Bundan önceki yazımızda genel olarak “Akrabalığın Önemini” anlatmaya
çalışmıştık. Bu yazımızda da “Xabze Toplumu” olan Çerkeslerde akrabalığın biraz
daha detaylı bir analizini yapmaya çalışacağız.
Akrabalık bütün toplumlarda
önemlidir. Ancak Çerkeslerde bir başka önemlidir. Çünkü, Çerkeslerde her türlü ilişkide
olduğu gibi akrabalık ilişkilerinin de temelinde insani değerlerin öne
çıkarılması, insanın insan olması, “Eşref-i mahluk” niteliğinin zedelenmemesi
ve korunması vardır. Bu hususu sağlayacak olan en önemli sosyal bağların da
akrabalık temeline dayanan ilişkiler olduğunun bilincinde olan Çerkesler,
akrabalığa gerçekten çok değer vermişler ve akrabalık halkasını olabildiğince
genişletmenin arayışı içerisinde olmuşlardır.
Çerkeslerde, “Lhepk’ ” (Kabile) dediğimiz aynı soy ağacından gelme
esasına dayanan tabii bir bağ vardır ki; bu bağ sonradan oluşan bir durum
olmayıp; aynı kandan ve soydan gelen bireyler arasındaki tabii bir bağdır.
Lhepk bağıyla birbirine bağlı olanlar için; “K’oş” (kardeş), “Wunek’oş” (aile
kardeşi), “Şıuph” (Kız kardeş), Lhepk’awğ” (Soydaş) tabirleri kullanılır. Bu
bağ tıpkı çekirdek aileyi oluşturan bireyler arasındaki bağ gibi oldukça güçlü olup,
Lhepk’ın mensuplarını; ailenin namusunun,
şeref ve haysiyetinin korunmasından sorumlu tutar. Lhepk’ın mensupları, Lhepk’ı
küçük düşüren her türlü davranışlardan (hırsızlık, arsızlık, saygısızlık,
korkaklık, inançsızlık hele hele namussuzluk gibi) uzak durmak sorumluluğunu
taşır. Aynı Lhepk’ın üyesi olan bireyler arasındaki bu soy ve kan bağının
kökleri ortalama yedi göbeğe kadar yukarıya ve aşağıya doğru uzanır. Lhepk’ın
bireyleri bu sınırlar dahilinde birbirleriyle evlenemezler; çünkü kendilerini
tıpkı çekirdek ailenin bireyleri gibi görür ve düşünürler. Lhepk’ın gençleri
arasında, evlenme yasağı olduğundan dolayı da herhangi bir güvensizlik asla söz
konusu olmaz, olamaz.
Lhepk’ın hiyerarşik
düzeninde “yaş” çok çok önemli olup, yaş itibariyle büyük olanlara saygısızlık etmek
bağışlanmayacak büyük bir kusurdur.
İkinci olarak da sebeplere
bağlı olarak sonradan kurulan akrabalıklar vardır ki bu akrabalıklar iki grupta
değerlendirilir:
1- Ahlı-Ihlı: Bu akrabalık kan
bağına dayanarak sonradan kurulan akrabalıktır. “Ahlı-Ihlı” akrabalığı, başka
bir aileye gelin olarak giden genç kızın çocuklarıyla, kendi erkek ve kız
kardeşlerinin çocukları arasındaki kan bağından dolayı oluşur. Ayrıca da,
evlenmiş olan kızın çocuklarıyla kendisinin dayıları, teyze ve halaları
arasında da kan akrabalığı kurulmuş olduğundan bunların çocukları arasında da “Ahlı-Ihlı”
akrabalığı oluştuğundan evlenme yasağı vardır.
2-Blağa: Evlenen çiftlerin
ait oldukları aileler arasında, kendilerinden olan bireylerin evliliğinden dolayı kurulan akrabalık
“Blağa-Blağağa” adıyla nitelendirilir. Her iki akrabalıkta da taraflar, iki
veya daha çok ailenin ilişkilerini karşılıklı sevgi, saygı ve dayanışma
temelinde düzenleme ve götürme sorumluluğunu taşırlar.
Bunların
dışında Çerkeslerde; Atalık “Pur” akrabalığı, “sütkardeşliği” akrabalığı,
evlat edinme
akrabalığı, evlenen gencin düğün
esnasında Şawa olarak misafir edildiği aile ile oluşan “sağdıç” akrabalığı ve
çok samimi arkadaşlıklardan dolayı kurulan “Nıbjoğblağa” adıyla nitelendirilen “arkadaş”
akrabalığı olmak üzere akrabalıklar
vardır. (*)
Çerkesler, kendi soylarından olan ve kan bağı
dolayısıyla kurulan akrabalık dolayısıyla akraba oldukları herkese çok önem
verdikleri gibi, başka türlü muhtelif sebeplere bağlı olarak kurulan
akrabalıklara da fevkalade önem verirler. Mesela; Çerkeslerde “Aneş”e yani
annenin erkek kardeşi ve o soydan
erkeklere ve anne tarafının dayılarına çok değer verilir ki; “Aneş nahıce
sıakım” (Dayının küçüğü olmaz) deyimi bu saygının açık bir ifadesi olup
Aneş’ler (dayılar) yaşça küçük olsalar dahi her ortamda, yer, söz ve diğer hususlarda
her zaman önceliklidirler. Yeğenler kesinlikle Aneş ve Adeşlerin önüne
geçmezler ve her ortamda saygıda kusur etmemeye azami dikkati gösterirler.
Çerkesler geçmişte
olduğu gibi günümüzde de akrabalık ilişkilerinin en üst seviyede devam
ettirilmesine fevkalade önemi vermektedirler. Ancak ne yazık ki; zalim
kapitalizmin ve Avrupai özentilerin bir neticesi midir, bilinmez; bazen
nefislerine ve şeytana uyarak maddi çıkarları ve egoları uğruna akrabalık
ilişkilerini zedeleyen, insanlık onuruna hiç mi hiç yakışmayan tutum ve
davranışların yaşandığına şahit olmaktayız.
Oysa; insanlık ve insan onuru, buna bağlı
olarak da akrabalık ilişkileri Çerkeslerde her şeyin üstünde tutulan bir
olgudur. Bu güzel değerlerin, maddi ve nefsi tutkulara feda edilerek
zedelenmemesine herkes tarafından azami gayretin gösterilmesinin, dünya ve
ahiret mutluluğu ve sosyal hayatın insan onurun yaraşır bir şekilde
yaşanabilmesi için zaruri olduğuna inanıyorum