MEOTLAR VE ÇERKESLER


Meot (ing. Maeotis) terimi aslında kollektif bir terim olup, Kuzeybatı Kafkasya'da, Kuban Havzasında ve Doğu Azak Denizi kıyılarında yaşamış olan birbir...ine akraba pek çok kabile için kullanılmaktadır. Meotlar, Çerkeslerin atası olarak değerlendirilmektedir. Arkeolojik bulgulara ait olarak Bosfor taş lahitlerinde yer alan kitabelerde rastlanan Bagos, Dzadeu,Bleps gibi isimlee Adıgeler arasında rastlanmaktadır. Diğer isimler ise Psao,Psehako olup, Kuban'ın geçmişten gelen isimleri ise Psat, Opissas ve Psatei'dir. Adıgey'de Tahtamukay, Hamçet Krasnıy bölgelerindeki Meot sitelerinde yapılan arkeolojik çalışmalar sonucunda Meot kültürünün Ortaçağ başlarına kadar burada gelişmeye devam ettiği saptanmıştır.
M.Ö. 521-482 yılları arasında yaşamış olan Coğrafyacı Syclac Corendian, Meot kabilelerini şu şekilde sıralamaktadır.
- Tana (Don) nehri kıyılarında Savromatlar
- Azak Denizi kıyılarında Meotlar
- Taman yarımadası ve Anapa'ya kadar olan bölgede Sindler
- Anapa ile Gelencik arasında Kerketler
- Gelencikten güneybatı boyunca Akhalar
- Heniohlar
- Heniohs ve Phasis nehirleri arasında Kolhlar.
Yunan tarihçi Strabo, da "Meotların, Sind, Dandari, Toreates, Ayres, Arreches, Torpotes, Obicliakenes, Doskhi ve diğer bir çok kabileden oluştuğunu yazmıştır.
Özetle, kadim zamanların kayıtlarını tutmuş olan yazarların büyük çoğunluğu Meotların Azak Deniz'nin doğu kısmında ve Kuban nehrinin alt ve orta kısımlarında yaşadıklarını belirtmektedirler. Arkeolojik veriler ışığında bu bölgenin sınırlarının batıda Azak Denizi, güneydoğuda Karadeniz, güneyde ise Kafkasya'nın kuzey yamaçları arasında uzandığı ifade edilmektedir. Kuzeyde Sarmatlar ile sınırlanan bozkırda yaşayan Meotlar yaşadıkları bölgeyi doğudaki Stavropol ovasına kadar genişletmişlerdir.Bu sebepten ötürü Meotlar, Kuban nehrinin orta ve alt kısmında bulunan havzanın tümünü mesken tutmuşlardır. Diğer akraba kabileler ise Kuban nehrinin yanındaki Urup nehrinde yaşamışlardır.
Meotlar, M.Ö. 5. yy'dan itibaren Karadenizin kuzeydoğu kıyılarında kurulmaya başlayan Grek kolonileri ile etkileşim içerisine girmişlerdir. M.Ö. 6. yüzyıl başlarında Yunan kolonizasyon sürecinde Yunanlılar Taman'dan Gelencik'e kadar geniş bir alana yayılmışlardır. Başlıca Yunan kolonileri olarak Hermonasa, Kepi, Patrei ve Fanagorya sıralanabilir.Ayrıca arkeologlar Novorossiysk'te, Abrau ve Durso nehirleri arasında M.Ö. 6. yüzyıla ait pek çok Yunan yerleşimi olduğunu keşfetmişlerdir.
Yunanlılar ticarette Meotlara şarap, zeytin yağı, sofra gereçleri ve lüks mallar sağlarken, Meotlar da, tarım kültürüne dayalı olarak tahıl ürünleri, et, yün, post ihraç etmişlerdir. Meot kabilelerinden özellikle Sindler ve Akhalar Yunanlılar barışçıl ve dostluk temelli ilişkiler kurmuşlardır. Tarım, hayvancılık ve balıkçılık konusunda ileri gelişme gösteren, el zanaatları, demircilik ve toprak kap üretiminde başarılı olan Sindler,ürettikleri mallara dayalı olarak Yunanlılarla ticari ilişkiler içerisine girerlerken, Akhalar da Yunanlılardan denizciliği ve gemiciliği öğrenmişlerdir. Nitekim Yunan mitolojisi ile Nart mitolojisi arasındaki benzerliklerin de bu kültürel ve ticari etkileşime dayandığı ileri sürülmektedir.
El zaanatları, demircilik ve dikim konusunda gelişme gösteren Meot kültüründe herkes kendi mesleğine uygun olarak bir soyadı taşırdı.
Meotlar dindar olup, dünya güzelliklerine ve doğa olaylarına önem verirlerdi. Güneşi, yağmuru ve şimşek'i yöneten tanrılar olduğuna inanır, onlara saygı duyar ve dini törenler düzenlerlerdi. Ölenler için de cenaze törenleri düzenlenir, ölüler kıvrık bir şekilde yanlarına değerli eşyalar, silahlar konulmak üzere toprağa gömülürdü. Ölülerin bu eşyalarla birlikte diğer dünyaya gideceklerine inanılırdı. Cenazenin ardından birkaç hafta veya bir ay sonra mezar başında toplanılır çevresinde halka oluşturup ağıtlar söylenerek çevresinde dönülürdü. Meotlar, tüm bu doğa olaylarının, Güneşini ve ışığın başında tek bir büyük Tanrı olduğuna inanırlardı.