Nart Mitolojisi`ni araştıran ve ele alan birçok bilim adamı, sözünü ettiğimiz benzerliklere dair, asıl kaynağı dünya tarafından bilinmezken, yazılı bir kültüre sahip Yunanlıların bu hikayeleri Kafkasya kıyılarında koloniler kurup yaşadıkları sırada Kafkasyalılar`dan aldıkları ve kendilerine mal ettikleri yönündeki inançlarını dile getirmektedirler. İnsan mitleri ve efsaneleri, Kafkasya`nın aynı zamanda insan ırkının en iyi geleneklerinin ve en ünlü ilk çağ Yunan masallarının ana vatanı olduğunu söylemektedir. Böyle denmesinin çeşitli sebepleri vardır; Nuh`un gemisinin Ağrı Dağı`na ulaşmadan önce Elbruz Dağı`nın tepesine demir attığı söylenir. Yine önceden bahsedildiği gibi Prometheus`un tanrılardan ateşi çalıp ölümlülere vermesi sebebiyle Elbruz`da bir kayaya zincirlendiği iddia edilir. Altın postu bulmak için denizci Argonotlar, Kholkidia`ya (Bugünkü Abhazya) sefer düzenlerler. Dağıstan sınırları içerisinde yer alan Kaf Dağı`nın doruğu, Binbirgece masallarında adı geçen Zümrüdüanka kuşunun yuvasıdır.
Bu bilgileri verdikten sonra, Nart sözcüğü hakkında bir açılım yapılacak olursa, "Nart" ya da Şapsığ söyleyişiyle "Nat" sözcüğü Adığabze kökenli olup "Gözünü veren, korkusuz kahraman" gibi anlamlar içermektedir: Ne (göz)+tı (verme) =Netı=Nat=Nart=gözünü veren, gözünü budaktan esirgemeyen, korkusuz kahraman (Adığabze`de sesli harfler hareketlidir, e-a, e-ı dönüşmeleri gibi).
Nart deyiminin etimolojik incelemesine dayalı olarak, Kafkas kökenli olmayan bazı araştırmacılar Nart Destanları`nın Çerkes orijinli olamayacağını, Kafkasya`ya dışarıdan, özellikle Moğol, İran ve Alan kökenli olabileceğini ileri sürmüşlerdir. Bu savı kanıtlamak için de Nart kahramanlarının isimlerinin bugün yaşayan Çerkes diyalektiklerinin hiçbirinde bulunmadığını ileri sürmüşlerdir. Halbuki Nart kahramanlarının isimleri toplum içerisinde yaşamaktadır. Bu tür yanlış yaklaşımlara Hadeğal Asker, Şorten Askerbıy, Veremkuul Vladimir gibi araştırmacılar karşı çıkmışlardır. Özellikle Hadağatle Asker`in "NARTLAR" adlı 7 ciltlik ünlü yapıtının akademiye sunuş yazısında inandırıcı bir şekilde yanıt verilmiştir. Bu ünlü büyük eser, Hadağatle Asker`in yıllarca süren sistemli çalışmaları sonucu birebir halktan derlenerek tamamlanmıştır. Adıge dilinin çeşitli diyalektlerinde söylenen destanlar, aslına sadık bir biçimde ilkin 7 cilt, (ikinci baskısı 8 cilt) 26 bölüm ve 700`den fazla metin halinde derlenip 1946-1971 yılları arasında hazırlanıp basılmış ve Maykop (Mıyakuape) Adıge Bilimleri Araştırma Enstitüsü tarafından yayınlanarak topluma kazandırılmıştır. Önsöz, konuya girmiş yazın kuralları, metinler, şarkı melodileri, destanlardaki anlatımcıların biyografileri, şarkıcılar, anılar ve sona eklenen bir sözlükten oluşmaktadır. Nart Destanı, antik çağ insanının eğitimi, yaşama hazırlanması, örnek alınması gereken kişi ve davramışları gösterme gibi öğretici öğeleri içerisinde barındırmakta, kaçınılması gereken davranışları ve kötü örnekleri de açıkça ortaya koymakta, yaşanılan dönemin sosyokültürel özelliklerini gerçekçi ve güçlü bir anlatımla aktarmaktadır. Nart destanı, konularının özgünlüğü ve içerik zenginliği bakımından İlyada, Odysseia, Kalevala, Roland`ın Ezgisi, Şehname, Nibelungen, Ramayana gibi dünya mitolojisinde yerini almış destanlar kadar yetkindir.
Destan, değişik karakterdeki çok sayıda kadın ve erkek kahramanı, gök ve yer tanrılarını, yarı tanrıları, göğsü kılıçlı orman adamlarını (Mezıl`/мэзыл1), hortlakları (Hadecad/хьадэджад) ve Ölüler Ülkesi (Hadrıxha/Хьадрыхэ) insanlarını, Yisp (Исп) denilen ve Nartlarca korunan cüceleri, büyücü (Wudı/уды ve Neğuç`ıtsa/нэгъуч1ыцэ) ve kahinleri (Wuserej/усэрэжъ), devleri (Yınıj/иныжъ), perileri (Tha`ofıd/тхьэ1офыд), ejderhaları (Blağo/блaгъо; Şapsığca:Şağıble/шэгьыблэ), define bekçilerini (Etet/1этэт), vb gibi birbirinden farklı mitik yaratıkları konu edinmektedir. Destanda ünlü bir Nart kahramanının nasıl doğduğu, yaşam serüveni ve nasıl öldüğü bir bir anlatılmaktadır. Özellikle Nart kahramanlarının fiziki güç dışında büyüye başvurdukları da görülmektedir. Mesela; Setenay Guaşe’nin isteğiyle güneş durur, Savsırıko, Yınıjları yenmek için soğuk yaratır. Aşemez, kamılı çalarak yeryüzündeki bütün canlıları diriltebildiği gibi, ölümlerine de yol açabilir. Nart Babuh, nefesiyle şifa dağıtır. Nart Adıyıf, kollarından ışık saçar. Bunun yanı sıra biçim değiştirme ve hayvanlarla konuşma yeteneğine sahiptirler. Nart kahramanları, genellikle gizleri ya da zayıf noktaları, büyücü ya da kahinlere danışılarak öğrenildikten sonra öldürülebilmektedirler.
Destanda yer alan 26 bölüm genel olarak şu şekildedir;
Setenayre Verzemecre (Setenay ile Verzemeg)
Setenayqo Savsırıqu (Setenay oğlu Savsırıko)
Verzemecqo Yerışequ (Yeşerıqu, Yerışqeu) (Verzemeg oğlu Yerışok) (Yeşeruk, Yerışkav)
Verzemecqo Şebatınıqu (Verzemeg oğlu Şebatınıko)
Khımışıqo Peterez (Hımış oğlu Peterez)
Yaşemıqo Aşemez ( Yaşe oğlu Aşemez)
Nart Tlepş’ ( Nart Tlepş)
Nebgırıyeqo Ş’evay ( Nebgırıye oğlu Ş`evay)
Azenaç’ ya Kur (Malıçıpkhu) (Azenaç’ ya Kur) (Malıçıphu)
Nart Adıyıf
Nart Babıkhu (Nart Babuh)
Nart Dexenağo (Nart Deh’enağo)
Nart Tırişav (Teş’av) ( Nart Tıriş`av) (Teş`av)
Nart Çelekhset (Nart Çelehset)
Pak’oqo Teterş’av (Pak’o oğlu Teterş`av)
Nart Alec (Nart Aleg)
Nart Thağelıc (Nart Thağelıg)
Nart Setımıqoxer (Nart Setımıko`lar)
Nart Yergun
Nart Dzeğaşt
Degujıyeqo Cerım (Degucer) (Degujıye oğlu Gerım) (Deguger)
Nart Koles
Nart Ş’evaç’ (Nart Ş`evaç’)
Nart Bevıç’ (Nart Bevıç’)
Nart Emış’ (Nart Amış` )
Buna dayalı olarak Adıge toplumsal ilişkilerinin de Nart destanındaki ilişkilerle örtüştüğü söylenebilir. Örneğin, Nartların kurultayı olan Xase, bugün yine Adıge toplumunun temelini oluşturan öğelerden biridir. Nartların dansı Wuic, Adıge eğlencelerinin açılışında ve kapanışında oynanmaktadır ve birkaç çeşidi vardır. Adıge eğlenceleri ceug da aslında yine Nartlar`ın kendi eğlencelerine verdikleri isimdir. Hatta parmak ucu üzerinde oynama bile Nart Şebatınıko`nun, Nart Aleg`in evinde oynadığı danstan gelmektedir. Destanlarda adı geçen kahramanların isimleri de Adıgeler arasında yer almaktadır. Bunlar arasında Nart-psıho (Нарт-псыхъо), Nathuac (Nart-quadj/Нарт-къуадж), Nartsan (Narzan), natıf (nartıf, nartıxu, natrıf) gibi sözcükler; Nart, Nartekoh’er (Narteqoxer/Нартэкъохэр), Aşemezkoh’er (1ащэмэзкъохэр), Setımıkoh’er ve Nesrenkoh’er gibi soy adları; Setenay, Savsırıko, Peterez, Tlepş (Лъэпшъ), Hımış (Хъымыщ), Verzemeg (Орзэмэдж/Uerzemedj), Adıyıf, Koles ve Ş’evefıj (Щъэофыжь) gibi kişi adları çoktur.
Adıgeler tarafından, Adıge dilinde oluşturulan Nart Destanları, Abazalar, Osetler, Çeçen-İnguşlar, Karaçaylar, olmak üzere diğer Kafkas halkları tarafından da benimsenmiş, her halk destanları ve kahramanlarını kendi diline göre şekillendirerek derleyip yayınlanmıştır. Örneğin, Savsırıko adı, Abazaca`da Sosrıkua, Osetçe`de Sozryko, Karaçay dilinde Sosruko, Çeçence`de So`ska, İnguşça`da Seska-Solsı şeklinde ifade edilmektedir.
Destanda Nartlar`ın ölümü de Tanrıların iradesi ile gerçekleşir. Baş Tanrı Thaşho (Тхьашхо), Nartlar`a elçi olarak bir kuş göndererek, "Uzun ömürlü ve çoğalan, ama geride bir ün bırakmamış Nartlar olarak mı yaşamayı istersiniz, ya da kısa ömürlü; ama ünü büyük Nartlar olarak mı anılmayı seçersiniz?" diye sordurur. Nartlar ise cevap olarak "Hayvanlar gibi onursuzca çoğalarak yıllarca yaşamaktansa, ömrümüz kısa ünümüz büyük olsun" derler. Bunun üzerine Thaşho, beslenme kaynaklarını üretmemeye başlar. Nartlar son beslenme kaynaklarını da tüketerek, bugünkü Adıgey Cumhuriyeti`nin güneyinde bulunan Fişt Dağı (Фыштэ) eteklerine tırmanmaya başlarlar, fakat açlıktan bitkin düşer ve daha ileriye gidemezler. Son yemeklerini yerler, müzik ve wored ler eşliğinde son ceug`larını gerçekleştirirler, ardından da topluca derin bir uykuya yatarlar. O günden bugüne onların hala Fişt Dağı`nın eteklerinde bilinmeyen bir yerde uyuduklarına inanılır.
Nartlar`ın isimleri, destanları, tarihleri, toplumsal özellikleri ve öz kültürleri bugün Kafkas halklarıyla birlikte halen devam etmektedir. Dünyada kendi öz mitolojisine sahip halkların sayısının parmakla sayılabilecek kadar az olduğu ve hatta bazı toplumların kendi mitolojisini oluşturma yolunda çalıştıkları düşünüldüğünde Nart Mitolojisi`nin gelecek nesillere aktarılmasının ve dünyaya tanıtılmasının gerekliliği de ortaya çıkmaktadır. Bu konuda ana vatanda ve diasporada tüm kurumlara bir sorumluluk düşmektedir. Aksi takdirde destanların başka toplumlarca alınıp, kendilerine mal etmeleri olasıdır. Ayrıca Nartlar`a ilişkin şarkı (орэд-wored) ve öyküler (хъишъэ-xhice) derlenmeye, geliştirilmeye ve yayınlanmaya devam ettiği sürece, yazılı bir tarih bırakmamış olan Adıge halkının tarihinin aydınlanması da sağlanmış olacaktır. Örneğin; Nart destanlarında taş devrinden, maden devrine, göçebe yaşamdan, yerleşik yaşama geçişin izleri kolayca görülmektedir. Nart Tlepş`in orağı bulma öyküsü, halkın tarıma ve yerleşik yaşama geçişi açısından önemli izler taşımaktadır. Destan metinlerinde Nartlar`ın ağaçtan yapılmış sabanlarla toprağı işledikleri, meyve ve üzüm yetiştirdikleri, sane (içki) mayaladıkları, arı yetiştirdikleri yazmakta, ateşi bulmaları ile birlikte çeliğe su vermeleri, metal silahlar yapmaları ile maden uygarlığına geçiş tasvir edilmektedir. Bununla birlikte Nartlar`ın bolluk ve bereket içerisinde bir yaşam sürdürmeleri de Adıgelerin düş ve özlemlerini yansıtmaktadır.
Yakın zamanda kendi öz mitolojilerine sahip çıkan ve dünya kültürüne kazandıracak genç araştırmacıların yetişmesi umuduyla. Nartlar artık bu dünyada yaşamıyorlar ancak; kültürümüzü devam ettirdiğimiz sürece onlar tercih ettikleri gibi her zaman ölümsüz olarak kalmaya devam edecekler ve şimdilik çok ünlü bir Nart şiiri ile bitirelim:
Bu koca dünya henüz pelteleşmemişken,
Bu koca yeryüzü henüz pıhtılaşmamışken,
Bu mavi gökyüzü henüz ağlarla örülürken,
Ben o zaman beşikte yatan bir çocuktum.
Bu yaşadığımız dünya henüz berkimemişken,
Ben o zamanlar bir çobandım.
Volga nehrini o delikanlı aştığında,
Ben o zaman henüz yeni olgunlaşmıştım.
Kafdağı henüz köstebek yuvası iken
Ben o zaman bir delikanlıydım.
Kafdağı’nın ormanları henüz filizlenmemişken,
Ben o zamanlar orta yaşlı bir adamdım.
Kas ovasına birlikte girdiğimizde
Bana ağır hakarette bulunuyorsun.
Sen o hakareti yaptığında,
Ben aksakallı bir ihtiyardım...