Abhaz ve Adige’lerin belirli kısmının Anadolu’nun kuzeydoğusunda ve Transkafkasya’nın güney batı kısmında yaşadıklarını A.İ.Cavahişli, D.İ.Gulia, S.Canaşia gibi bilim adamları dile getirmişlerdir. Son zamanlarda M.M.Trapş, L.N.Solovyoz, Z.V.Ardzınba, G.A.Melikşili, G.G.Giorgadze, Ş.D.İnal-İpa, V.G.Ardzınba ve Y.A.Fyodorov da bu konuyu ele almışlardır. Bu bilginlerin bazılarına göre, eskiçağ Abhaz-Adige etnik birliği Kafkasya’nın Karadeniz kıyısında yerli nüfusla Anadolu’daki bir topluluğun, muhtemelen savaşı kazanmış olan Kask’ların karışması sonucunda ortaya çıkmıştır. Üstelik gelen nüfusun yerlilerle etnik açıdan akraba oldukları olasılığı görülmektedir.(1)
Bugünkü Türkiye’nin Asya toprakları (Anadolu yarımadası) eskiden beri Küçük Asya adıyla bilinir ve doğusu Kuzey (Karadeniz) Pontus, Toroslar ve Doğu Toroslar gibi dağlarla çevrilmiş yüksek ova oluşturur. 11.Yüzyılda Türk (Oğuz-Selçuk) boylarının gelişine kadar Anadolu oldukça karmaşık ve zengin bir tarihsel süreçten geçmişti. Anadolu’da bütün bu tarihsel zenginliğe sahip kültürü yaratanlar kimlerdi? Karadeniz (Pontus) dağlarında Yeşilırmak’ın (Galis) ağzından başlayarak Batı Transkafkasya yönünde Kaşk’lar (Kask’lar) yaşıyorlardı. Araştırmacıların ilgisini çeken Kask’ların dili, Hatti dilinin bir lehçesiydi. İ.M.Dunayevskaya, Hatti dilinin Anadolu’nun en eski dillerinden biri sayıyordu.(2) Kask’ların yer ve etnik adlarını tahlil eden G:A:Melikişivili ve G.G.Georgadze, aynı sonuca varmış ve Kask ağzının, daha güneyde Yeşilırmak menderesinde ve güneyinde Hatti diliyle akraba olduğunu belirtmişlerdir.(3) Kısacası, Kask’lar Hatti kabile birliğine dahildiler.
Yazılı kaynaklara göre, Anadolu’da M.Ö. sadece 3.bin yılsonlarında görülen Hititler, Hint-Avrupa kökenli (Nesit) olup etnik açıdan Hatti’lerden faklıydılar. M.Ö. 2.bin yıla ait Hitit yazılı kaynaklarında Anadolu’nun yerli halkının adı Hatti olarak geçer. Çek araştırmacı B.Brozni, Hititlerin balkanlar üzerinden değil Kafkasya üzerinden geldiklerini savunuyordu.(4) Şöyle veya böyle M.Ö. 2.bin yılbaşlarında Hint-Avrupa kökenli nüfus, Orta Anadolu’nun güney bölgesinde meskûndular ve buradan Hatti ve Kask’ların yaşadıkları kuzey topraklarına yayılıyorlardı. Demek ki M.Ö. 2.bin yılı dolaylarında Hititler Küçük Asya yarımadasına girdiklerinde burada, başkentleri Hatti’nin adını taşıyan yerli nüfusla karışmışlardı. Bu yerlilerin dili, kanı ve kültürleri gelen halkı genelde derinden etkilemişti. Daha sonra gelen halk, Hatti adını benimsemiş ve kendi ülkelerine bu adı vermişlerdi.
G.A.Melikişvili’ye göre, Hattusa kenti, Karadeniz halkının (eski Ahbaz-Adige topluluklarının) merkezlerinden biri olabilirdi. Anitta yazıtlarında, onun dönemimde yaşamış Hattuşa yöneticisi Piyyuste’nin adı geçmektedir. Bu ad, Svan dilindeki ‘pust’ (efendi, bey) ve Adige dilindeki ‘pşı’ (prens, bey) sözcüklerini çağrıştırır. Piyuste adı belki de kişi adı olmayıp sıfattı ve bey, knyaz, reis, önder, hükümdar anlamına geliyordu.
Eskiçağ Hitit devletinin kuruluşundan çok önceleri başlayan Hatti-Hitit etkileşimi hakkında edindiğimiz bilgilerin başlıca kaynağı, Hitit ayinleridir. Kuban ayinleri, kral törenleri ve bayramların çoğu yerli Anadolu (Hatti) gelenekleriyle bağlıdır. Öte yandan Asur kralı Tiglatpalasar’ın (M.Ö. 1115-1077) yazıtlarında Kask adının eşanlamlısı olarak Abeşla veya Apeşlay adları geçmektedir ve bunlar, Abhazların eski adlarıyla örtüşmektedir. (Yunanca Apsil, Eski Gürcüce Apşil, Abhazların bugün kendilerine verdikleri ad: Apsua veya Apşua)
E.Forer, B.Grozni, E.Larosh, Y.Mesaros, İ.M.Dyakonov, İ.M.Dunayevski gibi bilim adamları; Kask’ların konuştukları Hatti dilinin gramer yapısının, genetik akrabalık açısından olmasa bile en azından tipolojik özellikleri açısından Abhaz-Adige dillerinin yapısına yakın olduğunu kaydediyor. Son yıllarda V.V.İvanov, Hatti diliyle Abhaz-Adige dillerinin genetik akrabalığını kanıtlamaya çalışmaktadır. Onun düşüncesine göre Hatti dili sözcükbilim (ve gramer) bakımından Batı Kafkas dilleriyle ortak özelliklere sahip olan eskiçağ Kuzey Kafkas dilleri ailesine aittir ve fonetik uygunluklar, buna kuşku bırakmıyor.(5)
Daha önce İ.M.Dunayevskaya Abhaz-Adige dillerinde fiillerin önekli yapısı ve özne-obje göstergeleri içeren Hatti dili arasındaki derin paralelliğe işaret etmişti.(6) İ.M.Dyakonov ise diğer doğu dilleri arasında farklı pozisyona sahip Hatticenin Abhaz-Çerkes dillerine bilinen benzerlikler içerdiğini yazmıştır. Onun düşüncesine göre, Hatti dili doğrudan Abhaz-Adige (Kuzeybatı Kafkasya) dillerindendir veya bunlarla Kartvel (Güney Kafkasya) dilleri arasında orta yer tutmaktadır.(7)
V.G.Ardzınba’ya göre, fırtına tanrısının yılanla savaşı hakkında Hatti mitiyle Nart kahramanlık destanı arasında paralellik olması, bunların ortak kökenine işaret etmektedir. Bu ortak özellikler Hatti Batı Kafkas dilleri arasında genetik akrabalık tahminiyle açıklanabilir.(8) Abhaz-Adige topluluklarında demirci ocağı kültünün sıra dışı yere sahip olması demir işleme ve demirciliğin bu halklar arasında ne kadar önemli olduğunu gösterir, ayrıca Hatti geleneğinin devamı olarak ta gösterilebilir.(9)
Hattiler ve Hitit’lerdeki coğrafi ve etnik adların analizi, Ahbaz-Adige adlarına benzerliği ortaya koymuştur. Örneğin Hatti’lerin kutsal kenti Lihsina ile Abhazların en eski kült merkezlerinden olan Lıhnı arasındaki benzerlik çok ilgi uyandırmaktadır.(10)
Ş.D.İnal-İpa’nın düşüncesine göre; Hatti, Hitit (Kask) ve Abhaz dillerinde yer adlarının yapılışında kullandıklar “ra” soneki dikkate değerdir. Gag-ra, Açanda-ra, Ata-ra, Açigva-ra (Abhazya), Dhka-ra, Parpa-ra, Aripsa-ra (Kask yerleşim adları). Kaska ve eş anlamlı Abeşla arasındaki yakınlıktan hareket ederek bazı uzmanlar Kask’ları Abhaz-Adige’lerin ataları saymaktadır. Z.V.Ançabadze’ye göre, Kaşk-Abeşla toplulukları M.Ö. 2.bin yıllarında Anadolu’nun kuzeydoğu kısmında yaşayan Abhaz-Adige toplulukları birliğinden başka bir şey değildir ve Hatti’lerle aynı kökenden geliyorlar.(11) Bu bağlamda G.A.Melikişvili Abhazya’da ve güneyde Batı Gürcistan’da Ahıps, Hıps, Laşıps, Dagarıpş, Rapş, Supsa gibi akarsu adlarına dikkat çekmektedir. Adige dilinde “psı” su demektir ve yukarıdaki adlar zamanında burlarda yaşayan Adıge topluluklarından kalmıştır.(12) Z.V.Ançabadze’ye göre, Kuzeydoğu Anadolu’daki Sinope (Bugün ki Sinop), Akampsis, Aripsa, Aprarea, Duabzu gibi yer adları, eskiçağda bu bölgede yaşayan Abhaz-Adige’lerin atalarından kalan izlerdir.(13)
Etnik ad olarak “Kaska” sözcüğünü, uzmanlar Adige’lerin eski adı olan “Kaşagi” kelimesine bağlıyor. Literatürde bu adın genetik açıdan Adige’lerin ortaçağdaki adıyla (Kasog, Keşag, Keşak) bağlantılı olabileceği dile getirilir. Kasog adı kaynaklarda 13.yüzyıla kadar görülmektedir. Öte yandan Kaska adı Bizans, Arap, Gürcü ve eski Rus kaynaklarında Kuban boyundaki Adige’lerin adı olarak kullanılan “Kasog” etnik adıyla karşılaştırılır. Bugün ki halkların adlarında bu ad yaşamaktadır. Örneğin; Svanlar Adige’lere Kaşag, Osetler ise Kaberdeylere Kasog derler.
Etnik açıdan Kaska adının eskiçağ Adige topluluklarından birinin adıyla bağlantısı, en doğudaki Kask kabilesi olan Apşela topluluğunun adıyla da kanıtlanır. Zaten bugün Abhaz’lar kendilerine bu adı verirler. Adige-Abhaz etnik ve dil ortaklığı bağlamında Kask’ların da aynı dil ailesinden oldukları artık bugün kuşkusuzdur. Tiglatpalasar’a ait metinlerden birinde bunların ortak adı Kaskeyler olarak geçer. Bu konuda Melikişvili şunu yazmıştır. “Abeşla adı, kabile adı olan Kaşka ile eş anlamlıdır. Yunan ve Roma yazarları Karadeniz’in doğusunda Apsil (Apşel) adlı bir kabileden bahsederler ve bu kabile görüldüğü üzere Kuzey Kafkasya’daki Çerkes veya Abhaz kabilesidir. Kaşka adı da Kuzey Kafkasya’daki çerkeslerin adıdır.
Adige topluluklarının tarihsel ve çağdaş adları Anadolu’daki eskiçağ etnik adlarıyla da karşılaştırılabilir. Öncelikle Hatti adı ile Adige-Kaberdey adı Het arasındaki benzerlik dikkat çeker. Kuban’da Jane’ler ve Çemguyler arasında yer alan çerkes boyu Hatukayların adı da buna işaret etmekedir. Adige kişi ve yer adlarında Hatti adının izlerine çok sıkça rastlanır. Hetu, Hetıkue, Hetşıkue, Heth, Hetau.vb.
Sıraladığımız ve bu verilerin dışında kalan hususları da dikkate alırsak Anadolu’dan göç teorisi, oldukça önemli ve gelecek için ümit vericidir. Dilbilgisi uzmanlarına göre, Kuzey Kafkas dil ailesi, Abhaz-Adige ve Nah-Dağıstan olmak üzere iki kola ayrılmaktadır. Böylece bu aileden Gürcü (Kartli) dillerini çıkarırsak, bu dillerin ölü Hatti diliyle akrabalık sorunu da gündemden düşecektir. Bu durumda Hatti dilinin akrabalık bağlarını araştırırken sadece Abhaz-Adige dilleri geçerlidir, çünkü İ.M.Dyakonov’un da belirttiği gibi Hatti Dilinin Kafkas dilleriyle akrabalığını kabul etmez isek Hatti dili tamamen soyutlanmış duruma düşecektir. Çünkü en küçük ihtimalle bile bu dili bağlayabileceğimiz bir dil ailesi yoktur