1 Hancar’a göre Maykop kültür havzası Anadolu’daki Alacahöyük kurganıyla yaşıt ve ilişkili olduğu gibi, ona göre bu ilişki Mezopotamya ile Maykop kültürünün MÖ 4000-3000 arasında kurduğu ilişkiden beslenmektedir. Hancar, Kafkasya’nın Boğa kültünü ve Toprak Ana (Ana Tanrıça) Batı Ege, Adalar ve Kuzeydoğu Avrupa ile ortak zaman diliminde geliştirdiğini ve bu kültlerin bu bölgelerde ortak olduğunu söylemektedir. Bkz. Franz Hancar, III. Türk Dünyası Kongresi, “Kafkas İlk Tarih Araştırmaları Işığında Anadolunun Eneolitik Buluntuları, Türk Tarih Kurumu Yayınevi, 1948. s.51-64.”
2 Therakes, Pelasg, Kelt, İllyria, As, Med, Karia-Leleg kavimlerinin Kuzey Hindistanla olan ilişkileriyle ilgili olarak bkz. Namitok Çerkeslerin Kökeni II. Kitap, Kaf-Dav Yayınları. Ankara, 2008.
3 Bilge Umar Luvi halkı ile Pelasglar arasında bir ayrım gözetmez. Bu nedenle Pelasg-Abhaz kültürü üzerine birçok eser veren Beygua’nın çalışmaları Abhazcayı bilen kişilerce yeniden ele alınmalı ve Bilge Umar’ın çalışmalarıyla karşılıklı olarak etüd edilmelidir.
4 Bilge Umar Çerkesler'in (Kürt ve Ermeniler'in de) eski halklar ve medeniyetler konusunda ileri sürdüğü tezler hakkında, “Çerkesler, Kürtler ve Ermeniler ilk halklar bizdendir havası çalmaktadırlar” demektedir (İlkçağda Türkiye Halkı, s.111). Biz ileriki çalışmalarımız için “Çerkes ve Kürt Mitolojisi Üzerine Etüd” adlı bir başlık oluşturduk. Burada Çerkesler ve Kürtlerin etnik, kültürel ve mitolojik olarak ne kadar benzeştiklerine ve tarihsel olarak Kafkasya ile Mezopotamya arasındaki ortak unsurlara değindik. Bilge Umar’ın özenle kapı dışarı ettiği Çerkes ve Kürt halklarının sadece mitolojilerinin bile karşılaştırmalı okumasının Anadolu’daki pagan kültürün anahtarlarını vereceğini söyleyip bahsi kapatalım.
5 Bilge Umar adı geçen bölgelerde karşılaştığı isimleri Luvi-Pelasg dilinin unsurlarını kullanarak etüd ederken, Beygua aynı bölgelerdeki isimleri Pelasg-Abhaz dilini kullanarak etüd etmiştir. Bu nedenle de Türkiye Çerkes-Abhaz aydınları aralarındaki üst kimlik-alt kimlik tartışmalarını bir kenara bırakıp, Luvi-Pelasg-Abhaz dilleri üzerine ciddi etüdler ortaya koymak zorundadırlar. Tabiî bunun içinde, Türk devletinin kurulduğu günden bu yana Çerkes ve Abhazlar'dan özenle esirgediği Çerkes ve Abhaz Dili bölümlerinin üniversitelerde açılması gerekmektedir.
6 Beygua, Batı Türkistan’daki Buhara isminin Pelasg-Abhaz dilinde Pıhara: Okuma Yeri anlamına geldiğini iddia etmektedir.
7 Bilge Umar, İlkçağda Türkiye Halkı, İnkılap Yayınları, 1999, İstanbul. s.75.
8 İskender’in Anabasis’i 4 III 7
9 Bilge Umar, İlkçağda Türkiye Halkı, s75.
10 Bu konuda James Churchward’ın Mu kıtası ile ilgili eserlerine bakılabilir.
11 Bilge Umar, İlkçağda Türkiye Halkı, s.76-77.
12 Betrozov, Çerkeslerin Etnik Tarihi, s.136.
13 Buna benzer bir tez de Çünatıko’ya aittir. Oda Therakes Mysia isminin Ma-me tanrıçasına izafeten konulmuş bir isim olduğunu kabul eder. Bilge Umar ise onlarca şehir isminin Luvi dilinde Ma tanrıçasına izafe edildiğini uzun uzun anlatır.
14 Met Çünatıko Yusuf İzzet, Kafkas Tarihi II. Kaf-Dav Yayınları, 2008, Ankara.
15 Ruslan Betrozov, Çerkeslerin Etnik Tarihi, Orhan Uravelli (Çev.) Kaf-Dav Yayınları, 2009, Ankara, s. 115.
16 Kafkasya soyut bir ada medeniyeti olmasa gerek. Nitekim Osmanoğulları Sokullu döneminde Karadeniz ve Hazar denizlerini kanal açarak birleştirmek istemişlerdir. Osmanoğulları'na bu ilhamı veren şey ise gerçekte bu bölgenin yani Karadeniz ve Hazarın birleşik bir deniz olduğu bilgisinin bir şekilde bilinmesiydi. Bu deniz yolu Kafkasya’yı hem Akdeniz’e, hem de Orta Asya İç denizine açıyor olmalıdır. Kafkasya’nın bir deniz ticaret yolu üzerinde olduğuna ve Karadeniz-Hazar deniz yolu ile ilgili olarak Bkz. Aydın O. Erkan, Tarih Boyunca Kafkasya, Çiviyazıları, 1999, İstanbul.
17 Deniz Kabileleri Konfederasyonundaki Şirdanlarin Kafkasyalı olduğu ve daha önce Mısır’ı işgal edip yüzyıl kadar yöneten Hiksoslar'ın Hurriler olduğuna dair bkz. Arif Lütfü Mansel, III. Türk Tarihi Kongresi, ‘Ege Tarihinde Akhalar Meslesi’ s.181-219.
18 Yunancası Kyros olan bu ismin İran dilindeki Kuraş telaffuzu Khabardey Kuraşın soy adının da İran dillerinden gelmiş olabileceğini düşündürüyor.
19 Karia-Leleg kenti olan Pedasa Çerkes Hatukoy yaşam alanı olan Pedısey köylerini ve Pedıs sülale adını akla getirmektedir.
20 Sonra Khabardeyler kadınları ve kızları kuru ot yığınlarının içine koyup ateşe verdiler. Hepsi atlı ve silahlı olan Khabardey şovalyeleri son bir kez işgalci Çarlık Ordusuna karşı savaşmak için Amuk ovasına indiler. Uzunyayla Sözlü Tarih Derlemelerinden aktaran L’up Şahin Ş’eşhable Köyü-Kayseri.-İstanbul, 2005 (Derlemeler Khabardey-Balkar Bilimler Enstitüsünden Tabış Murat’a Teslim Edilmiştir.)
21 Bilge Umar, İlkçağda Türkiye Halkı, s.262-263.
22 Ruslan Betrozov, Çerkeslerin Etnik Tarihi, Orhan Uravelli (Çev.), Kaf-Dav Yayınları, 2009, Ankara,s.141. Eğer Nart Mitolojisindeki Çintler gerçekten Sintler ise ve bunların Kafkasya’da koloniler kurmak için gelen gemici kabileler oldukları hatta Ege’den Batı Kafkasya’ya gelip yerleşen Luviler (Karia-Lelgler) olması çok olasıdır. Çünkü Sint kabilesi bir Luvi (Karia-Leleg) adı olarak da tarihte kendisini göstermektedir.
23 Betrozov, Çerkeslerin Etnik Tarihi, s.152.