Oset Nart destanında, Sozrıko at sürülerine yeni otlaklar bulabilmek amacıyla Urup Irmağı’nın ötesine doğru yola çıkar. Yolda karşısına dev cüsseli Karadzaw çıkar. Karadzaw Sozrıko’nun ününü işitmiştir ve onunla güçlerini yarıştırmak istemektedir, ancak Sozrıko’yu tanımamaktadır. Karadzaw Sozrıko’ya, Sozrıko’yu tanıyıp tanımadığını sorar. Kurnaz Sozrıko kimliğini gizleyerek onu tanıdığını, dünyada ondan güçlü hiç kimsenin bulunmadığını söyler. Karadzaw Sozrıko’nun maharetlerini öğrenmek ister. Sozrıko Karadzaw’a, Sozrıko’nun sarp kayalıklardan yuvarlanan iri kayaları başı ile vurup geriye fırlattığını anlatır. Karadzaw aynısını yapacağını söyler ve Sozrıko’nun yuvarladığı kayaları başı ile vurarak geri fırlatır. Sozrıko Karadzaw’a, Sozrıko’nun göle girerek buz tutmasını beklediğini ve göl buz tutunca buzları yararak çıktığını söyler. Karadzaw da göle girer ve buz tutmasını bekler, ancak kalın buz tabakasını yarıp gölden çıkamaz. Karadzaw kendisine bu kurnazca oyunu oynayanın Sozrıko’nun ta kendisi olduğunu anlar. Sozrıko kılıcıyla Karadzaw’ın boynunu kesmeye çalışır ama kılıcı onun boynuna işlemez. Karadzaw Sozrıko’ya kendisini ancak kendi kılıcıyla öldürebileceğini söyler. Sozrıko, Karadzaw’ın kılıcını alarak onun boynunu keser. Böylece kurnaz Sozrıko Karadzaw’ı alteder (Nartlar Asetin Halk Destanı 1999: 241-249). Oset Nart destanındaki devin taşıdığı Karadzaw (Karazav) adı, Altay-Sibirya Türk mitolojisi ile paralellik göstermektedir. W. Radloff’un XIX. yüzyılda Altay-Sibirya Türkleri arasından derlediği Algazar destanında Han’ın iki oğlunu yutan dev “Karaca” adını taşımaktadır (Ögel 1995: 2). Adige Nart destanlarında anlatıldığına göre, Nart Savsırıko (Sosrıkua) avda iken ve Nartlar uzak bir seferden henüz evlerine dönmemişken, Yinıj adlı dev, karanlık bir kış gecesi Nartların evlerine sokulup ocaklarını yıkar ve ateşlerini çalıp kaçar. Soğuktan donmak üzere olan nart yaşlıları Savsırıko’dan yardım isterler. Savsırıko atına atlayıp yola çıkar ve bir vadide duman tüttüğünü görüp oraya gider. Ateşin başında dev Yinıj uyumaktadır. Savsırıko tam bir parça kor alacakken, Yinıj uyanır ve onu yakalar. Savsırıko ile boy ölçüşmek isteyen Yinıj, yakaladığı atlının Savsırıko olduğunu bilmeden, ona Savsırıko’yu tanıyıp tanımadığını sorar. Nartların çobanı olduğunu söyleyerek kimliğini gizleyen Savsırıko Yinıj’a, Savsırıko’yu iyi tanıdığını, onun Nart oyunları ile kimsenin boy ölçüşemeyeceğini söyler. Yinıj bu oyunları kendisi de uygulamak ister. Savsırıko’nun dağdan yuvarlanan kayaları başıyla vurarak geri fırlattığını öğrenen Yinıj bunu yapar. Savsırıko’nun kızgın saban demirini yutup karnında soğuttuğunu öğrenen Yinıj hiç zorlanmadan bunu da başarır. Yinıj’ı alt etmenin zor olacağını anlayan Savsırıko ona, Savsırıko’nun Karadeniz’e girip buz tutmasını beklediğini, deniz buz tutunca Savsırıko’nun buzları yararak denizden çıktığını söyler. Yinıj Karadeniz’e girer ancak yedi gün boyunca buz tutan denizden çıkamaz. Kapana kısıldığını gören Yinıj, kendisine bu oyunları oynayanın kurnaz Savsırıko olduğunu anlar. Yinıj başını yalnız kendi kılıcının kesebileceğini söyler. Savsırıko, Yinıj’ın kılıcını alıp başını keser. Soğuktan donmak üzere olan Nartlara ateşi getirir (Hadağatle 2005: 133). Abazin Nart destan kahramanı Sosrıkua da devi aynı kurnazlıklarla aldatarak yenmeyi başarır (Özbay 1990: 118). Abhaz Nart kahramanı Sasrıkua’nın devi kurnazlıkla öldürmesi de aynı motifleri taşımaktadır (İnal-yıpa 2001: 148-150). Ak-Kübek ve Salur Kazan destanındaki motifleri Kafkas Nart destanlarındaki motiflerle şöyle karşılaştırabiliriz: 1- Ak-Kübek, kimliğini Salur Kazan’dan gizler. Sosurka~Sozrıko~Savsırıko~Sosrıkua~Sasrıkua, kimliğini devden gizler. 2- Salur Kazan, dağdan yuvarlanan kayaları başıyla vurup geri çıkarır. Dev, dağdan yuvarlanan kayaları başıyla geri gönderir. 3- Salur Kazan, okun başağını ateşte kızdırıp yutar. Dev, kızgın demiri yutar. 4- Salur Kazan, altı gün buz tutan ırmağa girer, ancak çıkamaz. Dev, buz tutan göle~denize girer, ancak çıkamaz. 5- Salur Kazan, kendi kılıcıyla başı kesilerek ölür. Dev, kendi kılıcıyla başı kesilerek ölür. Bu motifler arasındaki derin benzerlikler, Kafkas Nart destanlarındaki bu hikâyenin kaynağı konusundaki şüpheleri ortadan kaldırmaktadır. Oğuzname ve Dede Korkut’ta izlerini takip edebildiğimiz bu konunun kökeninin eski Türk destanlarına kadar uzandığı açıktır. Altay-Sibirya bölgesinden derlenen Ak-Kübek ve Salur Kazan destanında, Ak-Kübek’in asıl destan kahramanı olduğu ve Salur Kazan’ın düşman kabul edildiği anlaşılmaktadır. Ancak, Orta Asya sahasında Salur Kazan tarihî bir kahraman olarak karşımıza çıkmakta ve destanlara konu olmaktadır. Ebulgazi Bahadır Han’ın ”Şecere-i Terakime” adlı eserinde yer alan, Korkut Ata’nın Salur Kazan Alp’ı methedip söylediği manzumenin şu parçasında ifade edilen sözler, Salur Kazan ile ilgili eski destan metinleri olduğunu ancak günümüze ulaşamadığını belgelemektedir: Kazgurt Tağdın ünker taşnı yugarlatdı Salur Kazan ötrü barıb karbab tutdı (Kazgurt dağdan aşağı taşı yuvarlattı) (Salur Kazan karşı varıp çekip tuttu) (Gökyay 1973: LIV). *** Kök asmandın inib keldi tinnîn yılan Her adamnı yutar irdi körgen zaman Salur kazan başın kesdi bermey aman (Gökyüzünden inip geldi ejderha yılan) (Her insanı yutardı gördüğü zaman) (Salur Kazan başını kesti vermeden aman) (Gökyay 1973: LIV). *** Yukarıdaki destan parçalarında yer alan motiflerin de Nart kahramanının devle mücadelesindeki motiflerle paralellik içinde olduğu aşikârdır. Çeşitli Kafkas halklarının Nart destanlarında ilginç bir motif olarak karşımıza çıkan konulardan biri de, yetim kahramanın büyüdüğünde babasının katilinin kim olduğunu zorla söyletmek için, annesinin avcuna kızgın buğday~arpa~mısır~çekirdek koyarak eliyle sıkmasıdır. Eli yanan kadın acıya dayanamayarak oğluna babasının katilinin kim olduğunu itiraf eder ve o da gidip katili öldürerek intikamını alır. Oset Nart destanlarında bu motif şöyle yer alır: Nart kahramanı Batraz’ın babası Hemıts, düşmanı Sayneg Eldar tarafından öldürülür. Ancak Batraz’ın annesi Satana oğlundan bunu gizler ve ona babasının hastalıktan öldüğünü söyler. Batraz buna inanmaz ve annesinden yemek için kavrulmuş çekirdek ister. Annesi demir sac üzerinde çekirdek kavurup tahta bir tasa koyar ve içinden bir avuç alıp Batraz’a uzatır. Batraz, annesinin avcunu ellerinin arasına alıp sıkarak babasını kimin öldürdüğünü söylemesini ister. Satana, avcunu yakan kavrulmuş çekirdeklerin acısına dayanamayarak Batraz’a babasının katilinin Sayneg Eldar olduğunu itiraf eder (Dumezil 2005: 301). Bu motifin benzer bir varyantı Adige Nart destanlarında şöyle karşımıza çıkar: Nart kahramanı Aşemez, babasının o küçük bir çocukken bir hile sonucu öldürüldüğünü arkadaşından öğrenir ve derhal annesine koşar. ŞAnnesinden sıcak kaçamak yemeği veya kızgın arpa getirmesini ister. Annesi hiçbir şeyden kuşkulanmadan sıcak kaçamağı getirir. Aşemez annesinin elini bu kızgın yemeğin içine daldırıp tutar, babasının katilini söylemediği sürece elini bırakmayacağını söyler. Kadın Aşemez’in babasının korkunç Tlebitse tarafından öldürüldüğünü açıklar (Özbay 1990: 68). Karaçay-Malkar Nart destanlarında bu motifin benzeri şöyle yer alır: Nart kahramanı Açemez’in babası Açey, Kubu adındaki düşmanı tarafından öldürülmüş ve Açemez küçük yaşta yetim kalmıştır. Açemez bir gün aşık oynadığı arkadaşından, babasının o küçük bir çocukken öldürüldüğünü öğrenir. İntikam hırsıyla eve koşan Açemez, annesinden babasının katilinin kim olduğunu öğrenmek ister. Oğluna yemesi için mısır kavuran annesi ona bir avuç sıcak mısırı uzatır. Açemez, annesinin avcunu elleri arasına alıp sıkarak, babasının katilinin İdil’de yaşayan Kubu olduğunu söyletir (Tavkul 2004: 223). Nart destanlarında yer alan bu motifin İdil-Ural ve Altay bölgelerinin eski Türk boylarının destanlarında da karşımıza çıkması, Kafkaslardaki motifin kaynağının eski Türk destan geleneği olduğunu belgelemektedir. Nitekim, Ş Başkurt Türklerinin Babsak Bey ile Karağölömbet Bey destanında buna benzer bir motif yer almaktadır. ŞDestanda, Babsak Bey Karağölömbet Bey tarafından öldürülür. Babsak Bey’in yetim kalan oğlu Küsek büyüdüğünde arkadaşlarından babasının öldürülmüş olduğunu öğrenir. Annesine, babasının katilinin kim olduğunu söyletmek için eve gelir. Annesi gerçeği söylemek istemez. Küsek annesinden buğday kavurması yapmasını ister. Annesinin avcuna sıcak buğday kavurmasını koyup elleriyle sıkan Küsek, onu babasının kim olduğunu söylemeye zorlar. Kavrulmuş buğdayın sıcaklığına dayanamayan anne oğluna gerçeği anlatır ve babasının Babsak Bey olduğunu, Karağölömbet Bey tarafından öldürüldüğünü itiraf eder (Ergun-İbrahimov 2000: 322). Nart destanlarında atların Nart kahramanlarının ayrılmaz arkadaşları, can yoldaşları oldukları dikkati çekmektedir. Kafkas dilleri grubundaki Adige, Abazin ve Çeçen-İnguşlar ile Hint-Avrupa dillerinin İran kolunda bir dil konuşan Osetlerin Nart destanlarında, Nart kahramanlarının atlarının Türkçe unvanlar taşıması, eski Türk destan geleneğinin bu coğrafyanın kültürel yapısı üzerindeki etkisini ortaya koymaktadır. Adige-Kabardey ve Abazin halklarının Nart destanlarında, Nart kahramanlarının alp soyundan gelen güçlü atlara sahip olduklarından söz edilir (Özbay 1990: 12). Türkçe alp sözü, “efsanelerdeki güçlü at” anlamında Adige diline de yerleşmiştir (Çelikkıran 1991: 17). Orhun yazıtlarında Kültigin’in bindiği atlardan biri olan Alp Şalçı’nın da alp adını taşıması (Tekin 1988: 18), atlara verilen bu eski adın Türk kültüründen çeşitli Kafkas halklarına kültürel yayılma vasıtasıyla geçtiğini göstermektedir. Kıpçak grubu Türk lehçelerinde ‘at’ anlamına gelen alaşa sözü, Oset Nart destanlarında karşımıza çıkmaktadır. Nart kahramanı Soslan’ın atı, Oset Nart destanlarında Dzınd-Alasa adını taşır (Dumezil 2005: 148). At anlamındaki alasa adının kültürel etkileşim yoluyla Türk kültüründen Oset destanlarına geçtiği anlaşılmaktadır. Nitekim, Osetlerin batı komşusu olan Karaçay-Malkar Türklerinin dillerinde alaşa sözünün bulunması (Tavkul 2000: 77), bu etkileşimin kaynağına ışık tutmaktadır. At anlamındaki alaşa sözü Türk lehçelerinden Tatarca’da da bulunmaktadır (Ganiyev 1997: 25). Çeçen-İnguş Nart destanlarında, Nartların demirci ustaları olan Pharmat’ın atı Turpal ismini taşımaktadır (Elmurzayev 2004: 55). Turpal adının Çeçen-İnguş dilinde metateze uğradığı ve eski Türk destan geleneğinde “uçan kanatlı at” anlamına gelen Tulpar sözünden geldiği açıktır. Buna, tulparsözünün pek çok Türk lehçesinde mitolojik bir anlamda bulunması şahitlik etmektedir. Tulpar sözü Kafkasya’daki Karaçay-Malkar (Tavkul 2000: 409) ve Kumuk (Abdullayev 1982: 28) Türk lehçelerinden başka, Tatarca’da (Ganiyev 1997: 328), Başkurtça’da (Sagitov 1986: 125), Kırgızca’da (Yudahin 1998:759), Kazakça’da (Koç-Bayniyazov-Başkapan 2003:554) yaşamaktadır ve hepsinde de “uçan at”, “kanatlı at” gibi anlamlar taşımaktadır. Kafkas Nart destanlarında, Nartların hâkimi olan ve onlara büyük eziyetler çektiren karakterin adı Adige Nart destanlarında Pakue, Karaçay-Malkar Nart destanlarında Fuk~Puk olarak karşımıza çıkar. Pakue~Fuk~Puk adlarının da Altay-Sibirya Türk kültürü ile ilişkili olduğu, Hakas ve Tuva Türk lehçelerinde karşımıza çıkan isimlerden anlaşılmaktadır. Hakas Türkçesinde puh “kötü ruh” anlamına gelirken (Arıkoğlu 2005: 385), Tuva Türkçesinde buk “şeytan” anlamını taşımaktadır (Arıkoğlu-Kuular 2003: 16). Altay-Sibirya coğrafyasında kötü ruh ve şeytan anlamlarına gelen puh~buk sözlerinin Kafkas Nart destanlarında şeytanla özdeşleştirilmiş kötü bir karakter olan Pakue~Fuk~Puk isimlerinde tezahür ettiği görülmektedir. Kafkas Nart destanları her ne kadar çeşitli araştırmacılar tarafından Kafkasya coğrafyasına ve orada yaşamakta olan çeşitli halklara ait özgün bir destan türü olarak kabul edilse de, pek çok kültürel kaynaktan beslendiği ve etkilendiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, Nart destanlarını yalnızca Kafkasya kökenli Adige-Abhaz gibi halklara veya Hint-Avrupa kökenli Osetlere aitmiş gibi görmek ve düşünmek hatalı bir yaklaşım olacaktır. Burada ele aldığımız bir kaç konu ve motif bile, Nart destanları üzerindeki eski Türk destan geleneğinin izlerini ve etkilerini ortaya koymaktadır. Bu konuda yapılacak olan karşılaştırmalı destan araştırmaları, Nart destanlarının eski Türk kültürü ve tarihi ile ilgili pek çok veriyi barındırdığını meydana çıkaracaktır. - See more at: http://www.yenidenergenekon.com/26-nart-destanlarinin-eski-turk-destanlari-ile-iliskisi/#sthash.MkcExrh0.dpuf
ÇERKES VE TÜRK DESTANLARI 4
Oset Nart destanında, Sozrıko at sürülerine yeni otlaklar bulabilmek amacıyla Urup Irmağı’nın ötesine doğru yola çıkar. Yolda karşısına dev cüsseli Karadzaw çıkar. Karadzaw Sozrıko’nun ününü işitmiştir ve onunla güçlerini yarıştırmak istemektedir, ancak Sozrıko’yu tanımamaktadır. Karadzaw Sozrıko’ya, Sozrıko’yu tanıyıp tanımadığını sorar. Kurnaz Sozrıko kimliğini gizleyerek onu tanıdığını, dünyada ondan güçlü hiç kimsenin bulunmadığını söyler. Karadzaw Sozrıko’nun maharetlerini öğrenmek ister. Sozrıko Karadzaw’a, Sozrıko’nun sarp kayalıklardan yuvarlanan iri kayaları başı ile vurup geriye fırlattığını anlatır. Karadzaw aynısını yapacağını söyler ve Sozrıko’nun yuvarladığı kayaları başı ile vurarak geri fırlatır. Sozrıko Karadzaw’a, Sozrıko’nun göle girerek buz tutmasını beklediğini ve göl buz tutunca buzları yararak çıktığını söyler. Karadzaw da göle girer ve buz tutmasını bekler, ancak kalın buz tabakasını yarıp gölden çıkamaz. Karadzaw kendisine bu kurnazca oyunu oynayanın Sozrıko’nun ta kendisi olduğunu anlar. Sozrıko kılıcıyla Karadzaw’ın boynunu kesmeye çalışır ama kılıcı onun boynuna işlemez. Karadzaw Sozrıko’ya kendisini ancak kendi kılıcıyla öldürebileceğini söyler. Sozrıko, Karadzaw’ın kılıcını alarak onun boynunu keser. Böylece kurnaz Sozrıko Karadzaw’ı alteder (Nartlar Asetin Halk Destanı 1999: 241-249). Oset Nart destanındaki devin taşıdığı Karadzaw (Karazav) adı, Altay-Sibirya Türk mitolojisi ile paralellik göstermektedir. W. Radloff’un XIX. yüzyılda Altay-Sibirya Türkleri arasından derlediği Algazar destanında Han’ın iki oğlunu yutan dev “Karaca” adını taşımaktadır (Ögel 1995: 2). Adige Nart destanlarında anlatıldığına göre, Nart Savsırıko (Sosrıkua) avda iken ve Nartlar uzak bir seferden henüz evlerine dönmemişken, Yinıj adlı dev, karanlık bir kış gecesi Nartların evlerine sokulup ocaklarını yıkar ve ateşlerini çalıp kaçar. Soğuktan donmak üzere olan nart yaşlıları Savsırıko’dan yardım isterler. Savsırıko atına atlayıp yola çıkar ve bir vadide duman tüttüğünü görüp oraya gider. Ateşin başında dev Yinıj uyumaktadır. Savsırıko tam bir parça kor alacakken, Yinıj uyanır ve onu yakalar. Savsırıko ile boy ölçüşmek isteyen Yinıj, yakaladığı atlının Savsırıko olduğunu bilmeden, ona Savsırıko’yu tanıyıp tanımadığını sorar. Nartların çobanı olduğunu söyleyerek kimliğini gizleyen Savsırıko Yinıj’a, Savsırıko’yu iyi tanıdığını, onun Nart oyunları ile kimsenin boy ölçüşemeyeceğini söyler. Yinıj bu oyunları kendisi de uygulamak ister. Savsırıko’nun dağdan yuvarlanan kayaları başıyla vurarak geri fırlattığını öğrenen Yinıj bunu yapar. Savsırıko’nun kızgın saban demirini yutup karnında soğuttuğunu öğrenen Yinıj hiç zorlanmadan bunu da başarır. Yinıj’ı alt etmenin zor olacağını anlayan Savsırıko ona, Savsırıko’nun Karadeniz’e girip buz tutmasını beklediğini, deniz buz tutunca Savsırıko’nun buzları yararak denizden çıktığını söyler. Yinıj Karadeniz’e girer ancak yedi gün boyunca buz tutan denizden çıkamaz. Kapana kısıldığını gören Yinıj, kendisine bu oyunları oynayanın kurnaz Savsırıko olduğunu anlar. Yinıj başını yalnız kendi kılıcının kesebileceğini söyler. Savsırıko, Yinıj’ın kılıcını alıp başını keser. Soğuktan donmak üzere olan Nartlara ateşi getirir (Hadağatle 2005: 133). Abazin Nart destan kahramanı Sosrıkua da devi aynı kurnazlıklarla aldatarak yenmeyi başarır (Özbay 1990: 118). Abhaz Nart kahramanı Sasrıkua’nın devi kurnazlıkla öldürmesi de aynı motifleri taşımaktadır (İnal-yıpa 2001: 148-150). Ak-Kübek ve Salur Kazan destanındaki motifleri Kafkas Nart destanlarındaki motiflerle şöyle karşılaştırabiliriz: 1- Ak-Kübek, kimliğini Salur Kazan’dan gizler. Sosurka~Sozrıko~Savsırıko~Sosrıkua~Sasrıkua, kimliğini devden gizler. 2- Salur Kazan, dağdan yuvarlanan kayaları başıyla vurup geri çıkarır. Dev, dağdan yuvarlanan kayaları başıyla geri gönderir. 3- Salur Kazan, okun başağını ateşte kızdırıp yutar. Dev, kızgın demiri yutar. 4- Salur Kazan, altı gün buz tutan ırmağa girer, ancak çıkamaz. Dev, buz tutan göle~denize girer, ancak çıkamaz. 5- Salur Kazan, kendi kılıcıyla başı kesilerek ölür. Dev, kendi kılıcıyla başı kesilerek ölür. Bu motifler arasındaki derin benzerlikler, Kafkas Nart destanlarındaki bu hikâyenin kaynağı konusundaki şüpheleri ortadan kaldırmaktadır. Oğuzname ve Dede Korkut’ta izlerini takip edebildiğimiz bu konunun kökeninin eski Türk destanlarına kadar uzandığı açıktır. Altay-Sibirya bölgesinden derlenen Ak-Kübek ve Salur Kazan destanında, Ak-Kübek’in asıl destan kahramanı olduğu ve Salur Kazan’ın düşman kabul edildiği anlaşılmaktadır. Ancak, Orta Asya sahasında Salur Kazan tarihî bir kahraman olarak karşımıza çıkmakta ve destanlara konu olmaktadır. Ebulgazi Bahadır Han’ın ”Şecere-i Terakime” adlı eserinde yer alan, Korkut Ata’nın Salur Kazan Alp’ı methedip söylediği manzumenin şu parçasında ifade edilen sözler, Salur Kazan ile ilgili eski destan metinleri olduğunu ancak günümüze ulaşamadığını belgelemektedir: Kazgurt Tağdın ünker taşnı yugarlatdı Salur Kazan ötrü barıb karbab tutdı (Kazgurt dağdan aşağı taşı yuvarlattı) (Salur Kazan karşı varıp çekip tuttu) (Gökyay 1973: LIV). *** Kök asmandın inib keldi tinnîn yılan Her adamnı yutar irdi körgen zaman Salur kazan başın kesdi bermey aman (Gökyüzünden inip geldi ejderha yılan) (Her insanı yutardı gördüğü zaman) (Salur Kazan başını kesti vermeden aman) (Gökyay 1973: LIV). *** Yukarıdaki destan parçalarında yer alan motiflerin de Nart kahramanının devle mücadelesindeki motiflerle paralellik içinde olduğu aşikârdır. Çeşitli Kafkas halklarının Nart destanlarında ilginç bir motif olarak karşımıza çıkan konulardan biri de, yetim kahramanın büyüdüğünde babasının katilinin kim olduğunu zorla söyletmek için, annesinin avcuna kızgın buğday~arpa~mısır~çekirdek koyarak eliyle sıkmasıdır. Eli yanan kadın acıya dayanamayarak oğluna babasının katilinin kim olduğunu itiraf eder ve o da gidip katili öldürerek intikamını alır. Oset Nart destanlarında bu motif şöyle yer alır: Nart kahramanı Batraz’ın babası Hemıts, düşmanı Sayneg Eldar tarafından öldürülür. Ancak Batraz’ın annesi Satana oğlundan bunu gizler ve ona babasının hastalıktan öldüğünü söyler. Batraz buna inanmaz ve annesinden yemek için kavrulmuş çekirdek ister. Annesi demir sac üzerinde çekirdek kavurup tahta bir tasa koyar ve içinden bir avuç alıp Batraz’a uzatır. Batraz, annesinin avcunu ellerinin arasına alıp sıkarak babasını kimin öldürdüğünü söylemesini ister. Satana, avcunu yakan kavrulmuş çekirdeklerin acısına dayanamayarak Batraz’a babasının katilinin Sayneg Eldar olduğunu itiraf eder (Dumezil 2005: 301). Bu motifin benzer bir varyantı Adige Nart destanlarında şöyle karşımıza çıkar: Nart kahramanı Aşemez, babasının o küçük bir çocukken bir hile sonucu öldürüldüğünü arkadaşından öğrenir ve derhal annesine koşar. ŞAnnesinden sıcak kaçamak yemeği veya kızgın arpa getirmesini ister. Annesi hiçbir şeyden kuşkulanmadan sıcak kaçamağı getirir. Aşemez annesinin elini bu kızgın yemeğin içine daldırıp tutar, babasının katilini söylemediği sürece elini bırakmayacağını söyler. Kadın Aşemez’in babasının korkunç Tlebitse tarafından öldürüldüğünü açıklar (Özbay 1990: 68). Karaçay-Malkar Nart destanlarında bu motifin benzeri şöyle yer alır: Nart kahramanı Açemez’in babası Açey, Kubu adındaki düşmanı tarafından öldürülmüş ve Açemez küçük yaşta yetim kalmıştır. Açemez bir gün aşık oynadığı arkadaşından, babasının o küçük bir çocukken öldürüldüğünü öğrenir. İntikam hırsıyla eve koşan Açemez, annesinden babasının katilinin kim olduğunu öğrenmek ister. Oğluna yemesi için mısır kavuran annesi ona bir avuç sıcak mısırı uzatır. Açemez, annesinin avcunu elleri arasına alıp sıkarak, babasının katilinin İdil’de yaşayan Kubu olduğunu söyletir (Tavkul 2004: 223). Nart destanlarında yer alan bu motifin İdil-Ural ve Altay bölgelerinin eski Türk boylarının destanlarında da karşımıza çıkması, Kafkaslardaki motifin kaynağının eski Türk destan geleneği olduğunu belgelemektedir. Nitekim, Ş Başkurt Türklerinin Babsak Bey ile Karağölömbet Bey destanında buna benzer bir motif yer almaktadır. ŞDestanda, Babsak Bey Karağölömbet Bey tarafından öldürülür. Babsak Bey’in yetim kalan oğlu Küsek büyüdüğünde arkadaşlarından babasının öldürülmüş olduğunu öğrenir. Annesine, babasının katilinin kim olduğunu söyletmek için eve gelir. Annesi gerçeği söylemek istemez. Küsek annesinden buğday kavurması yapmasını ister. Annesinin avcuna sıcak buğday kavurmasını koyup elleriyle sıkan Küsek, onu babasının kim olduğunu söylemeye zorlar. Kavrulmuş buğdayın sıcaklığına dayanamayan anne oğluna gerçeği anlatır ve babasının Babsak Bey olduğunu, Karağölömbet Bey tarafından öldürüldüğünü itiraf eder (Ergun-İbrahimov 2000: 322). Nart destanlarında atların Nart kahramanlarının ayrılmaz arkadaşları, can yoldaşları oldukları dikkati çekmektedir. Kafkas dilleri grubundaki Adige, Abazin ve Çeçen-İnguşlar ile Hint-Avrupa dillerinin İran kolunda bir dil konuşan Osetlerin Nart destanlarında, Nart kahramanlarının atlarının Türkçe unvanlar taşıması, eski Türk destan geleneğinin bu coğrafyanın kültürel yapısı üzerindeki etkisini ortaya koymaktadır. Adige-Kabardey ve Abazin halklarının Nart destanlarında, Nart kahramanlarının alp soyundan gelen güçlü atlara sahip olduklarından söz edilir (Özbay 1990: 12). Türkçe alp sözü, “efsanelerdeki güçlü at” anlamında Adige diline de yerleşmiştir (Çelikkıran 1991: 17). Orhun yazıtlarında Kültigin’in bindiği atlardan biri olan Alp Şalçı’nın da alp adını taşıması (Tekin 1988: 18), atlara verilen bu eski adın Türk kültüründen çeşitli Kafkas halklarına kültürel yayılma vasıtasıyla geçtiğini göstermektedir. Kıpçak grubu Türk lehçelerinde ‘at’ anlamına gelen alaşa sözü, Oset Nart destanlarında karşımıza çıkmaktadır. Nart kahramanı Soslan’ın atı, Oset Nart destanlarında Dzınd-Alasa adını taşır (Dumezil 2005: 148). At anlamındaki alasa adının kültürel etkileşim yoluyla Türk kültüründen Oset destanlarına geçtiği anlaşılmaktadır. Nitekim, Osetlerin batı komşusu olan Karaçay-Malkar Türklerinin dillerinde alaşa sözünün bulunması (Tavkul 2000: 77), bu etkileşimin kaynağına ışık tutmaktadır. At anlamındaki alaşa sözü Türk lehçelerinden Tatarca’da da bulunmaktadır (Ganiyev 1997: 25). Çeçen-İnguş Nart destanlarında, Nartların demirci ustaları olan Pharmat’ın atı Turpal ismini taşımaktadır (Elmurzayev 2004: 55). Turpal adının Çeçen-İnguş dilinde metateze uğradığı ve eski Türk destan geleneğinde “uçan kanatlı at” anlamına gelen Tulpar sözünden geldiği açıktır. Buna, tulparsözünün pek çok Türk lehçesinde mitolojik bir anlamda bulunması şahitlik etmektedir. Tulpar sözü Kafkasya’daki Karaçay-Malkar (Tavkul 2000: 409) ve Kumuk (Abdullayev 1982: 28) Türk lehçelerinden başka, Tatarca’da (Ganiyev 1997: 328), Başkurtça’da (Sagitov 1986: 125), Kırgızca’da (Yudahin 1998:759), Kazakça’da (Koç-Bayniyazov-Başkapan 2003:554) yaşamaktadır ve hepsinde de “uçan at”, “kanatlı at” gibi anlamlar taşımaktadır. Kafkas Nart destanlarında, Nartların hâkimi olan ve onlara büyük eziyetler çektiren karakterin adı Adige Nart destanlarında Pakue, Karaçay-Malkar Nart destanlarında Fuk~Puk olarak karşımıza çıkar. Pakue~Fuk~Puk adlarının da Altay-Sibirya Türk kültürü ile ilişkili olduğu, Hakas ve Tuva Türk lehçelerinde karşımıza çıkan isimlerden anlaşılmaktadır. Hakas Türkçesinde puh “kötü ruh” anlamına gelirken (Arıkoğlu 2005: 385), Tuva Türkçesinde buk “şeytan” anlamını taşımaktadır (Arıkoğlu-Kuular 2003: 16). Altay-Sibirya coğrafyasında kötü ruh ve şeytan anlamlarına gelen puh~buk sözlerinin Kafkas Nart destanlarında şeytanla özdeşleştirilmiş kötü bir karakter olan Pakue~Fuk~Puk isimlerinde tezahür ettiği görülmektedir. Kafkas Nart destanları her ne kadar çeşitli araştırmacılar tarafından Kafkasya coğrafyasına ve orada yaşamakta olan çeşitli halklara ait özgün bir destan türü olarak kabul edilse de, pek çok kültürel kaynaktan beslendiği ve etkilendiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, Nart destanlarını yalnızca Kafkasya kökenli Adige-Abhaz gibi halklara veya Hint-Avrupa kökenli Osetlere aitmiş gibi görmek ve düşünmek hatalı bir yaklaşım olacaktır. Burada ele aldığımız bir kaç konu ve motif bile, Nart destanları üzerindeki eski Türk destan geleneğinin izlerini ve etkilerini ortaya koymaktadır. Bu konuda yapılacak olan karşılaştırmalı destan araştırmaları, Nart destanlarının eski Türk kültürü ve tarihi ile ilgili pek çok veriyi barındırdığını meydana çıkaracaktır. - See more at: http://www.yenidenergenekon.com/26-nart-destanlarinin-eski-turk-destanlari-ile-iliskisi/#sthash.MkcExrh0.dpuf