Afı, Abhazların gök gürlemesi şimşek ve yağmur tanrısıdır. Hayvanlar yaylaya çıkarılmadan önce çobanlar ormanlık bir yerde toplanırlar ve bir eğlence yaparlardı. Bu eğlenceye kadınlar ve çocukların katılmaları yasaktı ve dualarında hayvanlarının Afı tarafından korunmasını dilerlerdi. Kadınlar bu eğlencenin bitimine kadar asla Afı’nın adını ağızlarına almamaları ve söz olarak ağızlarından çıkarmamaları gerekiyordu.
Afı‘dan bahsetmek isterlerse ''yükseklerde oturan'' şekliyle ifade ederlerdi. Kuraklıkta köy yaşlıları Afı için bir sığır kurban eder, bu tanrı adına güzel sözlerle şarkılar söylenirken eğlenilir ve herkes bu kurbanlık etten bir lokma olsa dahi yemek zorunda idi. Eğer evcil bir hayvan yıldırım çarpması ile ölürse, hemen orada yemeli ve içmeli, bir şölen yapılırdı. Şimşeğin öldürdüğü hayvan sahibi Afı‘ye kendisini ziyarete geldiğinden dolayı teşekkür ederler ve hayvanın leşi sadece kuşların ulaşabileceği bir şekilde kurulan yüksek bir çatmanın üstüne konarak yemelerine bırakılırdı. Eğer şimşek çarpması neticesinde bir insan ölürse, ailesi onun için aynı merasimi yapmak zorundadır ve bu durumda Afı’nın öfkesinin daha da kabararak, aileden ileride bir başkasını aynı şekilde öldürmemesi için ağlanmazdı. Şimşek tarafından öldürülen insanın cesedi de -hayvanlarda olduğu gibi- yüksek bir çatmanın üstüne konularak kuşların yemesine bırakılırdı. Daha sonra kemikleri toplanarak yapılan bir cenaze merasimi ile gömülürdü.