Xabze kuralları uygulamada, kadın-erkek ayrımı yapmamıştır. Her ikisi de insan olma sıfatlarıyla xabze kurallarının uygulanmasından eşit olarak sorumlu tutulmuştur.
Bununla ilgili çeşitli bilgiler verilmiştir; ancak yaratılışın ve biyolojinin getirdiği başkalıklardan kaynaklanan bir ayrımı da inkar etmenin olanağı yoktur.
Dolayısıyla xabze kurallarının işleyişinde,kadın erkek ilişkilerinin somutlaşması ve uygulamanın bu farklı yapıyı da gösterecek biçimde gerçekleştirilmesi bir zorunluluktur.
Konu başlı başına bir kitap olacak kadar geniştir, biz onu genel davranışları belirlemek üzere, mümkün olduğu kadar örnekler vererek sınırlandırmaya çalışacağız.
a) İş Bölümü: Daha avcılık döneminden beri belirginleşmiş bir iş bölümü söz konusudur.
Şöyle ki erkekler, ailenin ihtiyaçlarının karşılanmasında avlanma, toplama, çift sürme gibi dışarıdaki işlerini yaparlar. Ayrıca eve yönelik kadın gücünün yetmeyeceği ağır işleri gerçekleştirirler; evin yapımı, duvarın örülmesi, çatının kaplanması, hayvanların bakımı ve hayvan barınaklarının temizlenmesi gibi.
Buna karşılık kadınlar dış işleriyle zorunlu olmadıkça uğraşmazlar, evin iç işleri ve mutfak işleriyle ilgilenirler. Ayrıca evin güzelleştirilmesi, iç ve dış dekorasyon, giysilerin seçimi ve yapılması, üretilen ürünlerin saklanış
biçimleri gibi iç hizmetler, kadınlar tarafından gerçekleştirilir.
b) Kadının Barış Simgesi Olması: Daha önce de bahsettiğimiz gibi, yine çok eski dönemlere dayanan ve yakın zamana kadar uygulanması da süren bir xabze kuralı vardır: O da kadının barışa simge olması, “Tsıxubzım pşerex xuşane" biçim'inde kurallaşan uygulama.
Bunun anlamı şudur: Ölümcül derecede kavgaya girişen iki ya da daha çok erkeğin arasına kadının girmesi ya da çözümsüz hale gelen bir davanın sonuçlanamamasında kadının devreye girmesi durumunda, xabze kuralları gereğince o erkeklerin kavgayı bırakması,davayı barışla sonuçlandırması gibi bir yükümlülükleri vardır.
Ancak burada bir noktaya da değinmek gerekir. Yine toplumca seçilmiş Thamadelerden oluşan Wunafe heyeti, kadının devreye girmesiyle sağlanan oluşumu karara bağlayarak uygulama alanına koymak durumundalar, bunu da böylece belirtmek gerekir.
c) Saygıda Ön Planda Tutulması: Erkeklerin ata biniş şeklinden başlayarak birbirlerine karşı uyguladıkları birçok kurallar, kadınlara karşı uygulanmaz. Bunun da nedeni, xabze kurallarına göre kadının düşman durumunda olmaması ve barışın simgesi olmasıdır.
Örnekler:
• Kadın geçerken oturmakta olan erkeklerin tümünün ayağa kalkması beklenir, buna karşılık kadının da gelmekte olan erkeğin yolunu keserek yürüyüşünü sürdürmemesi gerekir.
• Grup olarak misafirliğe gidildiğinde, erkekler komşu evlere dağıtılabilir; ancak kadınlar misafir gidilen evden ayrılamazlar.
• Erkekler kadınların karşısında hakaret edici, küçük düşürücü ya da insanı üzecek yanlış sözleri söylemezler, yanlış davranışları yapamazlar; oturuşlarına dikkat ederler, söz hakkını önce kadına verirler.
Buna karşılık kadınlar da erkeklerin yanında, hiçbir zaman kuralın öngörmediği biçimde oturamaz, başka türlü davranamaz, sözler söyleyemez, hatta yaş itibariyle daha olgunlar varsa, onların yanında sigara da içemez. Kısaca burada tam anlamıyla karşılıklılık esasına dayalı sevgi ve saygı kuralları vardır, bu kurallara aykırı davranılamaz.
• Bir erkek bir kadını atının terkisine alarak bir yerden bir yere götüremez, mutlaka ön tarafa oturtması gerekir. Ayrıca yolculukta geçiş hali söz konusu olduğunda, kadın yolcuya sağ tarafını vererek geçme durumundadır. Durum gerektirirse erkek atından inerek geçişi sağlar. Tabi bu kurallar klasik dönemlere ait olup at ve at arabasıyla yapılan yolculuklarda uygulamalardı.
• Bir konuta girerken (bu ev veya lokanta olabilir), kadının erkekten önce girmesi gerekir; ancak çıkarken erkek önceden çıkar, bunun da nedeni tehlikeye karşı koruma ve korunma kuralına göre hareket etmektir.
• Belirli bir yerde toplanılmışsa (bu kapalı ev ya da düğün yeri olabilir),kadınların odanın yapışına göre üst tarafa oturması gerekmektedir. Açık alanda toplanılmışsa, daha önce belirlediğimiz tarzda, yine kadınların üst tarafta ve korunan tarafta olması gerekirdi, halen de bu kural rahatlıkla uygulanabilmektedir.
• Evli olsun ya da olmasın, erkek kendi yakınları (annesi, karısı,kızı) dahil, kadına karşı şiddet kullanamaz, hakaret edemez, onu toplumda küçültecek davranışlarda bulunamaz. Ona daima önceliği verir.
Buna karşılık kadın da erkeğe karşı dedikodu yapmamaya,söz getirip götürmemeye, konuşmasına ve giyinmesine, oturmasına ve kalkmasına yönelik zorunluluğunun bir xabze kuralı olduğunu bilerek hareket edecektir.
• Kadın erkeklerin içinde ya da erkeğe karşı, acısını belirtmek üzere dikkat çekecek bir şekilde ağlayamaz, kahkaha atarak gülemez, sokakta yürüyüş, giyiniş, davranış tarzına dikkat ederek, hareket etmeye zorunludur.
• Genç kızlarla delikanlılar arasında yapılan sohbet toplantılarında, düğün eğlencelerinde, kaşenlik ilişkilerinde, xabze kurallarına uyulması ve hareketlerin xabze kurallarının öngördüğü biçimde yapılması zorunludur.
Bunlar arasında oturuş biçimleri, söz alma ve konuşma durumları, kimler nasıl konuşacak ve konuşmaları yönetecek thamadenin seçimi ve thamadenin görev ve sorumlulukları gibi konuların tamamı, kural olarak xabze kurallarınca biçimlendirilmiştir.
Erkekler Arası İlişkiler
Xabze toplumunda erkeklerin iş hayatında, savaş halinde, yolculuk halinde ve bütün birlikteliklerinde nasıl hareket edecekleri yine xabze kurallarına göre biçimlendirilmiş ve uygulanarak gelinmiştir.
• Her şeyden önce hangi nedenle olursa olsun, bir araya gelen iki ya da daha çok kişiden oluşan erkek grubunda bir tanesi mutlaka thamadedir. Bu thamade ya seçilir yahut doğal olarak bellidir.
Örneğin, yaş faktörü belirleyici bir unsur olur.
• Davranışların tamamı bu thamade ile birlikte verilecek kararlara göre yapılır. Tabi bu kararlar da xabze kurallarına göre alınmak zorundadır.
• Erkekler arasındaki ilişkilerde açık sözlülük ve güven ilkesi ön planda olmalıdır.
• Zayıflıktan yararlanmama, thamadenin dışında büyüklük yapmama,kibirli davranmama, küçük görmeme, onur kırmama gibi ilkeler davranışın temel ilkeleridir.
• Erkekler arası ilişkilerde xabze kurallarına göre dedikodu yoktur. Hele huzurda olmayan bir kişinin aleyhinde konuşma yapmaya, tavır ve davranış belirtmeye, xabze kuralları gereğince olanak yoktur. Erkekler yalnız kendi kendileriyle değil, bütün ilişkilerinde dürüst ve açık yürekli olmalıdır.
• Ayrıca erkek davranışlarında, yiğitliğin anlayışın ve saygının ön planda tutulması gerekmektedir.
• Bir savaş durumunda bile, eşit olmayan düşmana karşı şiddet kullanmak ve onu küçültecek davranışlarda bulunmak, xabze kurallarına aykırı sayılmıştır.
• Erkekler davranışlarında yaşı ne olursa olsun,söz dinlemek ve verilen kararlara uygun hareket etmek zorundalar.
Kısaca xabze toplumunda bu günün anlatımıyla "Anarşi"ye kaçan davranışlara yer yoktur. Bunun yerine kurallı, saygılı ve güvenli bir davranış sistemi belirlenmiştir. Erkekler de birbirleriyle olan ilişkilerinde bu kurallara uygun hareket etmek durumunda kalmışlardır. Bugün de bu kurallara uygun hareket edilmesinin ne denli güzel bir dünya yaratacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Kadınlar Arası İlişkiler
Xabze kurallarının kadın-erkek ayrımı yapmadığını belirtmiştik. Bu itibarla erkekler arası ilişkilerde ve kadın-erkek arası ilişkilerde gözüken kurallar, kadınlar arası ilişkilerde de hemen hemen aynıyla görülür. Buna rağmen kadınların birbirlerine olan davranışlarında bazı ince farklılıkları görmek de mümkündür.
• Kadınlarda duygusal olarak bir annelik erki söz konusu olduğu için, çocuk eğitiminde, genç kız eğitiminde, erkeklerden daha çok bunlara yakın olurlar, deyim yerindeyse sırlarını paylaşırlar, bir çeşit danışmanlık yaparlar.
• Kadınların birbirleriyle olan davranışlarında doğru olan, xabze kurallarına uymadıkları takdirde aileler arası düşmanlıklara yol açabilecek olaylara sebebiyet verebilecekleri için, özellikle sözle ve davranışla yapacakları hareketlere karşılıklı olarak çok önem vermeleridir.
• Kadınlar ailenin iç yapısıyla ilgili özel şeyleri yakından bildikleri için, özellikle aile birliğinin korunmasında xabze kuralları bakımından üzerlerine düşen ciddi görevleri aksatmadan yapmalıdırlar.
• Kadınların duyarlılıkları bakımından erkeklerle farklı olması nedeniyle toplumda daima danışman olarak hareket etme gibi bir durumları söz konusudur.
Bu özelliği bir küçük anekdotla anlatmak istiyorum.
Eve getirilen gelinin arabadan indirilmesi konusunda anlaşmazlık çıkınca, Hamsat Guase adıyla anılan ve tam anlamıyla bir kadın thamadesi olan kadına danışılıyor. Hamsat Guase: "Bana bu köyde akıllı bir kızla damat ailesine yakın bir gelin bulun. " diyor. Nedeni sorulunca şöyle cevap veriyor: "İyi bir gelin, yeni gelinin aileye uyumunu sağlamasına örnek olur. Akıllı bir kız gelinin nasıl davranacağını öğrenmesine yardımcı olur."
Nitekim arabadan gelini bu iki kimse indirir.
Diğer bir atasözümüz de şöyle demektedir: "Aileyi bozan da yücelten de kadındır."
Bu tip şeyleri çoğaltmayı gerek görmüyorum; çünkü kadınların toplumsal yaşamdaki yerleri, yadsınamayacak biçimde hep yüksek olmuştur. Bizim efsanelerimizde bir Seteney Guase, bir Gundapsıdza, bir Hamsat Guase
kişilikleri daima örnek olarak var olmuştur, olmaya devam edecektir.
Büyüklerle Küçükler Arası İlişkiler
Büyüklerle küçükler arasındaki ilişkilerle ilgili, her toplumda kurallaşmış birçok ilkeler vardır. Bu bakımdan konuyu uzatmak istemiyorum. Küçüğün bir thamadenin, bir Nahijın ya da bir makam olarak büyüğün karşısında
önemli görevleri vardır.
• Genç büyüğünün elini tuttuğu zaman, büyüğü sormadan kendisi büyüğüne "nasılsın" diye soramaz, ilk hareketi büyükten bekler.
• Oturma sırasına göre büyüğün baş tarafına geçip oturamaz.
• Büyük veya thamade kendisine söz vermedikçe, bir konuda ayrıntıya dalarak konuşma yapamaz.
• Büyük içeri, oturma yerine geldiği zaman, oturan herkes ayağa kalkar.
• Genç, ağır misafir ve thamadelerin oturduğu sofraya genel olarak oturmaz, onlara ayakta hizmet eder.
• Genç ister aile büyükleri olsun ister başkası, onların onur ve kimliklerine zarar verecek, küçük düşürecek ve aleyhlerinde söz söyleyemez, dedikodu yapamaz.
• Genç büyüğün ya da thamadenin kendisine verdiği görevi yapmazlık edemez. Ayrıca büyüğü dinlemezlik de edemez.
•Yolculuk sırasında genel olarak karar alma, ödemelerin yapılması gibi işler, büyüklere ve thamadelere ait olup geri kalan hizmetleri yolculuk boyunca yapmak gençlere ait olur.
•Genç ya da gençler, büyüklerin durduğu, oturduğu toplantı ve eğlencelerde, aşın davranışlarda bulunamaz; bağırıp çağıramaz hele kendisini bilmeyecek şekilde alkol alarak büyüklerin yanına gidip duramaz ve oturamaz.
Bunun gibi birçok kuralı gençler için ilkeselleştiren bir xabze sistemi söz konusudur.
• Büyüklere karşı gençlerin hareket tarzını xabze normları nasıl ilkeselleştirmişse, gençlerin hak ve hukukunu da ciddi şekilde kurallaştırmıştır. Buna göre;
• Topluca hareket edilen yerlerde başta söz hakkı olmak üzere, sahip oldukları kişisel ve gençlik haklarına saygı gösterilir.
• Gençlerin kişiliklerinin gelişmesi için, toplum içerisindeki hareket ve davranışlarının olumlu olarak eğitilmesi bakımından büyüklerin deneyim ve bilgilerini gençlere aktarma gibi zorunlu bir görevleri vardır.
• Bu amaçla büyükler, gençlerin hak sahibi olduklarını kabul ederek, onların önemini ve verilen değeri davranışlarıyla göstermek durumunda olmalıdır.
• Gençlerin herhangi bir yanlış yapmaları durumunda, azarlayarak veya sert davranarak değil, eğitici ve öğretici biçimde yaklaşarak, yanlışın düzeltilmesi yoluna gidilmelidir.
• Gençlerin kişisel haklarına gösterilen saygının yanında onlara, yapabilecekleri işlerle ilgili ciddi sorumluluklar da verilmelidir.
Örneğin; bir genç thamade olabilir, sofra yöneticisi, toplum yöneticisi olabilir. Kendisinden büyük yaşta olanlar o ortamda bulunsalar bile gencin görev ve yetkisine, sorumluluk almasına engel olmazlar. Aksine takdir ederek, teşvik ederler.
Kısaca xabze normları yaşlılar ile gençler arasındaki dengeyi saygı, sevgi, takdir ve anlayışla kurmuştur.
Her yaştaki insanın yetki, görev ve sorumluluklarını Xabze normlarına göre düzenlemiştir.
Öncelikle büyükler, gençler için örnek olmalıdır. Bundan da anlaşılan şudur: Xabze kurallarına uyum sağlamasıyla, toplum içindeki davranış kurallarına dikkat etmesiyle, kendisinden küçük olanların töresel hak ve hukukunu korumasıyla, onlara sevgiyi öğretecek şekilde hareket etmesiyle örnek olmalıdır.
Nitekim çok atasözümüz; "Büyüğün olmadığı yerde küçüklerin yetişemeyeceğini, gençlerin olmadığı yerde de büyüklerin yaşayamayacağını," vurgulamaktadır.
Bunları özetleyecek olursak, büyükler ve küçükler arasındaki ilişkilerin temeli saygıya, sevgiye; xabze kurallarına uygun davranmaya dayanır.