Kafkas halklarının çok eski tarihlere uzanan silah yapım sanatı oldukça ünlüdür. Bu gün Devlet Tarih Müzesi koleksiyonları arasında Kuzey Kafkasya haklarına ait çok eski zamanlarda kullanılmış ok kılıfları, sivri uçlu çeşitli silahlar, tabancalar, fişekler, barutluklar, yelme (zırhlı elbise), miğfer, kolluklar, kasatura ve kamalar, kılıçlar ve zırhlar, ok, yay, mızrak gibi savaş donanımı vardır.
Geçtiğimiz tarihlerden beri Adigelerin askeri gereksinimlerini
karşılamak için ürettikleri silahların yapımı ve bunların süsleme
sanatı hayli gelişmişti.
15-18.yüzyıllar arasında Kafkasya’yı ziyaret eden yabancılar
Çerkesya silahlarının kalitesinin ve gözkamaştırıcı güzelliğinin
farkına varmışlardı. Çerkesya’da her hanede oklar, mızraklar ve
barutlar yapılabilmekteydi, daha zor işler ise profesyonel silah
yapım ustaları tarafından karşılanırdı.
Savunma silahları
Çerkeslerin ürettikleri savunma silahları karkateristik Kafkas
silahlarındandır. Miğferler, yelmeler, kolluklar, eldivenler vb.
Yüksek konik biçimde yapılan demir miğferler iki parça halinde
perçinlenmiştir. Bu miğferler birkaç demir ya da gümüş plaka parça
ile süslenmiştir. Tezyinlerin hakim yapısında değişik motifler ve
reimler izlenmektedir, çizilen motifler ile resimler miğferlerin
Çerkes yapımı olduğunu belli etmektedir.
Bazı
ustalar ürünlerinin üzerine kendi imzalarını ya da armalarını
çakmışlardır. Miğferlerin üst halkalarına takılı flamaların
sağlamlaştırılması için kırmızı sahtiyandan sırma şeritlerle
dikildikleri ve motif nakışlarla süslendikleri görülmektedir.
Miğferlerin alt tarafında da demir ağlardan yapılmış zırh vardır
ve yüzün yarısını kapatacak şekilde yer almaktadır.
Arka ve
yanlarda omuzlar üzerine dökülerek vücudu kaplayan yelmeyi
örtmektedir (ense ve sırt kısımlarını bütünüyle kapatmaktadır).
Ön taraf ise kancalarla iliklenmektedir. Yüksek konik miğferlerin yanısıra alçak tipli olanlarlda vardır. Uzun ya da kısa zırhlı gömlekler giyildikten sonra başa takılan yüksek ya da alçak miğferlerin ağları uzun olup sırtın büyük bir kısmını korumaktadır. Savaşçıların vücutlarını korumaya yönelik yelmeler biribirine geçmiş demir halkalardan meydana getirilmişlerdir. Halkalar yanlardaki diğer dört halkaya takılarak bir ağ haline dönüşmektedir. Yelmelerin iki kesiti vardır; yürüme kolaylığı sağlayan alt bölüm ile kafayı koruyan üst bölüm. Yakalarda hem sert ve dik görünüm vermesi hem de ensenin daha iyi korunması için örülmüş ham deri bulunmaktadır. Yaka ilikleri oldukça güzel halde gümüş ve savaş ile bezenmiştir. Bu zırhlı elbiselerin piyadeler için yapılmış olanları daha uzun, süvariler için yapılmış olanları ise daha kısadır. Bunlarda ortalama 20 ile 25 bin adet halka vardır.
Ön taraf ise kancalarla iliklenmektedir. Yüksek konik miğferlerin yanısıra alçak tipli olanlarlda vardır. Uzun ya da kısa zırhlı gömlekler giyildikten sonra başa takılan yüksek ya da alçak miğferlerin ağları uzun olup sırtın büyük bir kısmını korumaktadır. Savaşçıların vücutlarını korumaya yönelik yelmeler biribirine geçmiş demir halkalardan meydana getirilmişlerdir. Halkalar yanlardaki diğer dört halkaya takılarak bir ağ haline dönüşmektedir. Yelmelerin iki kesiti vardır; yürüme kolaylığı sağlayan alt bölüm ile kafayı koruyan üst bölüm. Yakalarda hem sert ve dik görünüm vermesi hem de ensenin daha iyi korunması için örülmüş ham deri bulunmaktadır. Yaka ilikleri oldukça güzel halde gümüş ve savaş ile bezenmiştir. Bu zırhlı elbiselerin piyadeler için yapılmış olanları daha uzun, süvariler için yapılmış olanları ise daha kısadır. Bunlarda ortalama 20 ile 25 bin adet halka vardır.
Belirtmek gerekir ki yelmeler ve zırh gömlekler arasında bir takım
ayrımlar vardır. Bunlardan en önemlisi yelmelerin yuvarlak demir
tel kesitler kullanılarak, zırh gömleklerin ise sıkıştırılmış
teller ile yapılmış olmalarıdır. Kuzey-batı Kafkasya’nın Kaberdey
zırhları oldukça tanınmış durumdadırlar. Bu zırhlar geçmişte
Persler tarafından satın alınırlardı. 15.yüzyılda da Türklerin
haraç kalemleri arasında at ve insanların yanısıra zırhlar de
bulunmaktaydı. Bu işin öncüleri olan Kaberdey zırh ustaları
1660’lı yıllarda önceleri Astrahan'a daha sonraları ise Moskova’ya
götürülerek çalıştırılmaktaydı.
Kılıç
darbelerinden korunmayı sağlayan kolluklara gelince; bunlar
kelepçeler şeklindedir ve yanlarında yardımcı kelepçeler
niteliğinde ikişer tane daha küçük kelepçelerin halkalarla
bağlantıları sağlanarak yapılmış üstleri ise altın varaklarla
süslenmişlerdir.
Savunma silahları arasında kırmızı ya da siyah sahtiyandan yapılmış eldivenler de bulunurdu. Kadınlar tarafından gümüş iplik ve sırmalarla işlenerek hazırlanan ve deri kemeler ile ele bağlanan eldivelerin üstündeki dikili zırh parçalarıda dikkatleri çekmektedir. Çerkes motiflerinden oluşan süsler arasında boynuz ve yaprak şekilleri de göze çarpmaktadır.
Soğuk
silahlar
Müzelerde sayıları oldukça kabarık Çerkes dalkılıçları koleksiyonu vardır. Bunlar 14-15.yüzyıllardan günümüze ulaşmıştır. Beloreçensk (Maykop yakınlarında bir yer) kurganı ve yüksek yerlerde yapılan kazılarda elde edilen bu kılıçların önemli özelliklerinden biri, uçlarının sivriliği ile süngüye benzerlikleridir. Hiç tahmin edilemeyecek şekilde zırh halkalarını delerek vücudu yaralayabilirler. Ayrıca müzede pek ender bulunan sivri uçlu dalkılıçlar arasında ayrı zamanlarda yapılmış 16-17.yüzyıllara ait iki benzer kılıç dikkat çekmektedir. Birbirine son derece benzer olan bu kılıçlardan birinde altın varakla işlenen ustasının adı vardır. Bu iki sivri uçlu kılıç Çerkeslerce 1687’de üretilen örneklerdir. Kabardey ustalarca yapıldıkları sanılmaktadır...
Ustalar
önceleri Astrahan'a daha sonraları 1661’li yıllarda Moskova’ya
"pulat" kılıçlarını üreten ve bunların dökümlerini gerçekleştiren
ustalar olarak götürülmüşlerdir. 17.yüzyılda Adigelerde kılıç ya
da uzun bıçak diye adlandırılan yeni bir soğuk silah türü
belirmiştir. Bu biçim dalkılıçları diğerlerinden ayıran özelliği;
elleri korumaya yarayan kabzaların haç biçimini taşımaması, ayrıca
bıçak bölümü ile sapın kabzaya gömülmemesidir.
İki ağaç
parçası halinde hazırlanan kabzanın üstünde özel hazırlanan deri
yer almaktadır. Üzerleri sırma kadifelerle süslenen deriler
genellikle yeşil renktedir, kadifeler fazla süslü olmamakla
birlikte yine de savatlı işler rağbet görmekteydi.
Gümüş
fişeklikler, şarjör bağlar bunun örnekleri ile doludur. Kılıç
kemerlerinin üzerinde de yalın gümüş ya da demirden çeşitli
parçalar vardır. Bazı kemelerin süslemesinde ise sırma şeritler
kullanılmıştır. Zamanla kuzey-batı Kafkasya’da kılıçların
popülaritesi arttıkça dalkılıçların kullanımından bütünüyle
vazgeçilmiştir.19.yüzyılda artık Çerkes dalkılıçları ile
karşılaşma olasılığı yoktu. Devlet Tarih Müzesi’nde üzerine 1713
yılında üretildiği kayıtlı en eski kılıcın metal kısmı batı Avrupa
kökenlidir. Sapı siyah renkli boynuzdan yapılmıştır. Buradaki en
ilginçi kılıçlardan biri de görünüş bakımından son derece güzel
1857 tarihli dar bir kılıçtır. Altın ve gümüş kakmalarla sapı
süslenen bu kılıçtaki karekteristik Çerkes motifleri arasında
yuvarlak, yarı yuvarlak boynuz şekilleri, kıvrımlı lüleler,
çelenge benzer çiçekler, yapraklar ve gülü anımsatan oymalar
vardır. Üzerinde hafif oval kanalcıklar bulunan bıçak kısımları
keskin bir aletle şekillenmiş ve hepsi orijinal Çerkes motiflerine
sadık kalınarak üretilmişlerdir.
Çerkesler tarafından
pek korunmayan kamalara karşın, nesillerden nesillere aktarılan
kılıçlar değerli sayılmaktadır. Gerçek şu ki Çerkesler kamalar ve
dalkılıçlara fazla vermemişlerdir. Bununla birlikte hemen herkes
kama taşır yıpranmış ya da kullanılamayacak hale gelmiş olanları
da tamir edilerek korunurdu. 19.yüzyılın yetmişli tarihlerinde
batı Kafkasya’da görünmeye başlayan Dağıstan ustaları -çoğu da
kama üretimi ile- ünlü olmuşlardır. Müze koleksiyonları arasında
Çerkesya’da yapılmış ilginç birer ürün olarak dikkat çeken bu
kamalar savatlı motiflerler eski bir yapı görünümü taşımaktadır.
19.yüzyılın ilk yarısına aittirler. 20.yüzyılda yapılanlar ise
üzerinde iri buğday taneleri ile oldukça şık ve modern bir hava
taşımaktadır.
Atış
silahları
Bu tür silahlar arasında yeralan ok, yay, mızrak gibileri oldukça az kalmıştır. Boynuz, ağaç, fırınlanmış kiriş ve sinirler zamkla yapıştırılarak üretilmişlerdir.
Boynuza
kiriş çekilirken, yayın gerginliği ve çekimin mükemmelliği
açısından bu işlem iç taraftan yapılırdı. Hayvan kirişleri
sinirler pişirildikten sonra boynuza balık tutkalı ile
yapıştırılırdı. Böylelikle boynuzun bir ucundan diğerine çok
elastik bir yay oluşurdu. İnce bir kat ağaç yayın dış tarafına
konulur uçlarıda kemik ve kirişlerle kaplanırdı. Yayın ağaç
bölümünün sırt tarafına siyah deri yapıştırılıp bunların üzerleri
de altın yaldızlarla donatılırdı.
Bir
araştırıcının yazdıklarına göre 15.yüzyılda gereksinim duyulan
okların tamamı Çerkes evlerinde yapılmaktaydı. Yani bunların
üretiminde özel ustalara gerek yoktu. Üretilen okların uçları son
derece dayanıklı, menzili oldukça yüksek sayılmaktadır.
Yay ve oklar için kılıfları Çerkes kadınları evlerinde yaparlardı. Çiçek motifleri ya da sırmalarla süslenen kılıflar kırmızı ya da siyah sahtiyandandır. Anlaşılabildiği kadar 18. yüzyılda ok ve yaylar ateşli silahlarla birlikte kullanılmaktaydı. Çerkeslerin imal ettikleri ok ve mızraklar Tatarlar ve Nogaylar tarafından ortalama yılda üçyüzbin adete varan miktarlarda satın alınıyordu.
Ateşli silahlar
Kuzey kafkasya’da ateşli silahların kullanımı 16.yüzyıla uzanmaktadır. Ancak toplumun büyük bir bölümünde 18.yüzyılda yaygınlaşmış bununla birlikte ok ve yay gibi silahların kullanımıda devam etmiştir.
Ateşli
silahlar Kırım ve Dağıstan’dan geliyor az miktarlarda ise yerel
üretim yapılıyordu. Kırım yapımı silahların gövdeleri yontulmuş,
üzerinde Türk damgası vardır. Bunlar 18.yüzyıl sonu ile 19.yüzyıl
başlarına aittir. Dipçikleri uzun ve ince olan silahlar terbiye
edilmemiş deri ile kaplıdır.
Ancak
yerli tüfeklerin gövdeleri oldukça ağır ve gerek gövdelerinde
gerekse dipçiklerinde Çerkes motifleri ile gümüş işlemeler de
görülmektedir. Moskova ve Leningrad müzelerinde 19.yüzyıla Çerkes
tabancaları sergilenmektedir.
Kafkasya
savaşları sırasında verimi yüksek silahlar seri halde
üretilmekteydi. Bunlara Türk stili çekmekler eklenmekteydi.
Tabanca gövdeleri altın varaklar ile süslenmekte yatak bölümleri
ise siyah deri ile kaplanmaktaydı. Silah kabzaları yuvarlak
kemikten, genellikle gümüş işlemelidir. Tamamlayıcı bütün
gereksinimlerde savat ve gümüş kamalarla süslüdür.
Ayrıca
tamamen fildişi ve gümüşle işlenmiş çok güzel tabanalar da
segilenmektedir. Ateşli silahlar için özel bir donanım da ortaya
çıkarılmıştır. Ağaç oluklar, fişaklikler(hazırlar), ölçekler,
barutluklar vs. gibi.
Fişeklikler Çerkes giysilerinin (çerkeskanın) göğüs bölümüne
yerleştirilmişlerdir. Bunların üst bölümlerinde ulusal motiflerle
süslenmiş gümüşlerden olan kapaklar bulunmaktaydı. Bunlar aynı
zamanda barut ölçeği olarak ta kullanılmaktaydı. Yüksek kaliteli
barutlar çakmakların ateşleme yerine dökülerek ateşlenecek şekilde
ayarlanırdı. Barutlar özel olarak yapılan bartuluklarda korunurdu.
Bunlar ağaçtan, boynuzdan, kemikten, gümüşten süslemelerle
üretilmişlerdi. Tabancalar için yapılan deri kılıfların tümü
kadınlar tarafından hazırlanmakta ve altın gümüş ipliklerle
süslenmekteydi. Kılıfların dip kısımları açık olup her boyda
tabancaya uyacak şekilde yapılmaktaydı.
At teçhizatı
Atların donatılması çok çeşitli eşyanın varlığıyla ilgilidir. Geçmişte atların çoğaltılması ve yetiştirilmesi özellikle Kaberdeylerin çok önem verdikleri bir uğraştı...
Kaberdey
atları Rusya’dan Gürcistana, Kırıma, Litvanya’ya, Polonya’ya
satılmaktaydı. Örneğin Kırım pazarlarında Kaberdey atlarının
fiyatı diğer atların 25 katına kadar ulaşabiliyordu.
Ata bu
kadar önem verilen Çerkeslerde at takımlarının yapımı ve bunların
süslenmeside aynı derecede önemseniyor ve bu iş önde gelen
mesleklerden biri sayılıyordu. Bu eşyalar dört işleme ayrılarak
ortaya çıkartılıyordu: Tahta bölümler, saraç işleri, demir işleri,
gümüş işleri.
Saraçlar
tahta bölümleri deri ile kaplarlar, at takımları için gerek
duyulan deri, kösele işlerini, kemer ve benzeri malzemeleri
hazırlarlardı. Siyah renkli ham kemerlerin üstüne gümüş ya da
madenden yuvarlak ve yarıyuvarlak süsler yapılırdı. Bunlar
genellikle savat ve ovmalı parçalardı.
Kafkas
eyerleri diğerlerine nazaran daha yüksektir. Kırmızı ya da siyah
sahtiyanla kaplıdırlar ve içleri kuştüyü ile dodurulmuştur. Eyere
ilişkin ya da ona bağlı tüm takılar Kafkas motifleri ile işlenmiş
gümüş ya da madenden (büyük parçalardan) oluşmaktadır.
Yuvarlak
demirden yapılan üzengiler, üzerinde bir işleme yoksa kırmızı ya
da siyah boya ile boyanırlar.
Kafkasyalılarda mahmuz kullanılmamıştır. İri olmayan ince ve esnek kırbaçlar atın yönlendirilesinde rağbet görmüştür. Üstleri gümüşlerle süslenmiş şeritlerle sarılmış, uç kısımlar ise deri ya da kumaşlardan meydana getirilmiş ve bu kırbaçların tümü flamalarla süslenmiştir. Bunların yapımında da kadınların önemli rolleri bulunmaktaydı