1. Bir yanda Moskova devletinin merkezi çarlık yönetimine dayalı iç yapısı, bağımsız prensler sınıfının ve halk meclisi üyelerinin lağvedilmesi ve nüfusun devlet organına bağlanması; diğer yanda, Kabardey'in iç yapısı, feodal düzeni, birbiriyle çekişen prensleri, tüm halka karşı sorumlu merkezi bir yönetimin yokluğu Moskova'nın Kabardey üzerinde bir hakimiyet kurmadığını ve kuramadığını göstermektedir. Bölgede Rus yöneticiler yoktu. Kabardey prensleri sadece haklarını korumakla kalmadılar, diğer pek çok durumda da sınırsız özgürlüğe sahiptiler. Kabardey ne asker sağlamak ne de vergi ödemek zorunda kalmadıği gibi Moskova devletine de bağlı olmadı.
2. Resmi Rus kayıtlarına göre, Çarlığın otoritesini kabul eden 1552 yılındaki ilk Çerkes delegasyonu, Şamhal'ın aynı bildiriyi sunan delegasyonlarını ve Gürcü vekaletiyle gerçekleşen aynı deklarasyonu tekrar etmiştir - ki bu durumda da Çerkesya'nın, Dağıstan'ın ve Gürcistan'nın Rusya'ya bağlanmasını resmileştiren meşru devlet faaliyetleri söz konusu değildir. Kaberdey delegasyonu tarafından 1557 yılında verilen bildiri de diğer bildirilerden hiçbir şekilde farklı değildir ve ne gariptir ki bu durum Kabardey'in Rusya'ya gönüllü olarak katıldığı şeklinde yorumlanmıştır. Halbuki ne Gürcistan ne de Dağıstan benzer bildirilerle Rusya'ya katılmış sayılmamaktadırlar.
3. Kabardey herhangi bir kişisel bağ ile Çar'a bağlı değildi: Kabardey prensleri daha önce olduğu gibi kendi halkını yönetmeye devam etti ve Rusya onlara büyükelçiler yolladı.
4. Moskova'dan bağımsız bir devlet olarak Kabardey'in uluslar arası durumu, Sunza kalesinin yıkılması ve Rusya'nın Osmanlı'dan gelen baskı altında geri çekilmesi esnasında vurgulandı.
5. Kabardey'deki kaleye ilişkin olarak gerçekleşen diplomatik görüşmelerde, Korkunç İvan Prens Kemirgoko ile olan akrabalığı ve kayınpederinin yardım ricasını yerine getirme arzusu dışında, ülkede kendi çıkarları doğrultusunda herhangi bir iddiada bulunmadı.
6. Moskova ve Kabardey arasındaki ilişki her iki tarafın da yararına olacak şekilde askeri bir ittifaktan ibaretti. Bu ittifak doğrudan Kırım'a ve dolaylı bir biçimde de Osmanlı'ya yönelikti. Ekonomik ve ticari çıkarlar bu ittifakta herhangi bir rol oynamadı.
7. Çar Korkunç İvan, Livonya'ya karşı sürdürdüğü mücadeleyle meşgulken, Kafkasya'da kendi hakimiyetini öne sürmeyi düşünemedi ve bu sebeple Kırım ve Osmanlı ile doğrudan bir çatışmaya girme riskini göze almış oldu. Doğuyla kurulacak ticari ilişkiler amacıyla Moskova için yeterli derecede iyi bir yol Astrahan üzerinden açıktı .
8. Coğrafi olarak, Moskova ve Kabardey arasında doğrudan bir sınır yoktu. Aralarında geçmesi 15 günü bulan, oldukça geniş ve hiç kimsenin yaşamadığı "sahipsiz topraklar" mevcuttu.
9. Çar Fedor' un ünvanına dâhil edilen "Gürcü Krallarının İverya topraklarının hükümdarı", "Çerkes ve Dağlı Prenslerin Kaberdey topraklarının hükümdarı" gibi ifadeler, diplomatik bir etki yaratmak isteyen uydurma ve dekoratif ünvanlardı. Korkunç İvan'ın, Ryazan'dan gelen mülteciler olarak Çerkesler'in daima Rusya'nın tebaası oldukları iddiasından daha önemli değildi.
10. Kabardey'in Korkunç İvan zamanında Rusya'ya katıldığı kabul edilse bile, bağımsızlığı 1739 Belgrat anlaşması ile iade edilmiştir. Bu anlaşmanın Rusya tarafından zorla ve tek taraflı olarak ihlal edilmesi, Korkunç İvan tarafından Kabardey'in Rusya'ya "bağlanması"nı sağlayan hükümsüz eylemi, bu eylem herhangi bir şekilde bilfiil gerçekleşmiş olsa bile, geçerli kılmıyor. Rus yazarlar bile Kabardey'in özgür olduğunu ve zorla parçalanana kadar bağımsızlığı için savaştığını inkar edemez. İşte, örneğin, Grabovski'nin Korkunç İvan'un günleri ile ilgi yazdıkları:
Kabardeyler ve Ruslar arasında kurulan dostça ilişkiler oldukça hayali bir nitelikteydi. Bu halklar arasında ortak ve sürekli bir bağ yoktu: ne dil, ne din ne de ulusal çıkarların birbirleriyle ortak bir yanı yoktu. Dahası, Kabardeylerin ikamet ettikleri yerlerin Rusya'nın merkezinden ve o dönemin sınırlarından uzaklığı, doğal sebepler yüzünden, sürekli bağlar sağlayacak ortak çıkarlar ortaya çıkmasını engelledi. Herhangi bir ticari ya da sanayi ilişkisi ihtimal dışındaydı. [48]
Bütün olarak, Rusya'nın Kabardey'i ele geçirmek için neredeyse yüz yıl süren kanlı ve acımasız bir savaş yapmak zorunda kaldığını göz önünde bulundurursak, Kabardey'in Rusya'ya "gönüllü katılımı"ndan bahsetmek anlaşılması çok güç bir durumdur.