ÇERKES ERKEK KIYAFETLERİ 3


anıldı. Zamanla ateşli silahlar oklarla yayın yerini aldı ve mermiler karşısında hiçbir koruma sağlamayan savunma zırhları atıldı. 18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren bir Çerkes’in silahları tüfek, tabanca, süvari kılıcı ve kamadan oluşmaya başladı. Silah imalatı Çerkes askeri sisteminin yapısıyla yakından bağlantılıydı. Tüm Kuzey Kafkasyalılar silahlarına büyük saygı gösterir ve en iyi şekilde muhafaza ederlerdi. Bir dağlı kaması olmadan asla evinden çıkmazdı. Her erkek hatta genç olanlar bile bir kamaya sahipti. Üstün örnekler babadan oğula geçerdi. Bazı aileler eski kama ve diğer silahları kuşaktan kuşağa geçen değeri biçilmez şeyler olarak halen muhafaza ederler. Muharebede silahını kaybedenler sonsuza dek aşağılanırdı. Geleneğe göre bir erkek tüm silahlarıyla beraber gömülürdü. Çerkesler, tüfek imalatı ve silah üretim zanaatlarını inanılmaz seviyelere taşıdılar. Her köyde silah imalatında uzmanlaşmış 2 ya da 3 zanaatkar vardı. Günümüzde kama çoğunlukla hatıra olarak imal edilmektedir. Maykop kültürünün höyüklerindeki definelerde ortaya çıkan eski silahlar arasında taş topuzlar ve savaş baltaları vardı. Novosvobodnaya köyündeki Mezar Höyüğü 31 de bulunan Bronz çağa ait olan bıçaklar, çakmaktaşından yapılmış üçgen ok uçlarından oluşan silahlar da kayda değerdir. Moskova Tarih Müzesi’nde Maykop yakınlarındaki kazı yerlerinde bulunan ortaçağ sonu dönemine ait Çerkes kılıç ve kamalarından oluşan büyük bir koleksiyon vardır. Sergilenenlerden bazılarındaki yazılar MS 16.­17. yüzyıl tarihlerini işaret etmektedir. Ayrıca Kabardey mezar kazılarında 15­16. yüzyıla kadar geri giden bir çok silah ortaya çıkmıştır. Bu keşifler Adigey’deki Belorechenskaya kültürünün doğu Çerkes versiyonunu temsil etmektedir. (Belorechenskaya Maykop’un kuzeybatısında yer alır.) Zırh ceket birbirine dörtlü olarak bitiştirilmiş cilalı çelik halkalardan metal bir kumaş elde edilerek yapılırdı. Bedene bağlı olarak 20­30.000 halka kullanılırdı. Vücudu dizlere kadar koruyordu. Kabardey versiyonları o kadar iyi yapılmıştı ki Pers İmparatoru ordusunda kullanmak için ısmarlamıştı. Kremlin silah deposunda geçmişi 16­17. yüzyıla dek uzanan birkaç zırh ceket örneği saklanmaktadır. Miğferin konik ile piramit karışımı bir şekli vardı ve çelikten yapılırdı ve omuzlara sarkan halkalardan oluşan bir ağ eklenmişti. Çoğunlukla üretim tarihi ve yapan ustanın adı bu seçkin parçalara asitle oyularak işlenirdi. Gümüşlerle işlenmiş 1780 tarihli bir örnek bulunmuştur. Geleneksel Çerkes motifleriyle süslenmiş çelik plakalar dirsekten bileğe kadar kolu kaplardı. Oynak kısımları deri şeritler ve metal halkalarla gerçekleştirilmişti. Kırmızı ya da siyah deriyle yapılan eldivenler ellere korunma sağlardı. Orta kısmına takılı boynuzlarla süslenmiş gümüş ya da altın iplikle işlenmiş iş eldivenleri Çerkes ustalığının alameti farikasıydı. Yay iki tabakadan oluşuyordu, iç kısmı hayvan boynuzlarından dış kısmı ise odundan yapılırdı. Teller balık zamkında kaynatılmış hayvan tendonlarından yapılırdı. Okları erkekler tarafından yapılırken ailenin kadınları iyi deriyi altın ve gümüş ipliklerle süsleyerek ok kılıfları yaparlardı. Yay ve ok kılıfı bele bağlanırdı. Pallas (Alman doğabilimci) tepesine büyük bir demir yerleştirilmiş alt kısmına yaklaşık 45 cm. lik keskin bir demir kargı eklenmiş 1.5 metre uzunluğunda mızrağa benzer bir silahı anlatmıştır. Zırh ceketlere giren süngüye benzer kısa ve düz kılıçlar tasarlanmıştı. 17. yüzyılda Çerkesler yenilik olarak iki kenarlı bir uzun kama şeklindeki süvari silahını kullandılar. 100­114 cm. lik geleneksel kılıçla karşılaştırıldığında bu yaklaşık 75 cm. idi. Yuvarlak kabzası gümüş ya da fildişinden yapılmıştı ve baş kısmı hafif çengel şeklindeydi. Kın yapımcılığı kadına özgü bir sanattı. Şekil verilmiş 2 tahta parçası önce deriyle sonra kadifeyle kaplanırdı, sonra altın iplik ve metal saçla sabitlenirdi. Orta Asya, Terek ve Greben Kazakları’na yaptıkları seferlerde süvari kılıçlarıyla uzun mızrakların üstesinden gelmek için “Kabardey tarzında kullanmak” diye adlandırdıkları bir taktik kullanmışlardır. Kılıçların, kamaların, silahların ve tüfeklerin kabzaları altın ya da gümüş kakma, ahşap ve kemikle süslenmişti. Daha ayrıntılı tasarımlarda yarı değerli taşlar da kullanılmıştı. Ateşli silahlar ilk olarak 16. yüzyılda Kuzey Kafkasya’ya geldi ama kullanımının yaygınlaşması 18. yüzyılda olmuştur. 1840­50 arası yapılmış Çerkes silahları Moskova ve San Petersburg’daki müzelerde sergilenmektedir. Deri tabanca kılıflarını kadınlar yapmışlardır. Çerkesler tüfeklerinin barutlarını kendileri imal ettiler. Ana barut stoklarını boynuz, fildişi ya da tahtadan yaptıkları bir matara içinde depolarlardı. Altın, gümüş ya da fildişi ile süslenmiş kuzu derisinin içine sararak kuru kalmasını sağlarlardı. Barut matarası kemere asılırdı. El altında olması gereken barutlar çerkeskadaki khezirlere yerleştirilirdi. Tabanca ve tüfeklerin civataları için gereken yumuşak tozlar özel bir küçük matarada saklanırdı. Bu da kemere asılırdı