdı.
• Kölelerin konuk
ağırlama yükümlülükleri yoktu.Köle nüfusu fazla olan topluluklarda
geleneksel farklılıklar da oluşmuştur.Köle olmayan birinin,sözün gelişi
köle birine konuk olması olacak şey değildir,ayıplanmaya,dahası
toplumdan dışlanmaya da yol açabilirdi.Köle bir erkeğe kaçan köle
olmayan bir kız ise,en azından,çok ayıplanır,çoğunca ailesi,soyu ve
akrabaları tarafından red edilir,dahası köle gibisine aşağılanırdı.Bu
tür feodal anlayışlar,zayıflamış da olsa,Türkiye’de yer yer,varlığını
halen sürdürmektedir.Yine de,köleler,Adıge geleneğinin korumasından
yararlanırlardı;demokratik topluluklarda azatlı kölelerin köle kökenli
oldukları yüzlerine vurulmaz,kendileri için ayağa kalkılarak karşılama
yapılırdı.Bir Adıge karşısında ayağa kalkmamak,o kişiyi köle gibi
aşağılamak anlamına gelirdi ve sonucu korkunç
olabilirdi.Ancak,derebeyleri,statü olarak alt düzeylerinde olan kişiler
karşısında ayağa kalkmazlardı.Demokratik topluluklarda,tam köle de
olsa, zayıf insanların ezilmelerine ve açıktan aşağılanmalarına izin
verilmez,köle kızlarla evlenilebilirdi.Bu tür örnekler Şapsığ ve
Abadzehler arasında çoktu.Azatlı köle erkeklerin,özellikle Şapsığlar
arasında yalnız ve çocuklu
dul kadınlara içgüveyi (tlekhehaj/??????????) olmaları da kabul
görürdü.Köleler,feodal dönemde,en çok,soyluların ve işbirlikçileri olan
zengin köylülerin borç alacağı,tutsaklık,vb nedenler karşılığı
köleleştirdiği,sömürdüğü ve aşağıladığı yoksul köylülerdir. Bunların Tanrı
tarafından “aşağı” bir soy ve “kirli” bir kandan gelme olarak
yaratıldıkları,mızmız,sürekli yakınan,köle damarı günde yedi kez başına
vuran,doyumsuz ve yüz verilmemesi gereken kişiler oldukları biçiminde
tipik bir soylu ideolojisi oluşturulmuştu.
• Derebeyi
topluluklarında,soylu (pşı-verk) olanların,özellikle kadınlar
arasında,üstün bir “soylu ve temiz kan” (????1?;????????)
taşıdıklarına,özellikle soylu kızların tükürüklerinin (1????) ve
dualarının “şifa verici” (ezeğu/1??????) olduğuna inanılırdı.Bu tür
feodal inanışlar,1950’li yıllara değin,Türkiye’de hala yaygındı.Soylu
kızlar,sözgelişi Besleneylerde hastalara götürülür,tükürükleri şifa
niyetine yaralara ya da hastalara sürülür,dua ettirilirdi.