.
|
Bu –prenslerin Kafkasya’dan geldikleri- bölgeye, Rusça`da
Beş Dağlar anlamında Piatyjhorje, Çerkesce`de Bgiytxw, Tatar dilinde beş tepeden oluşan, Beschtan/Beschtau dağına atıfta bulunularak,
Beschtan/Beschtau/Beşdağ denilirdi. Bu dağdan, batıya ve doğuya uzanan bu
topraklara ise esas olarak, üzerinde –Doğu Çerkesler’i - Kabardeyler ve yakın
ilişkide oldukları Besleneyler yaşadığı
için Kabarda ismi veriliyordu.
15. ve 16. yüzyılda bağımsız bir ülke haline geldikten sonra
Ruslar bu bölgeye Cherkassy, Polonya-Litvanyalılar ise Petyhorcy adını
verdiler. Sınırlarının bir ucu Kırım Tatarlarına, diğer ucu Temruk/Chemquey
kabilelerine kadar ulaşıyordu.
Ayrıca Kabarda bağımsız olmasına rağmen, Kırım Tatarlarıyla
yakın ilişki içindeydi. Kabardey savaşçıları sık sık komşularına savaşlarda
yardım ederlerdi.
1555-1560 yıllarında ise Kabarda, Rusya`nın hakimiyeti
altına girdi.
1556 yılında, Ukrayna Prensi Dymitro Wisniowiecki ( 100 yıl
sonra Polonya`nın kralı haline gelecek olan Michal-Korybuth Wisniowiecki`nin
büyükbabası) Polonya`yı (Polonya, Ukrayna, Belarus ve Litvanya bu dönemde tek
bir ülke konumundaydı) terk etmiş ve Kırım Tatarları`yla savaşmak için Rusya`ya
gelmişti.
Komutası altındaki Kazak ordusu ile pek çok başarılar
kazandı. Kendisi de her şeyden önce Kazak`tı ve aynı zamanda Zaporozha
Kazaklarının da kurucusuydu. Çar Korkunç
İvan, onu Kabarda`nın valisi olarak
atadı. Prens Dymitro ve Kazakları yıllarca Kabarda`da kaldılar ve burayı
iyi-hoşgörülü bir biçimde yöneterek ,
pek çok Çerkes savaşçısını kendi taraflarına çektiler.
1561 yılında Çar İvan, Polonya`ya saldırmaya karar
verdiğinde, Prens Dymitro için Rusya`da kalmak zorlaştı ve ülkesini savunmak
için Ukrayna`ya geri döndü. Onun bu hareketi
Çar İvan`ı sinirlendirmiş ve hatta ona karşı duyduğu öfkeyi şu şekilde
ifade etmiştir; "Dymitro bize bir köpek olarak geldi ve bir köpek olarak
bizi terk etti." Daha sonra 1563
yılında Prens Dymitro Wisniowiecki Moldova`da ele geçirilir ve İstanbul`a
gönderilir. İstanbul`da da Tatarlara karşı yaptığı saldırılardan ötürü
suçlanarak idam edilir.
Birkaç ay sonra, Dymitro Wisniowiecki ile dostça ilişkilerde
bulunmuş ve Kabarda`daki Rus egemenliğine karşı olan bir grup Çerkes Prensi,
kendi Çerkes savaşçılarından oluşan bir grubu yardım için Polonya`ya
gönderirler. Bu prensler, Çar tarafından gıyabında ölüm cezasına
çarptırılırlar. Ağustos 1561`de Polonya Kralı, ülkesine gelmek isteyen tüm
Petyhorcy savaşçılarına, kendilerini kabul edeceğini, "Demir
Mektuplar" (Kralın Kitabında yazdığı üzere) ile bildirir.
Bunun üzerine, 1562`de beş Kabardey Prensi, Rus hakimiyeti
altındaki Kafkasya`daki evlerini terk ederek, aileleri ve savaşçılarıyla
birlikte (Polonya`lı tarihçilerin iddia ettiklerine göre 300 civarında savaşçı)
Polonya`ya kaçarlar. Polonya kralı onları çok memnun edecek şekilde büyük bir
şerefle ve hediyelerle karşılar.
Bu Çerkes prenslerin isimleri ise şöyleydi;
-Kassim Kambulatowicz (Czerkaski).[i]
-Gawrila Kambulatowicz (Czerkaski).
-Onyszko/Aleksander Kudadek (Czerkaski), çok ünlü Batı
Çerkesya prensi Sibok/Wasyl Konsaukowicz`in oğlu.
- Solgien Szymkowicz (Czerkaski). Szymek Temruk`un oğlu.
- Temruk Szymkowicz (Czerkaski). Szymek Temruk`un oğlu. Aynı
zamanda Sibok ile akrabaydı ve onun klanının (sülalesinin) bir üyesiydi.
Korkunç İvan, çok yetenekli savaşçıları düşmanı Polonya`ya
kaptırdığını fark eder ve bu onu daha da öfkelendirir.
Prensleri tekrar kazanmak için Aleksiej Klobukov`u elçi
olarak Polonya`ya gönderir, fakat Çerkes Prensleri (Polonyalıların deyişiyle
Petyhorcy prensleri) elçiye karşı soğuk davranırlar.
Çerkes göçmenlerin pek çoğu Ortodoks Hristiyan’dı, bazıları
ise hala Pagan inanışına mensuptu. Savaşçıların soyundan gelenler daha sonra,
Ukrayna Ortodokslarına katıldılar ve üst sınıfta olanlar ise Polonya
Katolikliği`ne geçti.
Prens Solgien ve Prens Temruk, Polonya Ordusundaki özel
Petyhorcy/Kazak birlikleri kumandanlığına getirildiler.
Bir Çerkes kumandanının en üstün yeteneklerini sergileyen
ise kahramanlığı hakkında pek çok belge bulunan Temruk oldu.
Örneğin; 13 Nisan 1572`de güçlü bir Türk ordusu,
Moldova`daki, Polonya kuvvetlerine saldırdığında, tüm Polonyalı askerleri panik
içerisinde savaş alanını terk ederken, Prens Temruk ve Çerkes savaşçıları,
Polonya`lı askerleri tekrar toparlanıp, Türkleri durdurmak için gelene kadar
savaş alanını terk etmeyerek, savaşmışlardır.
Temruk`un bu üstün başarıları ödülsüz kalmadı. Polonya
meclisi (Sejm) ve Kral, onu, Polonya aristokrat sınıfında bir mevki olan,
Indygenat Polski soyluluk nişanıyla ödüllendirdi. Ayrıca kendisine Litvanya,
Kiev ve Podoli, Ukrayna`da büyük malikaneler verildi.
Zamanla beş Çerkes prens gittikçe güçlendi ve zenginleşti.
Hepsi Ukrayna`nın Podoli bölgesine yerleştiler.
Her yıl, yeni Çerkes savaşçılar, özel Petyhorcy/Kazak
birliklerine katılmak için Polonya`ya geldi. Birkaç yıl sonra bu özel birlik
Polonya ordusunun önemli bir parçası haline geldi, taa ki 1795`te Polonya,
Rusya, Prusya ve Avusturya tarafından işgal edilip, parçalanana kadar.
Bu bölükleri kuran Çerkes prenslerin ölmesinin ve
Polonya`nın bağımsızlığını kaybetmesinin ardından, Çerkesler’in sayısı giderek
azaldı, onların yerini Polonyalı, Ukraynalı ve Tatar askerler aldı. Ancak, bu
birlikler gelenekleri, silahları ve taktikleri başta olmak üzere Çerkes
görünüşünü ve özelliklerini muhafaza ettiler.
Günümüzde, Polonyalı tarihçiler, beş Prensin, Polonya
Ordusunun gelişiminde gösterdikleri olağanüstü çabayı kabul etmektedirler.
Çerkes prenslerin soyları, Polonya toplumunun içerisinde
asimile oldu. Fakat mizaçlarını, özellikle can düşmanları Ruslara karşı savaşma
arzularını korudular. Ruslar, Ukrayna`yı işgal ettiklerinde ise Polonya`lı
Çerkesler herşeylerini kaybettiler.
Çevirmenin yorumu: Açıkçası Czerkaski’nin bu Prenslerin
soyadı olduğunu düşünüyorum. İnternette
ise bir araştırma yaptığınızda karşınıza bu soyadına sahip Polonyalı pek çok
kişi çıkıyor. Kim bilir belki de bu
kişiler, o prenslerin soyundan gelen asimile olmuş Çerkesler’dir