19 YY. KÖYLE HAREKETLERİ

kafkasya ile ilgili görsel sonucu

Çarlık Rusyası’na karşı verilen anti-sömürgeci savaşın ve sömürgecilerle çıkarları gereği uzlaşan feodallere karşı verilen anti-feodal savaşın temel gücünü tlfekotller oluşturuyordu. Adıge feodalleri ile Çarlık Rusyası’nın sömürgeci çıkarlarının özdeşleştiğinin soyut göstergesi Bziyuk Savaşı’ydı. Adıge feodalleri ile buna karşı direnen köylülük Bziyuk nehri vadisinde karşı karşıya geldiler.Feodal beylere, Çarlık Rusyası bir topçu birliği ile destek verdi.(1796) Köylüler askeri yönden savaşı kaybettiler. Ancak savaş sonrası, feodalizmin zayıf olduğu kabilelerde tlfekotller halk meclisini toplayarak kendilerini yönetecek Starşina'larını (Rusca bir sözcük olan Starşina, köy yöneticisi -bir tür muhtar- demektir. Köylü ayaklanmarında köylü liderleri genellikle Starnişa'lar ve varlıklı tlfekotler olmuşlardır.) seçtiler ve kendi yönetimlerini kurumlaştırmaya başladılar. İskelelerdeki alış-verişi serbest bırakıp tüm yargılama yetkilerini tlfekotleşlerden alıp starnişalara devrettiler. Meclisinde yönlendiricisi olan starnişalar ve varlıklı tlfekotller feodal beylerin haklarını kısıtlayıp tlfekotllerin haklarını arttırdılar. Beylerin haklarını tam olarak yok etmediler. Çünkü bu olayın özünde, starnişaların ve varlıklı tlfekotllerin gelecekte feodal beylerin yerine geçme istekleri olduğu gibi feodalizme alternatif egemen sınıfı oluşturma istekleri de gizliydi. Bziyuk'tan sonra, Adıge köylüleri ile feodal beyler arasındaki çelişki artan dozlarla devam etti. Tlfekotller Çarlık Rusyası'na karşı sürdürülen bağımsızlık savaşını tam olarak ellerine almış, henüz gelişmemiş feodalizmi de tasfiye etmeye başlamış ve kendi kurumlarını oluşturmaya başlamıştı. Feodalizmin gelişmiş olduğu bölgelerde ise (örneğin Bjeduğlar) feodal beylerin çıkarları çarlığın askeri gücüyle korunuyordu. Çarlık, işbirlikçisi feodal beylerin konumunu daha da güçlendirme çabası içerisindeydi. Çarlık destekli feodal beylerin, ağır baskı ve sömürüsüne karşı Bjeduğ köylüleri 1856'da baş kaldırdılar. Bu ayaklanmanın sonunda Çarlık destekli feodal beyler, ayaklananları ağır bir şekilde cezalandırdılar. Adıge köylü hareketlerinin başarı kazanmamasının nedeni; 19.yy.'da Adıgey'in sosyo-ekonomik düzeyinin geri kalmış olmasındandır. Feodalizmin tam yerleşmemesi, feodalizme alternatif sınıfın, zayıf üretim ve ticaretten dolayı olgunlaşmamış olması, köylü hareketlerinin taleplerini kararsız kalmıştır.

Müridizm ve Adige Köylülüğü

19. yy. başlarında Adıgey yoğun köylü hareketlerini ve bağımsızlık mücadelesini yaşarken, aynı yıllarda Kuzeydoğu Kafkasya, özellikle Dağıstan, önceleri dini, sonraları köylüler arasında yayıldıkça askeri ve politik bir nitelik kazanan, Rus araştırmacıların "müridizm" adını verdikleri bir hareketle çalkalanıyordu. Lenin'e göre müridizm "Dini kılıf içinde politik direniş oluşumu, yalnız Rusya'ya değil, gelişimlerinin belirli bir aşamasında tüm halklara özgüdür." Şamil, mürid hareketinin önemli temsilcilerinden birini, Muhammed Emin'i 1848'de Adıgey'e gönderdi. M. Emin'in öğretileri, ilk başlarda olumlu tepkiler aldı. Zayıf da olsa Adıge köylülerinin anti-feodal, anti-sömürgeci kurumlaşmaları vardı. M. Emin bu kurumlaşmaya şeriat hükümleriyle bir nitelik kazandırmaya çalıştı. Şeriatla yönetilen bir devlet organizasyonu kurdu. Ticareti teşvik etti. Dayandığı kitle özgür köylülerdi. Muhammed Emin'in pşıltı ve wunevutları vardı ve asıl dayanağı özgürleştirilmelerini uman kölelerdi. Feodalizme karşı net bir tavır içerisinde değildi. Şeriat yasaları ise, hala demokratik klan gelenekleri taşıyan özgür köylülüğün kültürüyle çelişiyordu. İlk başlardaki köylü desteğini yavaş yavaş kaybediyordu. 1859'da Şamil'in yenilgisiyle o da Ruslara teslim oldu.

Sürgün

1861'de Çarlık Rusyası’nda serflik kaldırılmış, feodalizm yerini kapitalist ilişkilere bırakmıştı. Kaldırılan serflikle topraksız ya da az topraklı köylüler ortaya çıkmıştı. Aynı yıllarda da Osmanlı İmp. iskan yasalarını hazırlıyordu. 1864'de Adıgeler kesin olarak yenildiğinde, büyük toprak sahipleri ile Rus burjuvasinin çıkarları doğrultusunda ve çarlığın Osmanlı’yla yaptığı işbirliği sonucu bölge halkı Osmanlı topraklarına sürüldü. Özetlersek: Tarihin çok eski dönemlerinden beri Kuzeybatı Kafkasya'da yaşayan Adıgeler, içinde bulundukları coğrafi koşullar nedeniyle üretimi, üretim ilişkilerini geliştirememişlerdir. Geliştirebilenler ise (Kuzey Kafkasya ovalarında yaşayan Kimmer'ler MÖ. 8. yüzyılda güçlü bir kabileler federasyonu kurmuşlar ve diğer kabileleri proto-feodal düzenle yönetmişlerdir.) kuzeyden gelen güçlü kavimlerin basksıyla yokedilmişler ya da sürülmüşlerdir. Dağlı Adıge kabileleri 15-16.yüzyıllara kadar klan-kabile sistemini yaşatmışlardır. 15-16. yüzyıllarda üretim araçlarının ve üretimin gelişmesi ve klan-kabile eşrafının da artı ürüne el koymasıyla feodal eğililer ortaya çıkmıştır. Feodal kurumlaşma yerleşmeye başlamıştır. Feodal kurumlaşmaya karşı köylülük direnmeye başlamış ve bu sıralarda Çarlık Rusyası'nın sömürgeci çıkarlarıyla da karşılaşmışlardır. O topraklar üzerinde feodal beyler ile Çarlık Rusyası'nın çıkarlarının parelellik göstermesi, feodal beylerin önemli bir bölümünün Çarlık Rusyası’yla işbirliğine gitmesine neden olmuştur. Bu durum köylü mücadelesinin anti-feodal, anti-sömürgeci kurumlaşmasını getirmiştir. Bu süreç tamamlanamadan Adıgeler topraklarından sürülmüşlerdir. Adigeler, yarı feodal, yarı klan kültürü, biraz da ulusal kurumlaşmaya adım atmış ve zayıf da olsa ulusal bilinç öğeleri taşıyan karmaşık bir yapıyla sürgün yaşamına itilmişlerdir.