Çerkesya insanları hakkında fazla bir bilgiye sahip olmayan bir arkeolog, büyük bir merakla bir Rus-IC web- sitesinde gördüğü bu haber ile ilgili araştırmalara başlamıştır. Nitekim 1836 yılında İngiliz bir seyyah tarafından yazılmış olan Çerkes savaşçısı hakkında çok ayrıntılı açıklamalar bulmuştur. XIX. yüzyılı yansıtılan kostüm,silah ve ilgili aksesuarlar dışında eski geleneklere ait kullanılan; birleşik ok, yay, kılıç ve kamalarda bulunmuştur. XIV.yüzyılda ortaya çıkan kostümler ve ateşli silahlar XVIII. yüzyılın başlarına kadar kullanılıp giyilmiştir
Rus arkeologlar Adigey Teuchezhsky Bölgesinde XIV yüzyıla ait bir Çerkes savaşçı mezarı keşfetmişlerdir. Bu dönemi yansıtan neredeyse bozulmamış bir asker ve yanında kılıç ve oklarla donanmış eski bir araba, süslü gümüş kaplar, değişik şekilli ve renkli sürahiler ve benzeri tarihi eserleri gün ışığına çıkarmışlardır.(Anlatılan milli destanlara göre savaşlarda kahramanca ölen Çerkeslerin bir el arabası içinde gömülmesi ve adına Asren denildiğini görebiliyoruz).
Arkeologların vardıkları sonuca göre bu mezar XIV.yy ‘a tarihlenmiş ve böylece halk efsanesi olarak onaylanmıştır.
Çerkesya insanları hakkında fazla bir bilgiye sahip olmayan bir arkeolog, büyük bir merakla bir Rus-IC web- sitesinde gördüğü bu haber ile ilgili araştırmalara başlamıştır. Nitekim 1836 yılında İngiliz bir seyyah tarafından yazılmış olan Çerkes savaşçısı hakkında çok ayrıntılı açıklamalar bulmuştur. XIX. yüzyılı yansıtılan kostüm,silah ve ilgili aksesuarlar dışında eski geleneklere ait kullanılan; birleşik ok, yay, kılıç ve kamalarda bulunmuştur. XIV.yüzyılda ortaya çıkan kostümler ve ateşli silahlar XVIII. yüzyılın başlarına kadar kullanılıp giyilmiştir.
Tüm Çerkes savaşçı sınıflarının o döneme ait kıyafetleri aynıydı; yakası olmayan askeri poloneze benzeyen ve dize kadar inen uzun tunik şeklindeydi. Giyen kişinin zenginliği ve zevkine göre süslü deriden bir kuşak şeklinde bele bağlanırdı. Onlara çok uzak olan silah, altın veya gümüşten olan kama ile birlikte bu kemerlere takılırdı.
Ayrıca bir mücadele sırasında sol elleriyle rahatlıkla kullanabilecekleri dirseğe kadar uzanan geniş uzun bir kalkan ile her türlü amaca hizmet edebilecek bir donanıma sahiplerdi.
Buna ek olarak Çerkesler; Türk tarzı ipek bir kordon ile omuzdan bele doğru asılı tabancası ve bir kılıcı yanında bir toz şişesi, çelik çakmaktaşı, silah parçaları vida, yağ ve başka ihtiyaçları ihtiva eden küçük bir metal kutusu ,ayrıca seyrek olarakta olsa kullanılan küçük bir baltayla, kemerde asılı olarak görebiliyoruz .Bu nedenle, bir Çerkes yürüyerek veya at sırtında olsun herzaman silahlı ve donanımlıdır.
Bazen önemli bir mesafe için fırlatmak, tekil becerisinde kullanmak üzere bir cirit taşırlardı. İkinci silahları olarak tüfek amaçlı kullanırlardı. Yay ve oklar bu nüfusun tamamını silahlandırmak için gerekli olduğu durumlar dışında, nadiren kullanılmaktaydı.
Kıyafetler sadece askeri görünümlü değildi, göğüs kısmının her iki tarafında genellikle yirmi dörtlü bölmeden oluşan maroken deriden imal edilmiş cepler vardı ve göğsü korumak için son derece uygundu. Aynı renkte yuvarlak bir kürk şapkası ve baş örtüsü ile kostümü doğu modasında ki kumaş pantolonu tamamlardı.
Kıyafetler sadece askeri görünümlü değildi, göğüs kısmının her iki tarafında genellikle yirmi dörtlü bölmeden oluşan maroken deriden imal edilmiş cepler vardı ve göğsü korumak için son derece uygundu. Aynı renkte yuvarlak bir kürk şapkası ve baş örtüsü ile kostümü doğu modasında ki kumaş pantolonu tamamlardı.
Ancak prensler ve soylular kırmızı giymenin ayrıcalık hakkına sahiptiler. Çerkesler diğer birçok doğu ülkelerindeki yerlileri gibi, saçları tıraşlı ve asla yalınayak görünmezlerdi. Yürürken, ya da yolculuk sırasında her zaman deve veya keçi kılından yapılmış bir pelerin ile kıyafetleri tamamlanmış olunurdu.( buna tchaouka[щIакIуэ] denirdi) ... Çerkes Dünyası..
Araştırmayı yapan arkeolog ideal bir Çerkes savaşçısının geniş omuzlu ve çok dar belli olduğunu öğrenince çok büyülendiğini, Çerkeslerin özellikle erkek çocukların ideal bel oranlarını oluşturmak için küçük yaşta deri kayış kullandıklarını ifade etmiştir.
Son bulunan bu mezarda, zincir veya zırh tarzı örnekler görünmüyor buda ne kadar asil olduklarını ve işgalci olmadıklarını bizlere bir kez daha gösteriyor. Ayrıca Ortaçağda bugüne kadar bulunmuş Çerkes silahlarının ilk örneklerini de içeriyor.
Maykop yakınlarında yapılan bir kazı, sonuncu Geç Ortaçağ'a ait bulunan Çerkes kılıçı ve kama gibi geniş bir koleksiyon, halen Moskova Tarih Müzesi'nde sergilenmektedir.
Maykop yakınlarında yapılan bir kazı, sonuncu Geç Ortaçağ'a ait bulunan Çerkes kılıçı ve kama gibi geniş bir koleksiyon, halen Moskova Tarih Müzesi'nde sergilenmektedir.
Sergilenen bazı yazıtlar XVI. ve XVII. yüzyıllara ait olarak tarihlendirilmiştir. Bu döneme ait ortaya çıkarılan Kabardey mezarlarındaki silahlarda yine Çerkeslerin silahlarla aralarında ki mesafeleri görme şansı vermiştir. Bu bulgular bizlere Çerkesya'daki Çerkes Belorechenskaya Kültürünü temsil etmiştir. (Belorechenskaya Maykop'un kuzeybatısında yer almaktadır). Çerkes Dünyası